getir'in amerika reklamı

öncelikle (bkz: seksen bir illi getir reklamı). sonralıkla geçeceğimiz reklamdır.



bizim içimizde bir burukluk var. amerikalının ekonomisi sağlam, kültürü sağlam, batı, bilimi sağlam... ama bizim değil gibi. ya da öyle hissediyoruz ki böyle bir reklam çekmişiz. yani böyle bir şey, getir'in amerika pazarına girmesi gibi bir şey, "her şeyin teorisi"ni bulmuşuz edasıyla, gururuyla pazarlanabiliyor. burası önemli. reklam nedir? pazarlama taktiği işte. "bak, hani amerika; amerikalı gelişmiş ama biz de amerika pazarına girdik hani gurur duy getir'i kullan." aslında denecek daha şey var da korkuyorum. ilk başta verilen bakınızdaki reklamı yazanla bunu yazan da aynı kişi değilse bir şey bilmiyorum. recep ivedik ile mi başladı bu zihniyet bilmem ama onunla popüler oldu kesinlikle ve benim hiç hoşuma gitmiyor.

mavi jeans'in de amerika reklamı mavi amerika jean serisi vardı.

gelip geçici bir reklam sürecidir bana göre.

sadece bu reklam özelinde değil diğer getir reklamları da çok samimiyetsiz. belki de sürekli reklamı gördüğüm içindir. az yapın öz yapın işte. kusasım var artık

tek kelimeyle berbat bir reklam. komik desen değil, samimi desen değil, akıllıca desen değil... nereden baksan elinde kalan, uyduruk bir reklam.

allah aşkına! biz neden reklam kadar basit bir işte bile bir şeyi beceremiyoruz?

mesela bizimkilerin saçma sapan ve birbirinin kopyası yatak reklamlarımızla şunu bir kıyaslasanıza:



bazı firmaların bu işe hiç ama hiç bulaşmaması gerek çünkü yaptıkları her reklam bir öncekinden daha da kötü.