gerçekleri söylemek

bazen çok zordur, hele de siyasetçiler için...adam diyor ki; bakın bu yol yol değil, 45 senedir aynı yolda gidiyoruz ve sonuçta aynı yerdeyiz, on binlerce ölüm, kan revan, kahrolmuş anneler, acılı aileler, milyarlarca dolar. uluslararası ortamda kale alınmayan, dediğine inanılmayan bir ülke...tek başına kalmış, her konuda haksız görülüyor. tüm bunlar varken hala militarist söylemlerde bulunup, kıralım, dökelim, öldürelim söylemine karşı verilmiş bir cevap... bu devam ederse bir asker gelip size kötü gerçeği haber verir diyor...ne var bunda doğru değil mi? bu bir tehdit değil, gerçek...

her zaman doğruyu söylemek harika bir duygudur.
ama bazı durumlarda yumuşatılabilir. (ölüm, hastalık vs)

gerçekleri söylemek siyonist enikliği yapmakla mı oluyor? sen bunu bir çağrı olarak göstermeye çalışıyorsun ama biz bunu tehdit olarak algılıyoruz ki haklıyız da.

biz de diyoruz ki dağa çıkarsanız maksimum ömrünüz 5 yıl, bayır domuzu gibi bir yaşam da bonusu. böyle devam ederseniz her birinizin evine ptt kargo gelip sarı torba bırakacak.

nasıl beğendiniz mi bu barış çağrısını, hepsini geçtim senin sorduğun gibi ben de sana sorayım haksız mı?

gerçekler

terörle müzakere edilmez mücadele edilir.

hayaller

ama 45 senedir insanlar bla bla bla.

gerçekler

dem/pkk uyuşturucu yoluna çöreklenmiş bir terör örgütüdür.

hayaller

sevgi pıtırcığıdır.

(bkz: lan bırak)

her zaman ve her yerde yapılmaması gerekiyor. adamına ve zamana göre hareket etmek gerek.