1.
yazarı haydar karataş, aslen hozatlı ancak isviçre'de yaşayan bir dersimli. 1938 olaylarına, geride kalanların, çocukların, kadınların, gözünden bakıyor. dersim coğrafyasına kültürüne aşina biriyseniz büyük bir üzüntü ve keder içerisinde okuyorsunuz. geri kalan okuyucular üzerinde ise büyük bir şaşkınlık yaratacağı kesin. kesinlikle son zamanlarda okuduğum en etkileyici roman. gerçek ile mistik birbirine karışmış, masalsı bir anlatım. okurken ciddi derecede yaşar kemal tadı veriyor kitap. yazar, dersim olaylarını anlatıyor ama bunu yaparken siyaset yapmıyor, bariz şekilde bir tarafı tutmuyor. salt gerçekliği, yaşam şartlarını, coğrafyanın ne derece acımasız olduğunu, çekilen zulmün boyutunu görmek istiyorsanız mutlaka okuyun. bir kere de taraf tutmadan, önyargılı olmadan, sırf doğmakla sahip olduğumuz insan olmanın o gerekleri ile okuyun.
benim için kitabı değerli kılan en önemli yanı ise, surata tokat gibi çarpan ciddi bir özeleştiri yapması. o coğrafyanın kaypaklığını, aşiretler arası çekişmeleri anlatırken, “bir köpek aç kalsa bile yine de yavrusunu yemez, ki o köpektir.” diyor yazar.
benim için kitabı değerli kılan en önemli yanı ise, surata tokat gibi çarpan ciddi bir özeleştiri yapması. o coğrafyanın kaypaklığını, aşiretler arası çekişmeleri anlatırken, “bir köpek aç kalsa bile yine de yavrusunu yemez, ki o köpektir.” diyor yazar.
devamını gör...