göçmenleri kazanmak yerine nefret kusmak

kafa kesip 9 yaşındaki çocuğu 2.eş olarak isteyen insanımsı canlıları mı anlayacağız.
ayrıca almanyadaki türklerle; türkiyedeki suriyelileri kıyaslamak nasıl bir zeka yoksunluğudur. sizin kafanız mı güzel?

öncelikli sorunumuz bundan ziyade, bugün göçmen dediğimiz adamların ülkeye iyice çöreklenip geleceğin patronu, siyasetçisi, doktoru olması bence.

türkiye'de göçmen sorunu ırkçılık sorunu değil. ırkcıların yaptığı mide bulandırıcı paylaşımlar sadece sosyal medyayla sınırlı kalıyor, sokağa yansıyan bir ırkçılık söz konusu değil. kaldı ki bu paylaşımları yapan kesim ile zaten mülteci konumunda bulunan insanlar temas etmiyor, etseler bile pozisyonları gereği birbirine girecek bir nüfus değil bu.

türkiye'de sorun ülkenin mevcut şartları, bu kadar göçmeni kaldırmıyor oluşudur. buyuksehirlerde varoşlar kan ağlıyor, çünkü göçmen nüfusu en çok yoksul kesimi tehdit ediyor. yukarıda almanya türk işçi örneği verilmiş, sorun da bu zaten. türkiye'de bu nüfusu kanalize edebileceğiniz bir sanayi kolu yok. almanya, türkiye'den resmi yollardan işçi istedi ve gelen nüfusu direkt üretime kanalize edebildi. bizde yaşanan durum bunun tam tersi, aksine gelen nüfus zaten zar zor ilerleyen üretim kollarını çökme durumuna getirdi. bu alan kör topal ilerliyordu, kendisine rakabet oluşturacak bir iş gücü, yerli is gücünü devre dışı bıraktı.

çok uzatmak istemiyorum işin aslı. göçmen sorunu, ırkçılık meselesi degil türkiye'de, bu nüfusu sistemin kaldıramıyor oluşu.

ar*p göçmeni sen kazan istediğin kadar ya benim hiç öyle bir fetişim yok.

yaaa değil mi onlar çoluğumuza çocuğumuza, kadınlara tecavüz etsin, yolda yürüyen kadınların görüntülerini sosyal medyada yayınlasın ama biz onları kazanalım çünkü neden onlar gariban. garibanlar hep böyle tecavüz eder çünkü hep garibanlıktan.

bu tip söylemlerde bulunanlara ne kadar teşekkür etsek azdır. tüm medyadan afaroz edilmiş ve sesini büyük kitlelere duyuramayan ulusalcı kemalist bakış açısı bu tip marjinal saçmalıklara tepki olarak halkta daha çok karşılık buluyor.
öncelikle türkiye'deki etnik farklılıkların sayısı ( kürt, arap, çerkez v.s) iddia edildiği gibi fazla değil.
burada net şekilde belli. (bkz: konda'nın türkiye 100 kişi olsaydı araştırması)
neden fazlaymış gibi lanse ediliyor peki ?
çünkü azınlık ama dinamik kitleler, dışarıdan aldıkları fonların da desteğiyle gerek sosyal medyada gerekse sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla müthiş bir propaganda bombardımanı ve bilgi kirliliği yaratıyorlar. kendi içlerinden çıkan tek tük aykırı sesler bile anında sosyal lince uğratılıp alaşağı ediliyor.
türk demografisi ve türk kimliğine aidiyet bu kadar fazlaysa neden meydan bu marjinallere kalıyor peki ?
bunun ilk sebebi 80 darbesiyle sol ve sağ fraksiyonlarda aydın, seküler ama önceliği türk kimliğine aidiyet olan ve bugün lider olabilecek siyasi profillerin çoğu saf dışı bırakıldı.
ya idam edildiler, ya siyaset sahnesinden çekilmek zorunda bırakıldılar.
diğer sebebi ise gayet basit bir sosyal olgu. (bkz: teşkilatlı azınlıklar teşkilatsız çoğunluklara hükmeder)
konunun ana bağlamına gelelim.
entegrasyon ile göçmenler türkiye'ye adapte edilebilir mi ?
kürtler ile bile entegrasyon ( türk-kürt evlilikleri ) gayet sıkıntılı ilerlerken, örf ve yaşam tarzı ile tamamen başka bir unsur olan bedevi kültürü ile kaynaşmak imkansızdır ve çok büyük tehlikelere gebedir.
bu emperyalist bir tuzaktır ve her türk vatandaşının farkındalığının artması gerekmektedir.

bulgar göçmenlerini hemen kabullendik. ama suriler çok iticiler gerçekten. adamlar (bkz: tembel hayvanlar) gibi yiyip içip yatma ve nargile çekme derdindeler.

