güle güle (film)

2000 senesinde çıkan ve çok önemli bir kadrosu olan bir filmdir güle güle. bugün nedense bu filmden pek bahsedildiğine rastlamıyorum. eminim ki internet hayatımıza tam girmişken çıksaydı bu film, işler çok farklı olurdu. zamanında sinemalarda izleyen izledi. bir avuç genç sinefil de araştırıp buluyor ve izliyor herhalde sadece artık bu filmi

bir zeki ökten filmidir.

filmin senaryosunu fatih altınöz yazmıştır. film hem en iyi film hem de en iyi senaryo dalında altın portakal kazanmıştır. ve iki ödülü de sonuna kadar hak etmiştir.

filmin başrollerinde bir daha kurulamayacak bu muhteşem kadronun bir parçası olarak zeki alasya, metin akpınar, yıldız kenter, bu filmdeki rolleriyle altın portakal'da en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünü paylaşan eşref kolçak ve şükran güngör, yüksel aksu, nilüfer açıkalın, ayşegül aldinç ve haluk bilginer oynamıştır.

başka bir başlık için araştırma yaparken aklıma geldi bu film. gösterime girdiği sene sinemada izlemiştim ve derinden etkilemişti beni. bilemem neden, bu film pek anılmıyor artık. halbuki iki binli yıllarda çekilmiş en iyi türk filmlerinden biridir. ancak çoğu insan haberdar bile değil bu filmden.

çok eskiden beri arkadaşlık eden bir grup insan arkadaşlarının hayali olan küba seyahatini gerçekleştitmesi için ona yardım etmeye uğraşırlar. elbette hikayenin içinde başka bir hikaye daha vardır.

çok dokunaklı bir filmdi. bir de, zeki alasya'nın domatesin nasıl yeneceğini anlattığı bir sahne vardı. yıllardır aklımdadır. ben de domatesi öyle severim. şükran güngör bana kızmasın.

filmin oyuncu kadrosunun muhteşem olduğu doğrudur. zaten filmin ödül alma nedeni de bu kadroyu bir araya getirebilme başarısındandır. hem böyle bir kadro bir araya geldi hem de yönetmen koltuğunda zeki ökten var. boş geçmeyelim demişler. yani bir şekilde come back ödülüydü.

senaryoya gelirsek oldukça basit. fazla duygu sömürüsü var, ajite edici hatta bir yerde. "nerede eski ramazanlar" tarzı diyaloglar çok sık karşımıza çıkıyor. bu da filmi bir niktar bayık hale getiriyor açıkçası.

zeki ökten'e falan laf edecek değiliz ama o soygun sahnesi nedir yani? zekö ökten de bu kadroyu bir araya getirdim, nasıl olsa izlenir mantığıyla salmış biraz belli ki.

sonuç olarak beklentiyle izlenecek bir film değil. izleyecek daha iyi bir şey yoksa koltukta uzanıp telefonla oynarken izlenebilir. sanırım metin akpınar'a sorsak o bile en kötü filmlerimden biri diyebilir. bu filme zaman harcayacağıma 7857. kez petrol krallları filmini izleyebilirim.