1.
çocukluktan yetişkinliğe geçiş süreci içerisinde yaşanan yalpalamalar esnasında düşülen, zaman ilerledikçe doğrusu fark edilen düşünceler.
benimki aşkın, sevmenin hep güzel olacağı yanılgısıdır. değilmiş. hayatına birini alıp, değer verip, baş köşeye oturtmak; sonra onun her şeyi alaşağı edişini izlemekmiş aşk.
bir diğeri de hep öyle kalakalacağını sanmak yanılgısıymış. yok efendim. her şey geçiyor en nihayetinde. ufak bir ukde kalıyor. o da tuzu biberi oluyor. sonra mı? hadi yeni hatalar yapalım diyormuşsun.
benimki aşkın, sevmenin hep güzel olacağı yanılgısıdır. değilmiş. hayatına birini alıp, değer verip, baş köşeye oturtmak; sonra onun her şeyi alaşağı edişini izlemekmiş aşk.
bir diğeri de hep öyle kalakalacağını sanmak yanılgısıymış. yok efendim. her şey geçiyor en nihayetinde. ufak bir ukde kalıyor. o da tuzu biberi oluyor. sonra mı? hadi yeni hatalar yapalım diyormuşsun.
devamını gör...
2.
herhalde şampiyonlar ligi'nin ilk veya ikinci senesidir. yeni yeni futbolla ciddi ilgilenmeye başladığım zamanlar. futbolu net takip etmeye başlamam, galatasaray'a graeme souness'ın gelmesine tekabül eder. 1995-1996 sezonu yani. bundan iki sezon önce de şampiyonlar ligi organizasyonu kurulmuştu. o zamanlarda da futbolla az çok ilgiliydim. hatta 1989'da tuttuğum takım galatasaray'ın, fb önünde 3-0 öndeyken art arda yediği gollerle 3-4 yenildiği maçı da hatırlıyorum. aydın merkezde yaşarken olmuştu o maç. bir markete giriyoruz, gs 2-0 önde diye öğreniyoruz babamla. sonra arabayla bir yere giderken benzin almak için durduğumuzda birine soruyoruz. 3-0 öndeyiz falan derken, eve bi döndük 3-4 yenilmişiz. fenerli olan babam zevkten dört köşe. ikimiz de şaşkınız ama ben üzülüyorum elbette.
neyse. ilk defa şampiyonlar ligi maçı ve ilk defa avrupa kulüpleri arasında bir maç izleyeceğim. ortaokuldayım o zamanlar. arkadaşlarım anlattıkça anlatıyorlardı maçtan günler önce. nasıl da fantastikmiş avrupalı futbolcular vs. ben de gazı aldım. sonra izlemeye başladım maçı. hangi maçtı hatırlamıyorum ama bir takımın kalecisi sarışın ve dalgalı veya kıvırcık ve uzun saçlıydı. ona bir şut mu çekildi, sert bir orta mı yapıldı o tarafa. öyle bir pozisyonda bu kaleci topu çift yumrukla savuşturdu. top, ön tarafa ve havaya doğru ivmelendi ve kaleci de koşup koşup sıçrayarak topu aldı. öyle bir pozisyonu ilk defa gördüğüm için, "vay be. avrupalı futbolcular hakikaten inanılmazmış." falan demiştim. ertesi gün de herkese anlatıyorum nasıl inanılmaz bir pozisyondu. avrupalı futbolcular nasıl da süper ötesi diye. ahahaha.
aslında evet, avrupa futbolu elbette bizdekinden fersah fersah önde. ama adamlar da uçup gözlerinden lazer çıkaramıyorlar. ben bayağı gözümde aşırı büyütmüşüm o pozisyonu ve dolayısıyla avrupalı futbolcuları herhalde.
bu da gençken düştüğüm bir yanılgıdır.
neyse. ilk defa şampiyonlar ligi maçı ve ilk defa avrupa kulüpleri arasında bir maç izleyeceğim. ortaokuldayım o zamanlar. arkadaşlarım anlattıkça anlatıyorlardı maçtan günler önce. nasıl da fantastikmiş avrupalı futbolcular vs. ben de gazı aldım. sonra izlemeye başladım maçı. hangi maçtı hatırlamıyorum ama bir takımın kalecisi sarışın ve dalgalı veya kıvırcık ve uzun saçlıydı. ona bir şut mu çekildi, sert bir orta mı yapıldı o tarafa. öyle bir pozisyonda bu kaleci topu çift yumrukla savuşturdu. top, ön tarafa ve havaya doğru ivmelendi ve kaleci de koşup koşup sıçrayarak topu aldı. öyle bir pozisyonu ilk defa gördüğüm için, "vay be. avrupalı futbolcular hakikaten inanılmazmış." falan demiştim. ertesi gün de herkese anlatıyorum nasıl inanılmaz bir pozisyondu. avrupalı futbolcular nasıl da süper ötesi diye. ahahaha.
aslında evet, avrupa futbolu elbette bizdekinden fersah fersah önde. ama adamlar da uçup gözlerinden lazer çıkaramıyorlar. ben bayağı gözümde aşırı büyütmüşüm o pozisyonu ve dolayısıyla avrupalı futbolcuları herhalde.
bu da gençken düştüğüm bir yanılgıdır.
devamını gör...
3.
önümüzde uzun bir yol var zannederiz lakin o yol bir göz yumup açmış gibi kısadır.
devamını gör...