ibb kent lokantası'nda günün menüsünün 29 tl olması

meclis lokantasından pahalı olan menüdür. milletvekili maaşlarını belediye çalışanlarının maaşlarıyla karşılaştıralım. ibb'i gömmek için bahane arayanlarda bugün..

su menüden çıkarılmalıdır.
menü şişkin olsun diye konulmuştur.
menüde eksik olarak gördüğüm tatlıdır.
tatlı lazımdır.
alooo ekrem
tatlı yap.

belediyeler esnafla rekabet etmemeli, lokantacı belediye mi olurmuş? olağan dışı şartlar olduğu için insanların ucuz yemek yemesini destekliyorum ama bunu da belirli şartlar altında yapmak lazım hem esnaf için hem de ihtiyacı olanlar için en iyisi o şekilde olur. örneğin sadece burs alan öğrencilere veya ihtiyaç desteği alan ailelere burada yemek tanımlansın. birisi sırf parası yok diye parası olanın açgözlülüğü sebebiyle saatlerce sıra beklememeli ve esnaf müşteri kaybetmemeli.

aferin ekrem. sen bunlara yardım yaptıkça bunlar ekonomi iyi demeye devam edecekler. tebrik ederim!

yazdım üç vakte kadar denetlenecektir. *

halk ekmek gibi bir saçmalıktır. devletin özel sektörle rekabet ettiği ülkeler asla kalkınamaz.

güzel bir başlangıç olmuş, diğer belediyelerde ümit edelim ki örnek alsın.
belediyeler böyle bir şey yaparsa, lokantalarda abartılı fiyatlarına çeki düzen verirler, normalleşme başlamış olur.
yani bir nevi, butterfly effect, etkisi olur;

yemekleri fabrika ve iş yerlerine tabldot yemek veren firmaların fiyatlarıyla aynı düzeyde. bana bir tabldot firmasıyla günde bin yemek için anlaştılar gibi geliyor. geçmişte, onca işimin arasında ankara'da yemek fabrikası yemek fabrikası gezerek personele iyi, sağlıklı, hijyen ve besleyici yemek yedirmeye çalıştığım için iyi kötü biliyorum. rekabetten ölecek(!) olan işletmeler kapılarına bir tabela koysalar ve tabldot 28 lira yazsalar kazanırlar.
birinci neden tabldotçulukta hiçbir şey ziyan olmaz. dünden kalan pirinç pilavı yoğurtlu çorba, bulgur pilavı düğün çorbası olur. et yemeğinin satılmayan kısmı derin dondurucuya konulur, aynı yemek bir daha yapıldığında o da takıma katılır. (her şey dahil oteller o fiyatlarla nasıl başediyorlar sanıyorsunuz.)
ıbb'nin bu hamlesi diğer lokantaları da tabldot üretmeye iteceği için batmalarına neden olmaz. 10 kazanacakken 5 kazanırlar

koyun halk bundan anlar. ucuza bir şeyler yapacaksın. yaptığınla kalmayıp gözlerine sokacaksın. gerekirse kafasına kafasına atacaksın, çayları. halk bunu hak ediyor.

halk ekmek gibi saçmalıktır denmiş, has diye başlayıp tir diye bitiriyorum.

bu projeyi esnafla rekabet olarak algılamamak lazım. ekonomik şartlar halkın gıdaya uygun fiyatla erişebilmesine imkan tanımıyor. esnaf da maliyetlerden dolayı fiyatları düşüremiyor. bu tarz kriz anlarında en kapitalist ülkelerde de devlet ya da kamu kuruluşları devreye girip halka yardım etmektedir. keynesyen politika diyebiliriz aslında bir nevi çünkü kamu eliyle inşaat faaliyetleriyle ekonomiyi canlandırmaktan çok da farkı yok. serbest piyasa ekonomisini kimsenin müdahale etmediği bir ekonomik yapı olarak görmek doğru değildir. bizde bir süredir böyle yanlış bir düşünce var pek çok insanda. amerika'da da 2008'de bankalar, büyük şirketler batarken dünyanın en kapitalist ülkesinde sosyalist ülkelerdeki gibi devlet devreye girmiş ve kurtarılabilecek şirketleri batmaktan kurtarmıştır. keynes'in karşıtı olarak görünen koyu kapitalist hayek bile vatandaşlık maaşı gibi gayet sosyalist sayılabilecek bir fikri desteklemiştir. o nedenle kriz anlarında kamu eliyle yapılan destekleri serbest piyasaya aykırı olarak değerlendirmemek gerekir. enflasyon kontrol altına alınıp ekonomi normale döndüğünde talep azalırsa proje sonlandırılır

