#ödüllü filmler
korku / bilim kurgu
6 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

korsan film sitelerinin puanlama sisteminde zirveyi oynayan, bir türlü izlemeye fırsat bulamadığım film.
düzenleme: izledim, güzeldi ama abartıldığı kadar güzel bulmadım. çocukken televizyonda izlemiş olma olasılığım da yüksek çünkü bazı sahneleri izlerken deja vu yaşadım.
devamını gör...
kitap ve film arasında bariz farklılıklar var. iyi ki de var. zira kitap ciddi anlamda durağan bir kitap. melankolinin dibine vuruyor. kurgu bir eser beklerken, yalnızlık güzellemeleri ve tek başına dünyadan ayrılma korkusu üzerinde sürekli kendisini tekrar ediyor. artı vampirlerde kitap gibi durağan. orada burada kendi hallerinde takılıyorlar. robert'a bir uğrayalım halini hatırını soralım falan gibi bir düşünce tarzları yok. e hal böyle olunca da adam şişenin dibini görmekten önünü göremiyor. yani özetle aksiyondan uzak, konuyu ele alış biçimi zayıf olan bir kitap. sarımsak ve haç ikilisi ile takılmaya devam ediyoruz özetle. kitabın hali ahvali bu olunca film her halükârda kitabın önüne geçiyor. kitabı okumuşsanız ve filmi sonradan izlemişseniz maçın sonucu belli. film zaten maça 1-0 önde başlıyor.

filme gelirsek, filmde en azından aksiyon var diyebiliriz. tamam yalnızız abi, tek başınayız, kafayı kırmak üzereyiz, huniyi de takmışız ama vampirler hareketli. atraksiyon sağlıyorlar. ayrıca vampirlerin et falan yemesine takılmayın. o tarz vampir türleri çeşitli mitolojilerde var. misal türk mitolojisindeki oburlar, meçkeyler, yalmavuzlar falan hep bu fraksiyondan gelen vampirler. yani vampir sadece kan içmez, ette yer. en güzelini de bizim kültürün vampirleri yer. yani zombi değil o deyyuslar özetle.

bu filmin kuşkusuz başrol oyuncusu sam! will simith sadece ona eşlik etmiş. sam'in geyiğin peşinden apartmana girdiği sahne gibi gerilimli sahneyi çok az filmde bulabilirsiniz. muazzam bir sahne bana göre. zaten ben efsaneyim diyen sahne de orası. ipucu olmasın, o kısımlara pek girmeyeceğim ama cidden her ayrıntısı hatırladığım sahnelerden birisidir ve arada açar izlerim. buna rağmen her izleyişim de yine de heyecanlanırım. yani sam' in oyunculuğuna oscar vermemek de ne bileyim halt yemenin abartılmış versiyonu oluyor. şu oscar tarihinde bir kerede bir köpek oscar kazansın ne olacak yani? akademi şu ayrımcı kafadan bir türlü kurtulamadı gitti. kendilerini esefle kınıyorum. kın! o sahnede çekim hataları da var lakin sam' in oyunculuğu hepsini kapatıyor. sam ile ilgili daha fazla şey yazıp çizerim ama efkarlanıyorum. ve o durumda sizi ipucu manyağı ederim, bu sebeple sam güzellemelerime burada son veriyorum.

tabi filmi çekilir kılan detaylardan birisi de bob marley abimiz. sam'in olmadığı noktalar da ona sarılıyorsunuz. bu sebeple kendisi de filmin yardımcı erkek oyuncusu diyebiliriz. hani diyor ya abimiz; ''insanların hayatına müzik ve sevgi aşılarsan, onları tedavi edebilirsin.'' hah diyorsun bulacak tedaviyi az kaldı. bu deyyuslar bob abimizi dinleyerek kendine gelecek, iş nihayete erecek. tabi öyle olmuyor. rastalı vampirler hayalimiz yok olup gidiyor.

ez cümle fena film değildir. will simith'de yanında sam varken iyi oyunculuk çıkarmıştır. * onun haricinde biraz vasat kalmıştır. ha bu arada sam'den sonra en iyi yardımcı kadın oyuncu da samantha'dır onu da unutmayalım. yoksa ayıp etmiş oluruz. robert bu ikisi olmasa arada kaynar giderdi. golf oynayıp, ses kaydı alıp, sağa sola bön bön bakan bir karakter olarak takılır dururdu. bu iki muazzam oyuncuya ne kadar teşekkür etse az.

öyle işte, sırf sam ve sam'in içinde bulunduğu sahneler için bile izlenir bu film.
devamını gör...
ben, efsane, hepimiz vampiriz ve ben efsaneyim isimleriyle tekrar tekrar çevrilip yayınlanmış. richard matheson'ın okuduğum ikinci romanıydı, ilk okuduğum cehennem evi gibi oldukça sakin ama insanı diken üstünde tutarak uzun süre düşündürecek biçimde ilerledi. kitap o sakinliğine insanı o kadar alıştırıyor ki, herhangi bir aksiyonlu kısımda "bir an önce ortalık durulsa da rahat etsek..." diye iç geçiriyor okuyan.

