1.
yalan dünya kurgusal ve plato evreninin -belki de- en gerçek karakteridir. karakterin acı mizahı, anadolu kültürünün "gelenekçilik" kavramı ve "sınıf atlamanın" bir getirisi olan "lüks düşkünlüğü"nün, hasibe eren yorumu ile ustaca harmanlanmasından gelir.
antakya'dan istanbul'a taşınan kocabaş ailesinin bir mensubu olan gülistan, maki tipli selahattin çakaler'in eşi ve biracı zeynel'in duzlu fıstığı'dır.
cihangir'in göbeğine yerleşmiş, ama cihangir kendisine pek yerleşmemiş olan karakterimiz, lüksü sever, giyer, ama taşıyamaz. çünkü asıl karizması evdeki nar ekşisi bidonunda saklıdır. moda ondan sorulur, ikisi de uzun olmasına rağmen, iki soyadı kullanır. çünkü çevresi geniştir*. chanel çantasının içinde, kalabalığın ortasında her an biricik oğlunun ağzına tıkıştırılmak suretiyle çıkabilecek ekmek arası ya da kaytaz böreği taşıdığından kuşku duymuşumdur hep. bir yandan nurhayat, öte yandan yan dairedeki entel takımı derken, kendini bir yarışın içine karga tulumba sokan gülistan; zenginliğe ve lükse atapte olmaya çalışırken, bir yandan da kültürel mirası korumaya, daha önemlisi de şehmus kocabaş'ın radarına takılmamaya çalışır. bir nevi sivri topuklu ayakkabı ile arnavut kaldırım geçmeye çalışır. hem eğreti, hem cesur hem de korku dolu.
işte bu yüzden gülistan kocabaş çakaler asla karikatürize bir tip değil, tam anlamıyla gerçek bir türkiye portresidir. sosyeteye özenen ama dilinden anlamayan, anadolu'nun zengin dahi olsa bastırılmış kimliğini ağzından kaçırırken bir yandan da istanbul'un kodlarını çözmeye çalışan bir kesimin iç çatışmasını yansıttığını rahatça söyleyebiliriz.
sadece çakma sarışın ya da çakma burjuva değil, taşra ile cihangir arasına sıkışan sosyal sınıf alegorisidir. sınıf atlamanın yan etkileri ile boğuşurken lüksün dilini öğrenememiş ama aksanı kendisine aittir. sosyolojik ve patalojik vaka kabul edilebileceğimiz gülistan, gözlere kan oturtan zevk deryasında bir yandan piknik tip kocasının zamparalağına kulaç atarken öte yandan hâlâ anne ve babasının himayesinde, oğlu ile arkadaş tipte bir anne'cilik sevdasıyla perişan olur.
gülistan, lüksün içindeki huzursuzluk, makyaj ya da filtre ile kapatılan onay ihtiyacı, boşluk anında kontrolsüzce sarf edilen her lümpen davranışta da bir yerini yadırgama durumudur.
ağıtını unuttum editi:
gülistan gülistan.
kalbi akpak, yüzü gülpembe gülistan.
sen alemi ne sandın, alem seni kandırır gülistaaaan.
antakya'nın kibar kızı, güzel gülistan.
gülistan gülistan.
antakya'dan istanbul'a taşınan kocabaş ailesinin bir mensubu olan gülistan, maki tipli selahattin çakaler'in eşi ve biracı zeynel'in duzlu fıstığı'dır.
cihangir'in göbeğine yerleşmiş, ama cihangir kendisine pek yerleşmemiş olan karakterimiz, lüksü sever, giyer, ama taşıyamaz. çünkü asıl karizması evdeki nar ekşisi bidonunda saklıdır. moda ondan sorulur, ikisi de uzun olmasına rağmen, iki soyadı kullanır. çünkü çevresi geniştir*. chanel çantasının içinde, kalabalığın ortasında her an biricik oğlunun ağzına tıkıştırılmak suretiyle çıkabilecek ekmek arası ya da kaytaz böreği taşıdığından kuşku duymuşumdur hep. bir yandan nurhayat, öte yandan yan dairedeki entel takımı derken, kendini bir yarışın içine karga tulumba sokan gülistan; zenginliğe ve lükse atapte olmaya çalışırken, bir yandan da kültürel mirası korumaya, daha önemlisi de şehmus kocabaş'ın radarına takılmamaya çalışır. bir nevi sivri topuklu ayakkabı ile arnavut kaldırım geçmeye çalışır. hem eğreti, hem cesur hem de korku dolu.
işte bu yüzden gülistan kocabaş çakaler asla karikatürize bir tip değil, tam anlamıyla gerçek bir türkiye portresidir. sosyeteye özenen ama dilinden anlamayan, anadolu'nun zengin dahi olsa bastırılmış kimliğini ağzından kaçırırken bir yandan da istanbul'un kodlarını çözmeye çalışan bir kesimin iç çatışmasını yansıttığını rahatça söyleyebiliriz.
sadece çakma sarışın ya da çakma burjuva değil, taşra ile cihangir arasına sıkışan sosyal sınıf alegorisidir. sınıf atlamanın yan etkileri ile boğuşurken lüksün dilini öğrenememiş ama aksanı kendisine aittir. sosyolojik ve patalojik vaka kabul edilebileceğimiz gülistan, gözlere kan oturtan zevk deryasında bir yandan piknik tip kocasının zamparalağına kulaç atarken öte yandan hâlâ anne ve babasının himayesinde, oğlu ile arkadaş tipte bir anne'cilik sevdasıyla perişan olur.
gülistan, lüksün içindeki huzursuzluk, makyaj ya da filtre ile kapatılan onay ihtiyacı, boşluk anında kontrolsüzce sarf edilen her lümpen davranışta da bir yerini yadırgama durumudur.
ağıtını unuttum editi:
gülistan gülistan.
kalbi akpak, yüzü gülpembe gülistan.
sen alemi ne sandın, alem seni kandırır gülistaaaan.
antakya'nın kibar kızı, güzel gülistan.
gülistan gülistan.
devamını gör...
2.
sonradan görme olması için bile biraz daha görgüye ihtiyacı olan bir karakterdir. işin kötü tarafı, aura'nın da dediği gibi gerçek bir karakterdir. sonradan zengin olmuş birçok kişide bu tavırları kendiniz de deneyimleyebilirsiniz.
devamını gör...
3.
saçları hep dip boyası istiyordu. bahtımdan kara saçlarını altın sarısına boyatan bir ablamızdı.
zenginliğini göstermek için tercih ettiği yollar rüküşlüğünü arttırıyordu.
ooorçüün deyişi ile bizi alıp götürürdü. kendini mensup olmadığı klasmanda gören veya göstermek isteyen ama bunu yaparken de kendisi adına utanılan bir yurdum insanı örneğidir. parası var kültürü yok denilen insan tipine örnektir.
zenginliğini göstermek için tercih ettiği yollar rüküşlüğünü arttırıyordu.
ooorçüün deyişi ile bizi alıp götürürdü. kendini mensup olmadığı klasmanda gören veya göstermek isteyen ama bunu yaparken de kendisi adına utanılan bir yurdum insanı örneğidir. parası var kültürü yok denilen insan tipine örnektir.
devamını gör...