orijinal adı: ghosts
yazar: paul auster
yayım yılı: 1986
yazarın new york üçlemesi serisinin ikinci kitabıdır. kahverengi tarafından yetiştirilen mavi isimli bir dedektif beyaz isimli bir şahıstan siyah'ı izlemesi yönünde direktif alır. izlediği siyah'ın monotonluğundan sıkılan mavi anlamlandıramadığı bir gerçekle karşılaşır.
yazar: paul auster
yayım yılı: 1986
yazarın new york üçlemesi serisinin ikinci kitabıdır. kahverengi tarafından yetiştirilen mavi isimli bir dedektif beyaz isimli bir şahıstan siyah'ı izlemesi yönünde direktif alır. izlediği siyah'ın monotonluğundan sıkılan mavi anlamlandıramadığı bir gerçekle karşılaşır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "jinju" tarafından 07.11.2022 14:19 tarihinde açılmıştır.
1.
paul auster new york üçlemesinin ikinci kitabı.
ilk kitabın sonunda yaşadığım hayal kırıklığını #2282131 anlatmıştım. bu kitaba ön yargılarımdan kurtulmuş bir şekilde başladım. başı sonu yok dedim kendime, burada okuyup biteceksin ve 76 sayfa bitene kadar konuyu anlamak, sevip sevmeyeceğine karar vermek zorundasın. faydası oldu mu? sanırım.
bu kitapta da mavi isimli bir dedektif var. kahverengi^'den aldığı eğitimle artık tek başına dedektiflik yapabilecek kıdeme sahip. bir gün beyaz tarafından bir görev veriliyor mavi'ye.
siyah isimli biri olduğunu, siyah'ın evinin hemen karşısında bir daire kiralandığını, mavi'nin bu dairede oturup mütemadiyen siyah'ı gözetlemesi ve her hareketi hakkında beyaz'ın bilgilendirilmesi gerektiğini söylemektedir görev. ancak beyaz'la kesinlikle yüz yüze görüşmeyecek, raporunu posta ile gönderecek ve her raporun ardından da ödeme çeki yine posta ile gelecektir kendisine. mavi göreve başlamak üzere kendisi için kiralanan daireye yerleşir ama sabah akşam bir şeyler yazıp dışarı çıktığında da avare avare dolaşan siyah'ın gözcülüğünü yapmak mavi için çok sıkıcı bir hal alır.
benim için de öyle oldu. :d
yine aynı şeyi tekrarlayacağım. paul auster okumak çok keyifli, sayfalar akıyor gidiyor, kurduğu dünya çok eğlenceli ilerliyor. ama kitabı bitirdiğimde zihnimde birçok soru işareti olması ve bu soru işaretlerinin beni düşünmeye, anlamaya yönelten cinsten değil de "ee noldu şimdi" türünden olması minnoş kalbimi kırıyor.
serinin üçüncü kitabından umutluyum. hadi bakalım.
ilk kitabın sonunda yaşadığım hayal kırıklığını #2282131 anlatmıştım. bu kitaba ön yargılarımdan kurtulmuş bir şekilde başladım. başı sonu yok dedim kendime, burada okuyup biteceksin ve 76 sayfa bitene kadar konuyu anlamak, sevip sevmeyeceğine karar vermek zorundasın. faydası oldu mu? sanırım.
bu kitapta da mavi isimli bir dedektif var. kahverengi^'den aldığı eğitimle artık tek başına dedektiflik yapabilecek kıdeme sahip. bir gün beyaz tarafından bir görev veriliyor mavi'ye.
siyah isimli biri olduğunu, siyah'ın evinin hemen karşısında bir daire kiralandığını, mavi'nin bu dairede oturup mütemadiyen siyah'ı gözetlemesi ve her hareketi hakkında beyaz'ın bilgilendirilmesi gerektiğini söylemektedir görev. ancak beyaz'la kesinlikle yüz yüze görüşmeyecek, raporunu posta ile gönderecek ve her raporun ardından da ödeme çeki yine posta ile gelecektir kendisine. mavi göreve başlamak üzere kendisi için kiralanan daireye yerleşir ama sabah akşam bir şeyler yazıp dışarı çıktığında da avare avare dolaşan siyah'ın gözcülüğünü yapmak mavi için çok sıkıcı bir hal alır.
benim için de öyle oldu. :d
yine aynı şeyi tekrarlayacağım. paul auster okumak çok keyifli, sayfalar akıyor gidiyor, kurduğu dünya çok eğlenceli ilerliyor. ama kitabı bitirdiğimde zihnimde birçok soru işareti olması ve bu soru işaretlerinin beni düşünmeye, anlamaya yönelten cinsten değil de "ee noldu şimdi" türünden olması minnoş kalbimi kırıyor.
serinin üçüncü kitabından umutluyum. hadi bakalım.
devamını gör...