gülbin tosun'un mahra melin'in annesine hakaret etmesi

twitter.com/atroposmoira75/...
(bkz: bacağı kesilen mahra melin'in hayatını kaybetmesi)
sokak köpeklerinden kaçarken kamyonun altında kalıp önce bacağı kesilen sonra hayatını kaybeden mahra melin'in annesine, gülbin tosun, "sen o çocuğun ebeveyni misin, sana ne, insanlıktan nasibini almamış sefil" yazıp silmiş. annesi olduğunu bilmiyormuş güya. sonra anneye yeniden arsız sefil yazarak devam etmiş.

sabah sabah ağzımı bozmayayım. bu karı mama şirketlerinden para kaldıran bir alçak. alçak olduğu için de her şeyi söyleyebilir.
alçak demiş miydim?

ben hayvanlardan korkarım.
parkta köpek görünce yolumu değiştiririm.
dokunamam, sevemem, yaklaşamam.
gülbin tosun'a kalırsa beni tecrit eder heralde.
evladını kaybetmiş bir kadına empati yapmak gerekirken, aptalca sözler yazan birini şiddetle kınıyorum.
sokakta başıboş gezen hayvanlardan korktuğumuz için ve bu şekilde bırakılmalarını istemediğimiz için suçlanmamalıyız.
mahra melin, ölümüyle hepimizi yasa boğdu. el kadar çocuğunu kaybetmiş bir anneye çemkirmek insani değil.

her haftasonu, gülbin tosun'un ana haber bültenlerini izlerim ben.
çok keyifli oluyor.

en sevdiğim anları, haberi sunmadan önce, haber hakkında yorum yapmaya çalıştığı anlar...
bir moda oldu ya artık bu olay...
özellikle muhalif kanallarda, sadece haber sunulmaz, üzerine yorum da eklenir ya hani...

sevgili gülbin tosun, bu konuda bir türlü geliştiremedi kendisini.
yapamıyor yorum!
spontane hiç yapamadığı gibi, önceden hazırlansa bile verimli bir sonuç alamıyor.
olmuyor, olmuyor...

robot gibi bir yüz ifadesi ile bir şeyler anlatmaya çalışıyor ama tamamen zorlama ifadeler...

aslında sadece sunmakla kalsa haberi, muazzam bir ekran yüzü kendileri.
üzerine yorum eklemesi gerekmese, mükemmel olacak her şey.

konu hakkında geliştirdiği yorumu kitlelerle paylaşma konusunda sıkıntılar yaşayan ve belli ki, kendisini ifade etme sorunları da olan bu arkadaş, twitter'da da işte, yine doğru dürüst ifade edememiş kendisini.

bu tarz olaylar çokça yaşanmaya başladı artık.
destek alıyorlar mıdır peki bu arkadaşlar, kendilerini geliştirmek için?

hayır tabii ki de..
onlara göre kendileri, her şeyi muazzam yaparlar.
kimse onları eleştiremez.
hele bir eleştiren olsun, vah vah vah...
ağzına sıçar, sifonu da çekmez.

sanırım ölen kızın annesi olduğunu bilmeden yorum yaptı. yani böyle olmasını umut ediyorum; aksi kabul edilemez... bende bir hayvan severim, sokaklarda ki canların durumlarına çok üzülen biri olarak başından böyle acı bir olay geçmiş bir anneye karşı takılan bu tutum kesinlikle kabul edilemez...

bu ülkenin gündemini sağlam psikolojiyle takip edemiyor insan. uzak duruyorum ama bir şekilde karşıma çıkıyor bazen.
bunun adı hayvan sevgisi falan değil. benim oturduğum yerde bir sürü sokak köpeği var, hiç de yabancı değilim ve birini sitemizde bakıyoruz ama köpek sevmek demek başka mağduriyetleri yok saymak demek değil. neden bu ülkede birçok soruna böyle çözüm bulunuyor? mağduriyet yaşayanları hiçe sayarak ve hatta suçlayarak sorun çözülüyor mu?
ben hiç sokak köpeklerinden korkmayan ve seven de bir insan olarak yaşadım bunu. korkanı, çocuğu falan geçtim. normal yolda yürürken bir köpek üzerine koşturdu ve o an düşünmeden yola attım kendimi. araçların çok geçtiği yol. o an bi araç geçse benim de başıma gelecekti buna benzer bir şey. hayır köpeği kışkırtmadım ve hatta görmedim bile ama aynı köepk karşı komşumun çocuğuna da saldırmış okuldan dönerlerken birden koşturmuş. oğlum da yaşadı bunu ki o da hayvan sever bir çocuk, asla kötü davranmaz.
bu bölgede iki çocuk kendini yola atarak öldü köpekler yüzünden. var işte bi sıkıntı. neyin inkarı bu?

