gece 11'de çay demleten meseleler

duvarların inceliğinden sebep yan komşudan gelen yatak gıcırtıları ve inleme sesleri.

buruna kaçan o ilk leblebiyi hatırlamak ...anılar...acılar ve muz kabuğu.

eskimiş ama acısı taze olan şeyler..

ara sıra akla gelen çocuk gözler, mahçup bir yüz..

emrivaki ile kapınızı çalan misafir. haliyle misafire ikram yapmadan olmaz. biz ailemizden öyle gördük.

keyifli ve kaliteli bir sohbet yanında çay ister, saat kaç olursa olsun.

alkolü fazla kaçırıp eve dönmüşümdür midem büzüş büzüş olmuştur. alkolden sonra içilen kahve ben de tat kaçırıyor o sebeple gecenin kaçı olursa olsun midemi ve kendimi rahatlatmak adına demlerim

ulan konu kafka, camus, sartre, beauvoir, woolf ise kalkılıp demlenmez mi o çay? ha benim sohbetini yediğime, ha benim tatlışıma.

sevdiğin dizinin yeni bölümünün başlamış olması

projeyi yetiştirmek için çalışmaktan mütevellit beynin sulanmasıyla paralel gelen " beynim aktı, ne b.k yesem? " meselesi.

kitabın daha bitmemiş olması.
bi çay içelim mi yaa diyen baba.

eğer olduysa orgazm sigarasını çayla içmek.

olmadıysa da su boşa gitmesin diye çay demlenebilir.

uyku düzeni. eğer bozulmuşsa çok doğal olarak gece 11'de çay demletebilecek bir meseledir.

kilosu 5.5 tl den 2 kilo domates almak.

b 12 vitamin eksikliği.

okunulan iyi bir kitap. seyredilen iyi bir film. sıkı giden, iyi eleştirilerin ve önerilerin bulunduğu sıkı tartışmalar. tüm bunların yanında, bir üstteki entaride denildiği gibi, sıkı bir muhabbet.
her biri için ayrı ayrı yazarsam, sabahlar olmaz. o yüzden sonuncusu olan sohbetten gidelim biz...

keyifli ve kaliteli bir sohbetin gerçekleştirilebileceği bir romantik sevgili/eş varsa; daha da güzel olur demlenen çay, kanımca.

+ hayatım, çay yapayım mı tekrar?
- olur gülüm, sen yoruldun zaten ya, otur sen ben koyup geleyim.
+ peki. (yüzünde böyle en tatlı gülümsemesiyle bakar size. jestiniz hoşuna gitmiştir ve size yeniden aşık olmak için basit bir sebep bulmuştur.)
- seviyorum seni.
+ ben de seni.
(odadan çıkılır, alelacele çay koyulur. geri gelinir.)
+ ne diyorduk en son?
- bla bla...

mevzuya devam edilecektir ancak bir virgül konulur. içilecek bir bardak çay, daha içilmeden içleri ısıtmıştır bile. asıl kallavi sohbete dönülmezden evvel, biraz bakışılır. bir sarılınılır. birkaç güzel laf edilir. sonra muhabbete tekrar dönülür. muhabbet biter, çay biter. yatağa girilir. uyumak zul gelir o anda. sabaha kadar konuşasınız gelir. uyumak istemezsiniz. bir tarafın uykusu iyice bastırana kadar, bu muhabbet yatakta da devam edecektir. bambaşka meselelere geçişler yapılacak, asıl konuşulan konular unutulacak, en sonunda uyku bastıracak ve o romantik sevgili/eş kollarınızda derin ve huzurlu bir uykuya dalacak.

bu kadar yazdık madem, bitirmeden de belirtelim; bunun hayali bile gecenin şu saatinde çay demleme isteği uyandırdı bünyemde. hatta o kadar ki; "datlı dillim, guler yüzlum neredesing seng?" deyip çayımdan bir yudum alıp, (kötü örnek olmayalım, burak aksak'ın deyimiyle ciklet diyelim.) cikletimden bir fırt çekmek istedim. en iyi yatıp uyuyayım ben artık.

öncesinde içilen çay ve kahveler sohbeti iyice harlamıştır. genelde ilişkiler, işler güçler, malımıza çöken dayılar, varı yoğu satıp yiyen dedeler, vay o zaman istanbul'dan kaç dönüm arazi alınırmış diye hayıflanmalar konuşulur ve kesinlikle yeni çay demlenir.

dizi izlemek. mesele sayılırsa tabii.

valla benim bir meselem yok, öyle canım istedi demledim.

eğyyy bı buçuk hafta önce demlediğim çay çaydanlıktaydi ya o aklıma geldi başlığı görünce, kesin küflenmiştir kshxjsgs