spoiler vermeden artılarından bahsetmek gerekir ise, kitabı okurken, kahramanımız robert neville, gündüzleri geceye hazırlık olması adına bir şeyler yaparak geçirirken insanı tuhaf biçimde huzur kaplıyor, gece hiç olmayacak, hiç gerilmeyeceksiniz gibi hissediyorsunuz ama zaman ilerledikçe insanı tekinsiz bir his işgal ediyor, gece çökünce de tuhaf bir paranoyaya kapılmaya başlıyorsunuz. sevgili karakterimiz, dışarıda onu bekleyen vampirleri, minik gözetleme deliğinden seyrederken sizin de kalp ritminiz hızlanıyor. kitap adeta yaşatıyor kendisini, artı kısımlarından bir diğer kısım da sadece insanlar değil, bir zamandan sonra vampirlerin gözünden insanların da ne kadar acımasız ve kendi türünü devam ettirmek isteyen saldırganlar olduğunu görebiliyor, empati yapabiliyorsunuz, bu kadar mı? hayır. sevgili kahramanımız robert neville abimizin yalnızlığını o kadar üstünüzde hissediyorsunuz ki, bir zamandan sonra sevgili karakterimizin de hissettiği üzere, pes etmek, savaşıp direnmekten çok daha anlamlı geliyor, direnmek o kadar boş bir şeye bürünüyor ki...

filmin eksi demeyeyim de, biraz eksik bulduğum kısmı kesinlikle aksiyon denilecek herhangi bir olayın çok az olması ve elle tutulur olmaması oldu. ben istedim ki filmindeki gibi aşırı aksiyon sahneleri olsun, eve yetişmeye ekstra çabalasın, olağanüstü biçimde savunma yapacağı geceler olsun ama yok, çok fazla depresif, çok fazla melankolik, çok fazla yalnız ve aksiyondan uzak geçti ama su gibi aktı yalan olmasın.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
oyuncu listesinde will smith, alice braga, willow smith, charlie tahan, salli richardson, darrell foster, dash mihok, joanna numata ve james michael mccauley gibi oyuncuların olduğu 2007 yapımı akisiyon/bilim kurgu türündeki bu filmin yönetmenliğini ise francis lawrence yapmıştır.

bir adamın dünyayı ölümcül bir virüsle yok olmanın eşiğine gelmesi üzerine tek başına kaldığını düşünmesi ile başlayan filmimiz. daha sonra yakaladığı hasta insanlardan birinin üzerinde deneyler yapması ve hastalığa tedavi bulmaya çalışmasıyla devam eder. köpeği ile beraber koskoca şehirde tek başına yaşamaya alışan bu adam hasta insanların kendilerine saldırmasından sonra köpeği onu korurken hastalığı kapar ve adam onu kendi elleri ile boğar. bu öfke ile onları öldürmek için gittiği yerde araba ile onları ezerken hasta insanlar onu köşeye sıkıştırır. tam bu anda bir kadın gelir ve onu kurtarır yarı baygın şekilde evine kadar gittiklerinde adamı tedavi eder kadın ama hasta insanlar ne kadar ölü gibi de olsa biraz zeka kırıntısına sahiptir, en azından av olarak düşündükleri şeyleri bulmakta ustalar. gece hareket ederler ama adam zaten onlara gece saldırdığı için kaçsalar da kurtulma payları azalmıştı. eve gelip saldırdıklarında ise bir şekilde içeri girmeyi başarırlar ve adama tekrar saldırırlar. adam saldırıdan kurtulup kadın ile oğlunu kurtarmak için gittiğinde ise onların tepesinde duran hasta insanı vurup hemen sığınağa kaçarlar. evin içine her yandan girmeye başlar hasta insanlar ve sığınağa girmeleri de uzun sürmez. sığınağa inen adamımız tedavinin işe yaradığını görür ve iyileşme gösteren hastadan kan alıp kadına verir ve küçük bir yere onları saklayıp bir el bombası ile tüm hastaları öldürür. gün doğduğunda ise kadın ve oğlu hedefledikleri yere giderler ve kurtulan insanların yanına gitmeyi başarırlar tedavi ile birlikte tabii ki.

film eski bir film kötü olduğunu da düşünmüyorum ama şimdi bakınca biraz daha iyi olabilirmiş gibi geliyor fakat vermek istediği belli olan bir film ve ben alacağımı aldım. izlenebilir iyi seyirler.
devamını gör...
bir sebepten bir türlü izleyemediğim bir film bu. will smith, o zamanlarda çok büyük bir isimdi ve çoğu arkadaşım bu filmi izledi ama ben bir ara izlerim dedim ve erteledim. hala nedense erteliyorum. bir zaman izleyecem ama mutlaka. bakalım ismi kadar iddialı bir film miymiş görürüm.
devamını gör...
bob marley'in karanlığı aydınlat mottosuyla yapılmış bir bilim kurgu filmidir.

2007 yılına tarihlenen film pandemi döneminde sükse yapmıştır. çünkü filmin konusu, tam da pandemi döneminde yaşananlarla benzerlik taşır. bu da filmin izlenme oranını artırmıştır. ben de 2020 yılında izlemişim filmi ancak sonunu hatırlamıyordum. az önce izleyince sonunu hafızamdan sildiğimi fark ettim. muhtemelen yine aynı şeyi yaparım hem de bilinçsizce.*

filmin başrolünde will smith oynuyor. genel anlamda güzel bir oyunculuk ortaya koymuş diyebilirim.

yalnız filmin efektleri, çok yapmacık. geyikler, zombiler, helikopter kazaları, köprünün yıkılışı... o kadar yapay ve yapmacık ki... teknolojinin nimetlerinden şu an ne kadar yararlandığımızı filmi izleyince anladım.


filmin 2.si de çekilmiş sanırım ama o nasıl bilmiyorum. bunu önerir miyim? pek değil. vaktiniz varsa bi şans verebilirsiniz ama pek de önermiyorum. film, bir saat 40 dakika kadar sürüyor.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"i am legend" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim