1.
ben en çok bunu özledim be sözlük :(
muhteşem bir hissiyat,hiç kimse yoktu harika tertemiz bir koyda sabaha kadar denizde vakit geçirirdim, bunu geçen yazda koronadan dolayı yaşayamadım.
denizde gece 12-1 suları sırt üstü uzanır, ayın ve yıldızlara bakarak, denizin akıntısıyla inanılmaz hisler vuku bulur.
yoo ağlamıyorum, gözüme deniz suyu kaçtı..
muhteşem bir hissiyat,hiç kimse yoktu harika tertemiz bir koyda sabaha kadar denizde vakit geçirirdim, bunu geçen yazda koronadan dolayı yaşayamadım.
denizde gece 12-1 suları sırt üstü uzanır, ayın ve yıldızlara bakarak, denizin akıntısıyla inanılmaz hisler vuku bulur.
yoo ağlamıyorum, gözüme deniz suyu kaçtı..
devamını gör...
2.
bir çok kez yaptığim çılgınlıktir. en son yazın dikilide girmiştim dibe dalarken açılan gözler su altında resmen urpertiyor. 2006 yılında da gece 3 te ayvalık sarımsaklıda çırılçıplak girmiştik delilik işte.
devamını gör...
3.
ay ışığının çok da parlak olmadığı (ya da ay’ın erken battığı) gecelerde yapılması şahane eylem.
sonuçta gece giriyoruz değil mi? ışık minimumda olmalı.
ayrıca 2006 senesinde ilk defa sarımsaklı’da gece denize girmiş biri olarak, hemen üstteki entry sahibi arkadaşla karşılaşmadığımıza seviniyorum.
sonuçta gece giriyoruz değil mi? ışık minimumda olmalı.
ayrıca 2006 senesinde ilk defa sarımsaklı’da gece denize girmiş biri olarak, hemen üstteki entry sahibi arkadaşla karşılaşmadığımıza seviniyorum.
devamını gör...
4.
giresun'da yapmış olduğum eğlenceli durum. temiz bir sahile gidiyorsunuz, sizden ve arkadaşlarınızdan başka kimse olmuyor. kuruyorsunuz masanızı, cipsinizi, içeceklerinizi, meyvenizi, bir de arabadan müzik açıyorsunuz, araba sahile gelmiyorsa bluetooth hoparlör ile eğlencenize kaldığınız yerden devam ediyorsunuz. denizin keyfi o zaman bir başka oluyor. üşütmemeye dikkat edin. gündüz girmekten daha keyifli oluyor.
devamını gör...
5.
dünyanın en zevkli aktivitelerindendir. şov yapmaya gerek yok, atlamalar, zıplamalar sakatlığa sebep olur. yaz gecelerinde alkol etkisiyle, biraz ayılma, biraz serinleme amacıyla girilmesi mantıklıdır.
devamını gör...
6.
lisede 4 yaz boyunca muğla akyakada günlük tur teknelerinde çalısmıştım.
günlük programı şöyle anlatayım;
saat 7.30 8.00 gibi uyandırdık aramızdaki en genç gemiciye para verip pastaneye poğaça simit aldırmaya gönderiridik. o sırada aşçımız hemen kahvaltılılıkları hazırlarken geri kalanımızda masaları silip, küllükleri masalara atıp geceden aldığımız rezervasyonları kişi sayısına göre kağıtlara yazıp masaların üstündeki küllüğün altına yerleştirirdik.
bizim çaylak gemici gelincede bir güzel kahvaltımızi yapardık.
saat 9 a doğru teknenin kıç kısmındaki platfotma gelip müsterilerin gelmesini beklerdik. gelenlerinde sahil güvenliğe aktaracağımız bilgilerini alıp tekneye yerleştirirdik.
tekne kapasitesi 200 kişi ama sahil güvenliğin bize verdiği taşıma kapasitesi 170 olduğundan 170 kisiyi doldurunca sefere başlama işaretini kaptan bana vira diyerek verir, bende arkadan halatlar çözülünce çapayı çekemeye başlardım.
saat 10.30 da sefere başladıktan sonra iki farklı koyda 45 er dakikalık yüzme molası verip saat 12 1 doğru sedir adası açıklarında tekneyi alarga pozisyonunda bırakıp yemek servisine başlardık. 170 kişinin yemeğini yaklaşık 40 dakikada verip sedir adası iskelesine yanaşırdık.
sedir adasına bağlı olarak 2 saat kalırdık, o sırada yolcular adada gezerken bizde yemek servisinin ardındaki temizliğe girişirdik.
sonra ben yine platforma çıkar tekneye giren yolcuları saymaya başlardım. yolcular tam olduğunda yine vira komutuyla sefere devam ederdik.
