hayata uyum sağlayamamak

sanki doğduğum günden beri böyleymiş gibi hissettiğim durumdur.

hayata dahil olamazken dışında da kalamiyoruzdur genelde. e bunun sonu da bol bol sahte gülüş, bol bol boş ilişki oluyor.

içimde sürekli olarak varlığını hissettiğim kocaman bir boşluk var ve bu boşluğun içi ara ara irinle doluyor. sanki kussam rahatlayacağım ama öyle olmadığını da biliyorum. insanların gayet arkasını dönüp devam edebildiği olaylarda ben takılıp kalıyorum. sanki herkes yaşıyor da bir ben beceremiyorum bu sanatı gibi hissediyorum.
farkındalığım gayet yüksek olmasına rağmen ne istediğimi ne beklediğimi bilmiyorum, tek bildiğim olursa yaşarsam 60 larımda ben bu hayatı yaşadım demek istediğim. fakat yaşamak için gösterdiğim çabaların her seferinde ters tepmesi sebebiyle umudumu kaybediyorum yavaş yavaş.
sanki herkes aynı bir ben farklıyım hissi var içimde.

bu dünyaya insanları izleyip onlara küfür etmek için geldiğimi düşünüyorum.

sahip olunan personalar birbirinden ne kadar farkliysa, kisi bu uyumsuzlugun etkisini gundelik yasamda o kadar fazla hisseder. hayatta kalmak icin gerekli maskesini taksa kendi ile celisir, ic hissayatina uygun maske ile de hayatta ezilir.

belki de hayat bize uyum sağlayamıyor.

insan yaşantısının rengi olmaktır. belki eğlenceli belki sıkıcı, bu bile algılayana göre değişir.
insan genetiği doğanın uyumu içre hayata adapte olalı milyon yıl olmuş. insanın kendisini bilimsel olarak incelemesi gerekir bence, hayata ne kadar uygun düşüp düşmediğini anlayabilmesi için.

eli ayağı tutmayan, zihni standart bir insan gibi çalışamayan kişilikleri sahiplenen insanlardan daha mı uyumsuzsun hayata!?
bu türden amatör düşüncelerini önce bilim insanı olup tespit edip sonra mı katıldın aramıza?!
sen kendin hakkında ne biliyorsun ki, gezegen de dönen hengame hakkında ne biliyorsun!?
isteğini, ihtiyacını, beklentini, korkularını, suçlayıcı mağduriyet öykülerini; derdini söyle önce, standardına bakalım, ne durumda. (ama anlayarak, bilerek, yalansız, özentisiz, nasıl biri olarak görüyorsan kendini öyle, rolsüz, oyunsuz, itiraflı, açık sözlü, cesur, dürüst vs.)
yaşam bugün uygun düşmediğin yaşam olarak tasarlayanının elinde oyuncaktır yarın belki senin gibilerin yıldızı parlayacaktır.

uyumsuz insan sosyaldir, ucube dahi hayata içkindir. uyumsuz kişilik yaşamın değil tüm zamanların toplumlarına içkin vitamin gibidir. uyumsuzluk hastalık değildir. ancak uyumsuz insanlar da ekseriyetle tüm insanlar gibi cahil olabiliyorlar. uyumsuzluk her zaman aydın görüşlü olmanın yan etkisi olarak ortaya çıkmayabiliyor. öğrenilmiş / ezberlenmiş uyumsuzluktan muzdarip kişiler genel olarak cahildirler (akademik bilgi yoksunluğu / eksikliği /yanlışlığı anlamında kullanıyorum cahil tabirini).

"şeyhim kâinata alışamadım"

ben mi hayata uyum saglayamadim,hayat mi benim yaşam tarzima uyum saglayamadi meçhul.

harbiden ya ben uyumsuz bir insanım herhalde. şu hayatın bana yasattiklarına inanamıyorum. şu 2021 yılı özellikle birikti birikti şuan gözlerim dolu dokunsan ağlıyacak kıvamdayım. tek başıma sessiz bir yerde hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyorum. üstümdeki tüm ağırlığı atmak istiyorum.

düzen lordlarının, namus bekçilerinin, ahlak dogmalarının ve sistem kölelerinin arasında yerini bulamamaktır.

çarka dahil olmak istemez, lakin kendi keşfini de henüz tamamlayamadığından kendi düzeneğini oluşturmayı da beceremez.

iç yolculuk murada erdikten sonra ise ya kendin bir çark olursun ya da kurulu çarklar arasında çiğnenir durursun.

-içerdeyim trinity.

(bkz: think pink)

parçalanmış değerler karşısında hayatla uyum sağlamak ikiyüzlülüktür.
adalet ağaoğlu

bunu farkındalık, boyun eğmemek olarak düşünürsek kendimize çok da yüklenmemiş oluruz. belki de asıl tabiata uyumlu olan sensin tüm uyumsuzlukları görmezden gelmeyerek yapıyorsun bunu.

hayatın içine akmak için kendi yolunu bulman gerekli. güvenli bulmadığın yollardan geçmemek, yolları bulamamak seni kenarda bekletip oyun dışı bırakıyor gibi gözüksede aslında seni sen yapan tercihlere doğru yol almanı sağlar. tabii ki de çok sancılı bir süreç üstelik eksik ve beceriksiz hissettirir. fakat hayatın içine akmak yerine kendi içinde akmanın daha doğru bir tercih olacağını düşünüyorum. bu işleri daha çok kolaylaştırır. gerçekleştirmem gereken şey, önce hayatı anlamlandırmam ve kendimi orada doğru bildiğim yere konumlandırmam olacak yoksa o akışa kendimi kaptıramam. işte burası doğru yerdir benim için, burada var olmalıyım demeden rahat yok bu dünyada.

aklının uyduğu her yerde var olmak istersin. kendini oraya ait hissedersin. böylelikle gelir uyum, kendiliğinden.

kaybedecekler listesi:
1- çevresindeki değişimi görmezden gelenler.
2- değişimleri kabullenmekten kaçınarak sürekli eskiyi arayan geriye dönük kişiler.
3- her şeyi aşırı basite indirgeyenler.

asosyallik. benim de basima gelen hadise.