hadi her şeyi geçtim. kadın evladını kaybetmiş be evladını! düşman yapmaz bunu. kadına hakaret ettiği yetmiyormuş gibi saatler sonra bir de üstüne "ne istifası..." diyerek gülen emoji koyuyor ya sabır! gayet de farkında kadının da, yaptığının da!
psikolojisi bozuk. başka açıklaması yok.
avrupa'da hiç bunlar mesele dahi olmuyor. biz niye avrupa'nın her şeyini alıyoruz da bu konuda uygulamasını almıyoruz?
çünkü alsak tefe konulur!

sokakta yaşayan köpekler keyif içinde mi yaşıyor? hasta olsalar bakım veren yok, sıcakla ayrı, soğukla ayrı zorluk yaşıyorlar. aç kalıyorlar, susuz kalıyorlar, sayıları arttıkça çeteleşip birbirlerine zarar veriyorlar. arabaların üstüne koşturduklarından buradaki çoğu köpeğin bir bacağı sakat.
kenesi, piresi ayrı dert. rezil bir durumdalar. kaç tane kedi boğdular çünkü sayıca çoklar. e kediler de hayvan! cidden bıktım artık fanatik insanlardan.

"çok uzun süren bir anlaşmazlık, iki tarafın da haksız olduğunu gösterir" diye bir söz var. onu hatırlatan olay.

köpeklerin insanlara saldırıyor olmasını kabul etmek için hiçbir nedenimiz yok. burada adı geçen kişilerden bağımsız olarak şunu da söyleyeyim "hepsi uyutulmalı" demeye de hakkımız yok. ben bir böceği öldürmek istemem mesela. mümkün olduğunca da elimden geleni yaparım, öldürmek yerine alıp dışarı atmak için. köpek gibi bir canlıyı durup dururken öldürme fikrine de asla sıcak bakamam.

öte yandan insanların canı söz konusu. bu da asla basit bir konu değil. birilerinin canı ciğeri evladı, anası, babası ölüyor bu tür olaylarda. kimsenin başına gelmesini istemem, korkunç bir şey.

bir tarafta da insanlardan zulüm gören hayvanlar var. o nedenle bu canlıların da güven altında, tok ve sağlıklı şekilde yaşaması için bir çözüm bulunmalı.

***

özetle, iki tarafın da canı söz konusu. dolayısıyla bu konu öyle körlemesine "asalım keselim" diye artistlik yapılacak bir konu değil. bu hayvanları kısırlaştırıp adam gibi bir yere toplayıp orada bakmaktan başka bir seçenek, insanlık dışı olur. fakat sorun şu ki ülkede insanların büyük bir kısmı bile bakıma muhtaç durumda. hayvanları kim umursar ki? barınakların durumunu görüyoruz. bir deri bir kemik, ayakta bile duramayan, yaralar içerisinde ölmeyi bekleyen onlarca hayvan gördüm bugüne dek. hiç vicdanınızı sızlatmıyor mu bu sizin? benim vicdanım sızlıyor, bir grup köpek birilerini parçaladığı zaman. birine üzülen diğerine üzülemez diye bir şey yok. dolayısıyla bu konuda katı bir şekilde taraf olmanıza gerek de yok.

bu iş, herkesin bir araya gelmesi ve adam gibi bir çözüm üretmesi gereken bir iş ama burası türkiye. burada birlik bulamazsınız. olsa olsa bir taraf diğerine düşman olur, arada olan da hayvanlara yahut birilerinin evladına olur.

***

hayvan sahiplenme işi kayıt altına alınıp takip edilse süper olurdu. gelişmiş bir ülkede belki mümkün olurdu bu. tıpkı çocuklara eziyet eden ailelerin elinden sosyal hizmetlerin çocukları alması gibi, hayvanları da aynı şekilde koruma altına alacak bir kurum olsaydı keşke. sokağa atmak da yasak olmalıydı ve bunu yapana ağır cezalar verilmeliydi. böylece evde, gözlerden ırakta işkence görmeleri de engellenirdi, sokaklara bırakılıp sıkıntıyı katlayarak artırmaları da...

yapılamayacak bir şey değil ama yapmayı istemek önemli.

parmağına kıymık batsa özel hastaneye koşarak giden pembe götlü, canı kıymetli tipler, konu köpek saldırısı olunca, ölen, yüzü parçalanan çocuklar için hiçbir şey hissetmiyor. hayvanseverlik bu değil

ülkede herşey yolundaymış da bi bu garip canlar sorunmuş gibi davranmak çok samimiyetsiz geliyor bana. kadın da kendine güveniyorsa gitsin hakaretten şikayetçi olsun.