3 koyda daha yüzme molası verdikten sonra yavaş yavaş dönüs yoluna başlar o sırada da okanla birlikte bar hesaplarını toplamaya başlardım. (tur ücretine sadece yemek dahil. içecekler extra konsepte çalışıyorduk)
limana gelip tekneyi sağ salim bağladıktan sonra yolcuları uğurlardık.
5 10 dakika mola verip sigara içip kaptanın gelip hadi geçmiş olsun tayfa demesini beklerdik. kaptan gelip günlük değerlendirmeyi yaptıktan sonra gider okanda herkese görevini söyleyip teknenin arkasına geçip yarinki turun rezervasyonlarını almaya başlardı. tabi benim görevimde 2 motoru ve 2 jeneratörü kontrol edip yağına suyuna kayışlarına bakmaktı. varsa bi arıza kaptana bildirmekti.
neyse gelelim başlığın konusuna.
yukarıda anlattıklarımı okudunuz. günler çok yoğun geçerdi. hatta sadece teknik kısımları anlattım birde insanlarla uğraşma, onları memnun etme olayları var onlar başka bir entry konusu.
tüm bu olanlardan sonra gece denize girmek benim için o kadar rahatlatıcı o kadar dinlendirici gelirdi ki sormayın.
gece denize girip sahilden bir miktar açılıp suyun üstünde sırt üstü yatıp gökyüzündeki milyonlarca yıldızı izlemek...
anlayamazsınız
günlük programı şöyle anlatayım;
saat 7.30 8.00 gibi uyandırdık aramızdaki en genç gemiciye para verip pastaneye poğaça simit aldırmaya gönderiridik. o sırada aşçımız hemen kahvaltılılıkları hazırlarken geri kalanımızda masaları silip, küllükleri masalara atıp geceden aldığımız rezervasyonları kişi sayısına göre kağıtlara yazıp masaların üstündeki küllüğün altına yerleştirirdik.
bizim çaylak gemici gelincede bir güzel kahvaltımızi yapardık.
saat 9 a doğru teknenin kıç kısmındaki platfotma gelip müsterilerin gelmesini beklerdik. gelenlerinde sahil güvenliğe aktaracağımız bilgilerini alıp tekneye yerleştirirdik.
tekne kapasitesi 200 kişi ama sahil güvenliğin bize verdiği taşıma kapasitesi 170 olduğundan 170 kisiyi doldurunca sefere başlama işaretini kaptan bana vira diyerek verir, bende arkadan halatlar çözülünce çapayı çekemeye başlardım.
saat 10.30 da sefere başladıktan sonra iki farklı koyda 45 er dakikalık yüzme molası verip saat 12 1 doğru sedir adası açıklarında tekneyi alarga pozisyonunda bırakıp yemek servisine başlardık. 170 kişinin yemeğini yaklaşık 40 dakikada verip sedir adası iskelesine yanaşırdık.
sedir adasına bağlı olarak 2 saat kalırdık, o sırada yolcular adada gezerken bizde yemek servisinin ardındaki temizliğe girişirdik.
sonra ben yine platforma çıkar tekneye giren yolcuları saymaya başlardım. yolcular tam olduğunda yine vira komutuyla sefere devam ederdik.
3 koyda daha yüzme molası verdikten sonra yavaş yavaş dönüs yoluna başlar o sırada da okanla birlikte bar hesaplarını toplamaya başlardım. (tur ücretine sadece yemek dahil. içecekler extra konsepte çalışıyorduk)
limana gelip tekneyi sağ salim bağladıktan sonra yolcuları uğurlardık.
