iki farklı amacın karsilasmasi.
kendini insanlara beğendirmek ve sevdirmek gibi şeyler ile tanrının rızasını gözetmek arasında tercih yapmak zorundayızdır aslında.
insanlara uyarsaniz, oncelikleriniz insanların takdirini kazanmak olursa, allah'ın rızasini kazanmak gibi bir derdinizin olmadığını tasdik etmiş olursunuz...

allah bizi doğru yoldan ayırmasın. amin.
devamını gör...
kendisinin taktirini alamamış ya da her zaman, her konuda birilerinden taktir alma potansiyeli olmayan bir canlı tarafından sürekli taktir görme çabası yıpratıcı ve yaranılmaz gelmiştir bana.

insanoğlu her ne durumun, fikrin içinde olursa olsun bir yerden sonra memnuniyetsiz olmaya veya o durumdan sıkılmaya, yeni şeyler aramaya meyilli bir canlıdır. "hafıza-i beşer nisyan ile malüldür" diye bir deyişimiz var bizim yani "insan unutur".

insan unutur, değişir, gelişir...
en sevdiği renk mavi ise bugünden sonra sarı olabilir, yarın dışarı çıkmaya karar vermişse yarın olunca çıkmak istemeyebilir, bugün seni her konuda destekliyorsa yarın desteklemeyebilir vs vs...
o yüzden kendisine bile tam anlamıyla yaranamayan, kendisiyle çelişkileri olan, kendisinde değişkenlik gösteren bu canlı organizmadan taktir kazanmaya çalışmak yıpratır. sabit değil çünkü, gerek ruh haliyle gerek fikirleriyle gerekte eylemleriyle.

ama allah'ın rızasını kazanmaya çalışmak öyle mi...
allah'ın insanlık için faydasına olanı emrettiği, yaptığında hem ruhsal hem de fiziksel zararlara uğratacak şeyleri nehy ettiği, faydalı olanı yaptığı taktirde hem dünyada hem de ahirette büyük mükafatlara nail olacağı vs gibi ezelden ebede kadar sabit, belirli, değişkenlik göstermeyen durumlar vardır. ölümden sonra bizi bekleyen sınavın soruları da cevapları da elimizdedir, insan nasıl olmalıysa onu bize gösteren rabbimizdir.

kısaca söyleyecek olursam insan için yapılması gerekenlerden fazlası yıpratıcıdır. her şeyin fazlası nasıl ki zararlıysa, her şeyin fazlası nasıl ki zıttına dönüşüyorsa bazı şeyler bir yere kadardır. herkesi belirli bir yere kadar memnun edebilirsiniz ve bu çabanız da bir yere kadardır, sizi bir yere kadar götürebilir veya bir yere kadar sabredersiniz. taktir görme çabasını sürekli devam ettirmenin ne kadar yıpratıcı olduğu bellidir. o yüzden çabanızda sizi yıpratmayacak, beklentilerin değişmeyeceği, çabanızda tek pişmanlık duymayacağınız rıza allah'ın rızasını kazanmaktır.
sizi en iyi anlayan yine sizi yaratandır.
devamını gör...
insanların takdirini kazananların tatmin olma seviyesiyle, allahın takdirini kazananların tatmin olma seviyesinin karşılaştırılamayacak kadar uçurumda olduğunu düşündüğüm, anlamsız/garip gelen vs.

örnek:
uğur şahin ve özlem türeci on binlerin hayatını kurtarmış, euro'nun üzerine onurlandırmak için yüzleri basılmış. onların yaşadığı gurur, takdir, tatmin olma hissi
vs
ancak öldükten sonra bilebileceğin bir şey..

bilemiyorum.

bunlarla kafayı yormak işsizlik ve hobisizlik yüzünden en azından manevi huzur bulayım düşüncesi altında avuntu bulma uğraşı gibi geliyor.

manevi arayıştan çıkılıp üretime geçilirse her türlü daha kalıcı bir tatmin ve mutluluk duygusuna erişileceğinin düşüncesindeyim.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"insanların takdirini kazanmak vs allah'ın rızasını kazanmak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim