güney amerika'dan hayvan ithali yapmak

asrın lideri sayın erdoğan g- 20 zirvesi dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlarken "vatandaş kırmızı ete beklediği fiyatlarla ulaşabilsin diye gerekirse süratle uruguay'dan, brezilya'dan büyükbaş hayvan ithalini yapalım talimatı verdim." demiş....
gelecek olan kurbanlıklar geçici bir süre düşürebilir fiyatları ama bu kalıcı olmaz. kendi besicilerimize destek vermemiz gerekir. farklı bir tutum sergilemek taşıma suyu ile değirmeni, döndürmeye benzer.. yurt dışına giden dövizlerde cabası...
kurban bayramında getirmişlerdi geçen sene. canlı hayvan gemisi limana her geldiğinde kente yayılan kesif kokuyu anlatmıştı bir arkadaşım.
bir kısmında da salmonella hastalığı çıkmıştı.
ne çiftçilik ne hayvancılık bıraktılar canım ülkemde..
nazım'ın düşman şiiri geliyor aklıma bu devri düşününce.

sana düşman, bana düşman,
düşünen insana düşman,
vatan ki bu insanların evidir,
sevgilim, onlar vatana düşman..

buradan

bence orta asya'dan yapılmalı. moğolistan da kırgızistan da çok ucuzmuş hayvanlar.
ama gemiyle gelemez onlar uçakla gelsin tırla gelsin.
moğolistan da bir koyun 20 -25 dolarmış. bak ne kadar ucuz.
belgeselde gördüm.
hem organik besleniyorlar.
halkımız bol bol yesin.

çok fazla utanmazlık yapmamak lazım ama, brezilya ' dan çok kötü şartlarda ithal edilen büyük baş hayvanların çoğunda " şarbon" hastalığı çıkmıştı. bu öldürücü bir hastalıktır, bu etlerden yiyen türklerden bu şarbon hastalığına yakalanıp ölen oldu mu, bunu sorarsak " halkı kin ve düşmanlığa yönlendirmiş" oluyo muyuz, bilmiyorum ki...

türkiye ' de adam gibi hukukçu olmadığı için, billurları çok küçük kaldığından, ana soruları ne yazık ki soramıyoruz... türk hukukçusunun billurlarına güvenemiyoruz.

o yüzden, bu konuda çok da görüş belirtemiyoruz.

zaten etmiyor muyduk?

meralar, yaylalar yönünden bu kadar zengin bir ülkenin hayvan ithalatı yapması ayıp olmuyor mu?

hem bu kadar çayırda çimende kim otlanıyor, bu da bir soru.

parti içerisinde 1 tane bile şunu diyecek zekada adam yok.
"başkanım, biz ta güney amerika'dan hayvan getiriyoruz.
dolarla alıyoruz, shipping dolarla yine.
buna rağmen nasıl buradakinden ucuz oluyor?
sizce de bir yerde hata yok mu?"

bunu halkın sorması lazım konusuna hiç girmiyorum.
5 saat anlat, anlamazlar.

guzel 1 ticari girisim. helal olsun reis'e. evet.

çiftçisiyle, köylüsüyle savaşan sistemin piyasayı getirdiği hal. bunda sistem kadar biz de suçluyuz. köylülüğü, çiftçiliği horladık ve aracının köylüyü ve üreticiyi perişan etmesini görmedik.

bu ülkede ithal gıdanın yani etin , şekerin, bakliyatın normalleştirlmesi tarım bakanı bekir pakdemirli döneminde başladı. peki kimdi bekir pakdemirli? hangi şirkette hangi görevde iken tarım bakanı oldu? dünya gıda tröstü cargill' in türkiye ceo' su idi. cargill şirketi ne iş yapıyor? dünya şeker fiyatlarını belirliyor mesela.

bu duruma alışkın mıyız?
hangi sektörlerde gördük bu durumu biz peki?
evet biz bu durumu;
hastane sahibinin sağlık bakanı,
otelcinin turizm bakanı,
özel okul sahibinin eğitim bakanı olmasında gördük.

bu ülke böyle prangalara vuruldu işte.

üretmek varken olanı alıp tüketmek daha mantıklı. çünkü zenginiz. petrol ve doğalgaz içinde yüzerken hayvan yetiştirme ve çiftçilik gibi p*s işlerle uğraşmak bize yakışmaz.