5 10 dakika mola verip sigara içip kaptanın gelip hadi geçmiş olsun tayfa demesini beklerdik. kaptan gelip günlük değerlendirmeyi yaptıktan sonra gider okanda herkese görevini söyleyip teknenin arkasına geçip yarinki turun rezervasyonlarını almaya başlardı. tabi benim görevimde 2 motoru ve 2 jeneratörü kontrol edip yağına suyuna kayışlarına bakmaktı. varsa bi arıza kaptana bildirmekti.
neyse gelelim başlığın konusuna.
yukarıda anlattıklarımı okudunuz. günler çok yoğun geçerdi. hatta sadece teknik kısımları anlattım birde insanlarla uğraşma, onları memnun etme olayları var onlar başka bir entry konusu.
tüm bu olanlardan sonra gece denize girmek benim için o kadar rahatlatıcı o kadar dinlendirici gelirdi ki sormayın.
gece denize girip sahilden bir miktar açılıp suyun üstünde sırt üstü yatıp gökyüzündeki milyonlarca yıldızı izlemek...
anlayamazsınız
devamını gör...
7.
cok keyiflidir ama cok dikkatli olmak gerekir
devamını gör...
8.
tırstıran ancak inanılmaz zevkli eylemdir. ölmeden denenmesi tavsiye olunur.
devamını gör...
9.
bu eylül akyaka'da yaptığımız ve sonra her gece müptelası olduğumuz eylem, suyun üst katmanı soğuk alt katmanı sıcakcık bir o kadar güzeldi. keşke şimdi orda olsam.
devamını gör...
10.
2016 yazında antalya kemer'de yüzme bilmeden yaptığım aktivite. gece dörde kadar dünya votka içip birkaç bira da alarak plaja gittim. kafa bir dünya olunca ve halihazırda zaten canım feci sıkkınken doğanın fizik bilimine verdiği kanunlara dayanarak ve suyun kaldırmak kuvvetine inanarak sırtı üstü dalgalı suya bıraktım kendimi. takribi 40 ya da 50 metre sırt üstü suyun üstünde deniz nereye götürürse oraya savruldum. neticede bir şekilde kıyıya ulaşabildim. eşek cennetine de gidebilirsin ama pek önemli değil o an. kumsalın üstünde yıldızların altında sarhoş olmuştum.
devamını gör...
11.
hayatımda hiç denemediğin ve denemek istemediğim eylemdir. korkutur.
devamını gör...
12.
bir deniz manyağı olmama rağmen, daha önce arkadaşlarımın beni birkaç defa sürüklediği, ama doğrusu hiç de zevk almadığım eylemdir. sanırım en büyük nedeni karanlıktan korkmamdan dolayı. ancak, onun dışında da ayrı bir zevkini göremedim. suyun dibine dalıp deniz canlılarını izlemek veya berrak bir koya yüzüp manzarayı izlemek varken tercih etmem. bilmiyorum, belki de çok zevksizim bazılarınıza göre. ama ben yine de sabah ve öğlenden yana kullanacağım tercihimi.
devamını gör...
13.
en sevdiğim eylemdir akşam su seviyesi daha yüksek olduğu için çok açınılmaması gerektiği düşündüğüm durumdur. ama çarşaf gibi denizde gökyüzünü izlemek inanılmaz keyif vericidir.
devamını gör...
14.
tadı bir başka olmakla birlikte bilinmezliği de boldur. bir yandan ay ışığı altında sırtüstü uzanmanın mutluluğunu, bir yandan da acaba popomu balıklar kapar mı endişesini bir arada yaşarsın.
devamını gör...
15.
çok keyiflidir.
devamını gör...
16.
yazligin varsa ve denize yakinsa arkadaslarinla yapmasi inanilmaz keyiflidir.
devamını gör...
17.
anlatılmaz yaşanır diyebileceğim bir başlık . ayrıca gece denize girdiğiniz günden sonrası gündüz girmek istemiyceksiniz yada gece girdiğiniz gibi zevk almayacaksınız.
devamını gör...
18.
havuza girmek kadar keyifli değildir. evet.
devamını gör...
19.
en çok özlediğim, geçirdiğimiz yazı saymazsak her yaz defalarca yapmış olduğum eylemdir.
hatta bu yaz, kafa sözlük gece denize girme zirvesi yapmayı da planlamaktayım *
hatta bu yaz, kafa sözlük gece denize girme zirvesi yapmayı da planlamaktayım *
devamını gör...
20.
deniz gece korkunç oluyor, koyu bir kan gibi ve sessiz.
aslında ne gündüz ne gece deniz görmüş değilim ama öyle kalmış aklımda. zaten yüzme de bilmem, bilsem gece yüzmem.
aslında ne gündüz ne gece deniz görmüş değilim ama öyle kalmış aklımda. zaten yüzme de bilmem, bilsem gece yüzmem.
devamını gör...