hoşlanılan yazara bir daha öyle tanımlar girmeyeceksin demek

isin basindan raconu koymaktir. helal olsundur. evet.

tamam.*

son isyerimde dar bir alanda calısıyordum. ben masayı ileri itiyordum alanım genislesin diye, her gun ısrarla ittiriyorlardı. daracık alan kalıyordu bana. yani birazcık alan onların hayatında ne degistiryordu ki? ama ben bunalıyordum, daralıyordum, kacmak istiyordum o kadar dar alana sıkıtırdıklarında beni.
mesele tanımlar degil. mesele bir agac degil. mesele pek cok seyde sadece o mesele degil.
sen aslında bana diyorsun ki kimseye bir zararın olmayan ozgurluk alanların ben keyfime gore kısıtlıcam, bana itaat et.
ben bunu kabul edemem.

nasıl tanım gireceğini (içerik olarak) bilmeyen bir insanla işiniz olmasın zaten.
davar mı bu güdeceğiz ne yazmış, ne çizmiş, ne demiş diye?

artık hoşlanılmayan bir yazar olacağına delalet eder.

ayrıca sana hitap etmiyordur.
en fazla,
şu şu sebepten seninle bir daha aynı yolda yürümem seninle yürüyene yolda tuzakların var diyebilir, yolunu değiştirebilir.

hoşlanılan falan değil, yattığım kalktığım bir kadın bana, "köpekleri boyunlarına iğne yaparak öldürüyorlarmış. lütfen bir daha köpekler aleyhine paylaşım yapma" dedi. kendisi aslında itperest değil catperest.
"sen nasıl olur da benim ne söyleyeceğimi, ne yazacağımı belirleyebilirsin" dedim. kapattık.

korkunun ecele faydası yok.
tanım girse de girmese de, hoşlandığınız yazara yürüyecekler*

kır nickini otur evinde

sol framede açtığın başlığı görmüşler demeli.

hoşlanılan yazarı sadece yirim.