güneydoğuda kürtler yerine yunanlılar yaşasa idi olacaklar

yine bir etnik sorun ile karşı karşıya olur idik,evet.
ancak, o zaman bölge çok daha medeni bir halde olur idi. feodal yapı denen bir şey kalmaz, aşiret tarzı yapılanmalar olmazdı.
töre cinayetleri de hiç bir zaman olmazdı, kadınlar aşağılanmazdı.
bölgede eğlence kültürü oldukça gelişmiş olurdu.
her yerde tavernalar olurdu.

t: çok daha iyi olurdu.

yanlış çıkarımlar yapılmış üstte. yunan kültürünün özü, sebebi, kaynağı "deniz" dir, hele de akdenizdir. tüm antik çağ filozofları deniz kenarında yaşamıştır ve bu aydınlanma tüm dünyaya akdenizden yayılmıştır. kürtlerin coğrafyasına uzaylıları bile koysan aynı şeyler olurdu.
coğrafya kaderdir...

çorak olan her yer, zeytin ağacı ve üzüm bağı olurdu. nefis şarapların, çeşit çeşit rakıların dibine vurur, salataya erken sıkım halis zeytinyağını hunharca boca eder, kaç para bu meret diye kafa yormazdık. dünyaya zeytinyağı ve şarap ihraç eder paraya para demezdik.
buradan.

hamiş-1: özellikle 2. mübadele sonrası balkanlardan gelenler çok alakasız bölgelere yerleştirilmiş; aynı şekilde kıyı ege ve adalardan boşalan yerler de orta ve doğu anadolu'dan getirilen ailelere verilmiştir. mesela bozcaada ege'nin şarap ambarı iken, adanın yeni sahipleri burada yetişen üzümün tadını pek nahoş bulmuş ve ilk iş olarak adadaki bağları kesmişlerdir. halbuki onlar şaraplık üzümler idi. aynı durum cennet kadar güzel bir yer iken gayrimüslimler yaşadığı dönemde adı "çirkince"
olan, türkler yerleştikten sonra adı kanunla "şirince"ye çevrilen ama kısa sürede eski halinden eser kalmayan izmir/selçuk'a bağlı meşhur köy için de geçerlidir. günümüzde buralardaki şarap üretimi turizme yönelik sembolik seviyededir. zaten son yıllarda sürekli değiştirilen kanunla, evde alkol üretim miktarı yıllara sari olarak düşürülmektedir. sanırım en son 200 liteye kadar müsaade ediliyordu.

hamiş:-2: başlıktaki "yunanlılar" kelimesi "yunanlar" mı olmalı acaba? "türklüler" mi, yoksa "türkler" mi?

bu sefer egeye değil akdenize dökerdik.

ahmet kaya değil ahmadiou kayaos

"megali idea sonuna kadar megali idea sonuna kadar vallahi biz venizelos'u özledik"

20nci yüzyılın başında o yörede batılıların assyrian dediği asurlular, süryaniler, ezidiler, ermeniler gibi pek çok gayrimüslüm halk yaşıyordu. mardin'e giderseniz o dönemden kalma mimari eserleri gördüğünüzde ağzınız açık kalır. benim memleketim antep'te bir dolu bir siyah bir beyaz taştan yapılma mimari yapılar görürsünüz. bunları yapanlar bu gayrimüslüm halklardı. mardin'in telkarileri süryanilerdi. önce 1915'teki ermeni tehciri ve soykırımı, ardından cumhuriyet döneminde yapılan hıristiyan soykırımıyla hemen hiç hıristiyan kalmadı yörede. yerlerini, hayatlarında iki taşı üst üste koymamış kürt ve türk nüfus doldurdu. sonra kürt'ün de türk cumhuriyetinde yeri olmadığına karar verdi devlet. yıllarca asimile edip türkleştirmek için uğraştılar, olmadı.
kısacası kürtler değil yunanlılar olsa tehcir ve soykırımla nüfusları sıfıra yakın bir düzeye indirilirdi.