güzel günler göreceğiz güneşli günler

(bkz: nikbinlik)

ülkede güzel günler yakın mı bilmem ama hep böyle devam edemez ya. ortadoğu olmayı bırakıp, ülkemizde kendi hayatımızı yaşarsak gençler güzel günler göreceğiz...

çocuklar inanın inanın çocuklar.
(bir beşiktaş bestesi).

bugün eskişehir'de yağmur var ama şunu diyebilirim hava güzel ve güneşli sebebi için (bkz: beşiktaş). doğa olaylarından ziyade psikolojik bir durumdur.

2017'deki tüyap'ta düzenlenen kitap fuarında bol bol sohbet etmiştim edip akbayram'la. çok tatlı bir insan gerçekten.
fotoğraf falan çekmiştik, hatta kendi telefonuyla da çekmişti.
güzel insanlara bir örnektir kendisi.
tabi bu şarkıya ithafen şampiyon beşiktaş'a tebrikler tekrardan.

(bkz: edip akbayram) şarkısıdır. tribünlerde söylene söylene beşiktaş marşı olarak bilinmeye de başlanmıştır. dün gece yurdun dört bir yanında söylenmiştir ayrıca.

"çocuklar inanın, inanın çocuklar. güzel günler göreceğiz güneşli günler,
motorları maviliklere süreceğiz.."

maskemi taktım
sürdüm boyalarımı
giyindim en süslü yalanlarımı
bir yüzüm gülerken, gizlenir öbür yüzüm
kimse duymasın, içimden ağladığımı
aslında hayat zor değil
mutsuzluk diye bir şey yok yalan
her şey güzel olacak
her şey güzel olacak
ne zaman, ne zaman.
buradan

tam olarak ne zaman göreceğiz? benim umudum tükenmeye başladı da.

ne zaman umudumu yitirsem, mutsuzluk kaplasa dünyamı nazimin şiirine tutunur, edip akbayramin sesinden müzikle buluşmasını dinlerim bahsi geçen şiirin. umut aşılar mi hayır, daha iyi hissettirir mi bilmem. ama ne zaman dinlesem gözlerim dolar, çocukların güzel dünyaları bir kez daha sıcacık kaplar yüreğimi.

güneşin bundan haberi var mı?

bunu kendime yoruyorum.
güzel günler göreceğim, güneşli günler.
güzel, neşeli sabahlara uyanacağım.
tertemiz ciğerlerim olabildiğince içine çekecek havayı.
bozulmazsa şayet gözlerim ışıl ışıl renkleri göreceğim, hayran hayran bakacağım pembeli, sarılı, beyazlı çiçeklere.
masmavi gökyüzüne dikeceğim sonra bakışlarımı.
çocukken göğe ne kadar bakarsam gözlerimin de tıpkı onun gibi masmavi olacağını düşünürdüm. aynaya baktığımda koyu kahverengi bir çift boncukla karşılaşırdım. olsun derdim bugün olmazsa yarın kesin olur. bir müddet sonra yarın da olmadığını anladım. olsun dedim yine de. bekli baktığım süre zarfında masmavi oluyor ben bakışlarımı çevirdiğimde eski rengine dönüyor ben göremiyorumdur dedim. ışte o günlerden kalan bu saf inancımla yürürken, balkonda otururken, parklarda hava alırken ara sıra başımı göğe kaldırır bakarım hayran olduğum maviliğe.

bir gün gözlerimi açıp uyandığımda çevremde ya çocuk sesleri ya hayvan sesleri olacak.
çocuk kalbi kadar aydınlık sabahlarımda mutlu uyanacağım. şefkatli sarılmalar bedenime iyi gelecek.
günlerden bir gün yeniden birilerinin kollarında olacağım. saçlarım okşanacak, tel tel sevilecek. dudaklarım şehvetle, burnum, yanaklarım, gözlerim şefkatle öpülecek.
ellerim buluşacak başka ellerle. parmaklarım sımsıkı kenetlenecek.
bazen şiddetli bir kuvvetle yere serilecek bazen ise içten bir sıcaklıkla tutulacak.
göz bebeklerim baktıkça yeniden büyüyecek.
yeniden nefes nefese kalacağım.
dişlerim kamaşacak, ısıracağım.
hep mi şiddet olacak hep mi baskın düşler kuruyorsun sevgili yazar?
yirmi yaşında genç bir ruh başka ne arayabilir?
sarhoş sevgilerde bayılamam.
tırnaklarım geçmeli, kanatmalı. dişlerim ısırmalı, koparmalı. etim sıkılmalı, canım yanmalı. güç hissedilmeli, güç gösterilmeli.
raydan mı çıktım, ateşler mi bastı?
hiç biri olmadı.
hepimizin ruhunda yankılanan arzuları kelimelere döktüm yalnızca.

herkese güzel, güneşli günler diliyorum.

bu gidişle güzel günler gelse de biz göremeyeceğiz:

"ilerideki güzel günler,
beni görmeyecek onlar.
bari selam yollasınlar,
geberiyorum,
geberiyorum,
kederden."

görüyoruz galiba. ama burada motorları maviliklere değil yeşilliklere sürmeye başladılar. kafam şişti sabahtan beri.

distopik vaaz esintisi. güzel ve güneşli günler konu ile alakalı bize "tmm" derse yeridir. ahlak putlarımıza ibrâhim kesilmeden, kendimize çeki düzen verip iyileştirmeden, menfaatlerden arınmış "insan" odaklı felsefeyi özümsemeden, zor ki çok zor.

toplum olarak namussuzluklara karşıyız, çünkü namussuzluk yapan biz değiliz. zübük mesela; zübüğü doğuran zübüklüğümüz.

güzel ve güneşli günleri bile berbat eden bir toplumuz.

motorları maviliklere süreceğiz.

şampiyonluk şarkıları söyleyeceğiz.

motorları maviliklere süreceğiz.

nazım bunu diyeli 70 yıl geçmiş.
geceden sonra mutlaka gündüz gelir diye ummuş olmalı usta. ama ülke 100 yıldır karanlıkta. sanırım yerçekimsel kilitlenmeye uğramış bir gezegenin karanlık tarafına düşüyor ülkemiz.

lozan da bittiğine göre günler çok yakın.