(bkz: narşist kişilik bozukluğu)
medeniyeti köpek besleyip,sahipsiz köpeklere
3 kuruşluk mama vermeyi zanneden edepsiz,haysiyetsiz birisi.

elin pakistan'ından, bilmem neresinden milyonlarca insan ülkeye girmiş, birilerinin karısının, kızının tecavüze uğraması veya öldürülmesi an meselesi ki haberlerde yer yer bunları görüyoruz. ama bizim insanımızın derdi sadece sokakta gezen köpekler.

evet köpeklerin sürüleşmesinin önüne geçilmesi gerekiyor, bazen yaralananlar ve ölenler oluyor doğru, bu bizim çoluk çocuğumuz da olabilir ona da tamam. ama bunun çözümü hayvan düşmanlığı yapmak değil. karşında bulunan canlı bir hayvan, tamamen iç güdüsel hareket ediyor. dur ben şunun bir poposunu ısırayım diye plan yapmıyor. haliyle bu sistematik hayvan düşmanlığını ben psikolojik bir problem olarak görüyorum.

memleket bok çukuruna giderken hıncını birilerinden çıkartmak isteyen insanlar sokak hayvanlarını hedef alıyorlar. suriyelilere, pakistanlılara güçleri yetmiyor çünkü. ekonomi desen halk pazardan marul alamayacak duruma gelmiş.

tekrar tekrar söylüyorum, sokak hayvanlarının nüfusu kontrol altına alınmalı. bunun için yapılması gerekenler kısırlaştırma, hayvan üretim ve satışının yasaklanması, alfa köpeklerin sürülerden alınıp rehabilite edilmesi, barınak hizmetlerine daha fazla bütçe ve barınakların çoğaltılması vs. ama devlet & belediyeler ceplerinden 3 kuruş daha fazla para çıkacak diye hiçbir şey yapmıyorlar.

zaten ülkenin genel sorunu da bu, öyle bir cepliyorlar ki memlekette gerekli olan yerlere bütçe aktarılamıyor. yiye yiye doymadılar.

ittaparlık örneği olan durum. bir insan nasıl bu hale gelebilir aklım almıyor, kendi evladı parçalansa da bu tepkiyi verebilir miydi acaba?

köpek sorunun tek bir çözüm yolu var*, en az yarısını uyutmak. nüfusları bu kadar fazlayken barınak ancak bir espri, kısırlaştırma ise az nüfuslu durumda çözüm olabilir. nüfus bu kadar fazlayken ciddi bir kısmını uyutmaya mecburuz, geçmiş yıllarda bu işin çaresine bakılsa kısırlaştırma yeterli olurdu.

arkadaşlar aynı kitle, çok sayın malum şahıs berkin elvan'ın annesini meydanda yuhalatınca "ya evladını kaybetmiş acılı bir anneyi meydanlarda yuhalatıyor yaaaaa!" diye edebiyat kasmıştı. şimdi kendileri evladını kaybetmiş acılı bir anneye hakaretler savuruyor, aynı muameleyi reva görüyor! ya diyorum bu ülkede var bir problem! olaya lütfen akp filan diye kutuplaştırarak bakmayın! bu ülkenin ciddi bir vicdan sorunu var arkadaşlar! bu ülkedeki kalplerde çok fazla nefret var, çok fazla nefret! kötülüğü kendine yük etmiş bu toplum. inanın peygamberlik kurumu bitmemiş olsa ve müslüman olsam bu topluma peygamber gelir filan diye beklerdim ben o derece!

ne mama lobisiyle baş edebilirsin, ne aşırı köpek sevgisine bağlı narsist kişilik bozukluğu müptelası kadın tiplerle baş edebilirsin, ne de bu tiplere yaranan, belki bir gün verir umuduyla gereksiz duyar kasan meriçleri kontrol edebilirsin. daha bunun seçilmem uğruna mavi boncuklar dağıtan siyasetçisi ve belediye başkanları var.bunun bir çözümü yok.

ben hala söylüyorum başı boş köpek sorunun çözümü itlaf değil,

surilere,pakilere,afganlara falan aktarılan bütçenin % 1 i bu sorunu çözer.

yaparsın bu hayvanlara iyi bakılacak barınaklar kısırlaştırmasını vesairesini de yaparsın geniş alanları otel yapmaktansa bu hayvanlar için ayırırsın olur biter.

bu kafanın anlayamadığı şey şu bir sürü vahşileşmiş ise ehlileşmez hep vahşi kalır. doğaya kaçıp vahşileşip gelen köpekler hiçbir zaman eğitilemez günün sonunda birine ciddi zarar verir ve uyutulurlar.

bunun olmaması için de

1-) standartları yüksek hayvan barınaklarının yapılması.
2-) köpeklerin sağlıklı bir şekilde toplanması.

şimdi bana vayyy sokak köpekleri ile suriyi, afganı, pakiyi bir mi tutuyorsun diyeceklere sokak köpekleri benim için kıymeti bu düzensiz göçmen sürüsünün de tohumuna para saymadım ister ülkelerinde gebersin ister sınırda zerre umrumda olmaz.