orijinal adı: ıl riflesso del lupo
yazar: mario mazzanti
yayım yılı: 2012
polisiye türündeki romanıdır. başarılı bir psikiyatristin hastalarından biriyle ilişkisini, bu ilişkinin olumsuz sonuçlarını, akabinde meydana gelen cinayetleri ve cinayetlerin araştırılmasını anlatır.
yazar: mario mazzanti
yayım yılı: 2012
polisiye türündeki romanıdır. başarılı bir psikiyatristin hastalarından biriyle ilişkisini, bu ilişkinin olumsuz sonuçlarını, akabinde meydana gelen cinayetleri ve cinayetlerin araştırılmasını anlatır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "daddy" tarafından 18.01.2021 18:39 tarihinde açılmıştır.
1.
mario mazzantinin bilmem kaçıncı polisiye romanı.
incelemeye başlamadan kısacık bi müjde vermek isterim: bu kitapta sensi, benni, claps, greta yok! rahatladınız di mi? ben de.
profesör bir psikolog (italya'da üniversite mezunu herkese profesör deniyormuş ama bu adam gerçekten profesör) öldürülüyor. ardından birlikte terapi seansı yaptığı hastalarından biri ölüyor (?)
gizemli ölüm hakkında bilgi sahibi olduğu düşünülen bir görgü tanığı var ama o da öldürülüyor. bu gizemi çözmek kime kalıyor dersiniz?
polislere?
dedektiflere?
fbi? csi? cia?
hiçbiri. profesörü babası gibi gören bir başka profesör ve onun kırığı.
polisiyelerde en sevdiğim klişelerden biri bu. birilerinin dedektifliğe girişmesi, polisin bu kişilerin hareketlerinden şüphelenip onları suçlu sanması, sonra gerçeklerin ortaya çıkması... yıldım valla, mazzanti'nin evet muhteşem bir üslubu var satırlar akıp gidiyor, kendini okutuyor ama kurgu konusunda klişelerden kurtulamamış olması çok büyük bir eksik bence.
bahsettiğim dedektifliğe soyunan profesör trevis olayları çözmek için yalanlar söylüyor, araştırmalar yapıyor, maktüllerden birinin çocukluğunun geçtiği kasabaya keşif gezisi düzenliyor... bu sırada az önce nedense "kırığı" diye nitelendirdiğim ve bu tabiri sevdiğim için şu anda değiştirmeye gerek görmediğim denise de okulda kalıp diğer profesörleri suçlu listesinden çıkarmaya, polisin trevis'ten şüphelenmesini önlemeye çalışıyor.
aklıma gelmişken bir eleştiri daha getireyim mazzanti'ye. her kitabında katil dışında birinden şüphelenmemizi istiyor ama bunu o kadar bariz ve sistematik yapıyor ki şu anda kitabın ortasında olmama rağmen "mazzanti bu adamdan şüphelenmemi istediğine göre kesin katil bu değil" diyerek şüpheli sayısını azaltabiliyorum kafamda. neyse, mazzanti maceramın son kitabı, okuyayım da bitsin.
incelemeye başlamadan kısacık bi müjde vermek isterim: bu kitapta sensi, benni, claps, greta yok! rahatladınız di mi? ben de.
profesör bir psikolog (italya'da üniversite mezunu herkese profesör deniyormuş ama bu adam gerçekten profesör) öldürülüyor. ardından birlikte terapi seansı yaptığı hastalarından biri ölüyor (?)
gizemli ölüm hakkında bilgi sahibi olduğu düşünülen bir görgü tanığı var ama o da öldürülüyor. bu gizemi çözmek kime kalıyor dersiniz?
polislere?
dedektiflere?
fbi? csi? cia?
hiçbiri. profesörü babası gibi gören bir başka profesör ve onun kırığı.
polisiyelerde en sevdiğim klişelerden biri bu. birilerinin dedektifliğe girişmesi, polisin bu kişilerin hareketlerinden şüphelenip onları suçlu sanması, sonra gerçeklerin ortaya çıkması... yıldım valla, mazzanti'nin evet muhteşem bir üslubu var satırlar akıp gidiyor, kendini okutuyor ama kurgu konusunda klişelerden kurtulamamış olması çok büyük bir eksik bence.
bahsettiğim dedektifliğe soyunan profesör trevis olayları çözmek için yalanlar söylüyor, araştırmalar yapıyor, maktüllerden birinin çocukluğunun geçtiği kasabaya keşif gezisi düzenliyor... bu sırada az önce nedense "kırığı" diye nitelendirdiğim ve bu tabiri sevdiğim için şu anda değiştirmeye gerek görmediğim denise de okulda kalıp diğer profesörleri suçlu listesinden çıkarmaya, polisin trevis'ten şüphelenmesini önlemeye çalışıyor.
aklıma gelmişken bir eleştiri daha getireyim mazzanti'ye. her kitabında katil dışında birinden şüphelenmemizi istiyor ama bunu o kadar bariz ve sistematik yapıyor ki şu anda kitabın ortasında olmama rağmen "mazzanti bu adamdan şüphelenmemi istediğine göre kesin katil bu değil" diyerek şüpheli sayısını azaltabiliyorum kafamda. neyse, mazzanti maceramın son kitabı, okuyayım da bitsin.
devamını gör...