burası harikalar diyarı değil. buraya gelenlerin çoğu da eğitimli değil. eğitimlileri avrupa kaptı zaten. insanlar tepki gösteriyor çünkü tepkiler, kendine yetemeyen bir ülkenin topluma entegre olamayacak milyonlarca insanın yaratacağı sıkıntıya. zaten yeterince sorunlarımız varken kimseye yardım edecek durumda değiliz. bir ülke de romantizmle yönetilmez. hele hele almanya'ya giden türklerle buraya gelen mültecileri kıyaslamak hangi aklın ürünü bilemiyorum! almanya kendi istedi, kendi aldı elinden iş geleni.
burda ne oldu? her yere dağıldılar. turistik bölgeler, metropoller... mülteci politikası yok. elini sallayan geçti sınırdan. bu ülkede milyonlarca mülteci bebek de doğdu. eğitim almayan bir sürü çocuk var. ergenlik yaşlarına geldiğinde bu bir ailede bir sürü çocuk ne olacak? mafyaların, çetelerin, örgütlerin eline geçecek.
farkında mısınız bilmem ama sayıları arttıkça çeteleşmeler de başlıyor.
insanlar endişelenince ırkçı yaftasını yapıştırmak sorunu çözmüyor. bir tarafı kayırayım derken diğer tarafın endişelerini hiçe sayarsan bunun bedeli ağır olur.
suriye'deki sorunların çözülmesi ile geri dönmeleri çözüm. o zamana kadar misafir etmek. şu an bazı şehirlerde demografik yapı değişti. bu ciddi bir sorun.

göçmen denip işin içine kürt sokuşturuluyor ve bu turuncu renkli yazılıyor. trollük de olsa, kendi fikrin de olsa artık şu insanları bu işlere karıştırıp gündem oluşturmayın. bak çok sinsi bir taktik bu. bu topraklarda yaşayan kürtle 2010'dan sonra dahil olan suriyeli afgan arasında fark var arkadaşım. hadi onlar da bir dönem körfez savaşı diyip göçtü diyelim. zaman mekan farkı var. şu kürtler olmasa elde veri yok, örnek yok, en ön safa atılacak başka bir ırk yok ahahaha.

sanki o göçmenler çok masum ya bana...

hangisini kazanacakmışız ? neyini kazanacağız ? hepsi suç makinesi resmen.

kazanmanın tek karşı fikri nefret değildir belki kekos kardeş, niye daralttın konuyu böyle ya

göçmenleri kazanma fikrine kısmen ben de katılıyorum fakat ilk yapılması gereken suçlu mu psikopat mı deli mi ondan bir haberimiz olsa. kimliği yok toplumla bir entegrasyon sağlama aşaması atlatmamış deli dana gibi dolaşınca bu kadar insan toplumun tepki göstermesi çok doğal. insanların ırkçı olduklarından değil kendi güvenliklerinden endişe ettikleri için nefret kusuyorlar. yoksa bana sorsan ilk yapılması gereken kim masum kim suçlu kim psikopat kim terörist bir belirlensin ondan sonra ülkenin gençliğine uygun kredi olanakları sağlansın bu adamları istihdam edelim. örnek veriyorum senin işsiz gencin var bu gence de ki sana 250 bin lira kredi veriyorum git iş kur (tabii bunun için öncelikle ekonomiye güven olması lazım) şu kadar da kişi çalıştıracaksın sıfır faizle bana 5 yılda geri öde borcunu. mis gibi istihdam yaratılabilir. ama devlet vazifesini yapmaktan aciz olduğu için halk da suçu kimde bulacağını şaşırıyor.

doğru soruları sormanın gerekliliğini ortaya çıkaran pasif-agresif nefret söylemidir.
soru bir: bunlar göçmen mi
c: hayır geçici sığınmacı
soru iki: soru bir neydi?
c: bir üste bakınız.
görüldüğü üzere konu kendiliğinden anlaşıldı.
ben ülke olarak neden bu güruhu kazanmak zorundayım sayın sjw klonu?
almayacaksın.
10 seneden fazla oldu. bu ülke bir peşmerge krizi daha kaldırmaz diye kendimizi yırttık.
sahi;
bazı bireyler de demis ki kim nedir soruşturulsun anlaşılsın.*
tabi torpaam işi gücü bırakıp milyonların uluslararası gbtsine(!?!) bakalım...
alma alma... ülkeye alma bunları...
ama durur mu arkasından yapıştırmış çözümü:
her "gence" 250 bin kredi verilsin, işte size mis kipin istihtam.
sözlük raconuna ters af buyurunuz ama;
ahahhahahhahahh
gece gece nasıl kahkaha attıysam devriye atan ekip da-da-dat diye selam yolladı.
gözümden yaş geldi yeminle...

suriyeliler hakkında yorum yapmayacağım fakat afganistandan gelenler. merak ediyorum kim bunlar? oluk oluk geldi. hepsi erkek. kendi ülkesinde karısını kızını kapatıp baskı altına alıp burada karı kız kesiyorlar. illa ki normalleri vardır ama istisnalar kaideyi bozmaz. ülkemizde yeterince sapık, manyak, psikopat var bunlar bize yetiyor. birde göçmenleri kazanacağız öyle mi? önce kendi vatandaşımızı kazanmaya çalışalım sonra göçmenlere sıra gelir.

direkt göçmenlere kusmak.

% 60 ı suriyeli çocuklardan oluşan bir okulda çalışıyorum ve elbette ben de isterdim ki ülkelerine gidebilenler gitsin ama ne yazık ki buna karar verecek kişiler bizler değiliz. bu saatten sonra gideceklerini de düşünmüyorum. böyle olunca yapmamız gereken onları topluma kazandırmaya çalışmak. zaten ülkede sayısız sapık ve suçlu varken bunlara bir de bu çocukların eklenmesini engellemek. neden mi?
çünkü bu çocuklar yarın sizin çocuklarınızla aynı liseye, üniversiteye, sinemaya gidecek. aynı asansöre binecek, aynı sokakta yürüyecek. belki çocuklarınızın sevgilisi olacak. şu anda elimizde bomba gibiler. bu sebeplerden ötürü artık öfkemizi bir kenara bırakıp onların ait hissetmesini, topluma entegre olmasını sağlamalıyız. yoksa karanlık günler bizi bekler ne yazık ki.