bence ibb böyle bir proje yapacağına seçeceği semtlerdeki düzgün bir kaç esnafı belirleyecek istanbul kartın içine kupon yükleyip bu noktalarda harcayacaklar diyecekti. hem halk kazanacaktı hem vatandaş. ama işte bu sosyalist komünist kafası ülkeleri batırdı hep tarihten beri.

sosyal devlet demek yoksulluk hatta açlık sınırının altında geliri olan, çalışamayacak durumda olan hasta, engelli, öğrenciler gibi kesimleri destekleyen devlettir.

normalde bunu merkezi devletin yapması gerekir ama merkezi devlet, enflasyon dar gelirli vatandaşı vurdu ama bankalar, şirketler iyi durumda dediği için bunu bir görev olarak görmüyor.

ankara belediyesi bu yardımı kartla yapmıştı. teke tek programında mansur yavaş anlatmıştı. bence burada da böyle olmalıydı ama işte ekrem imamoğlu kepçeyle çorba koyarken basına poz vererek pr yapmaya çalıştığı için restoran açıyor.

iyi bir şey yapıyor gibi görünüyor ama bu da bir popülizm örneği. zamanında refah partisi de aynı argümanlarla yola çıkmıştı ve 1994 seçimlerini kazandılar.

sonrası malum.

3 ögün çıkarsa ve ucuz diye insanlar orada yemek yese, günlük 90 lira, aylık 2700 lira yapar.yani pahalı ekrem başkan.

devlet sağa sola ispark yapınca otoparkçılarla rekabet etmiş olmuyor, birilerine yardım götürünce o mahallede o götürülen yardım ürününü satan dükkanın ekmeğine taş koymuş olmuyor ama parası az olan da yemek giyebilsin diye yer açınca oo esnafa darbe, rekabet.
koca mahallede semtte bir tane yer açıldı diye batan esnaf kendisine bir müşteri kitlesi edinemeyip sinek avlayacak hale gelirse dönüp bir düşünsün neden böyle oldu diye. senin fiyat listen kazık değilse, yaptığın yemek kaliteli ise, serviste teslimatta iyi isen müşteri kaygın olmaz.şu ekonomide bile semtte iyi olan restoranlar daima iş yapıyor. çünkü insanoğlu var olduğu sürece teknolojik olarak bile ne kadar ileri giderse gitsin yemek yiyecek. bunun başka yolu yok.
halk ekmek açıldı diye fırıncı batmaz. ikisinin kitlesi ayrı. sadece parası yetmeyen hiç ekmek alamaz halk ekmek yoksa. parası yeten zaten halk ekmek almıyor.
bir esnafı düşündüğünüz kadar o semtte yemek yiyemeyen halkı da düşünün. azlık çokluk dengesine bakın. hangi durumda kaç kişi mağdur oluyor.
millete kart dağıtarak olmaz bu iş. kart dağıttığında taşıma suyla değirmen döndürmeye çalışıyorsun ve sürekli kasadan gidecek. bu sistemde kar amacı gütmeyen yer açıyorsun. ne kar ne zarar maliyeti karşılasın, sonsuz döngüde ilerlesin.
gayet başarılı bir hamle. öylesine muhalefet etmenin anlamı yok. adamlar doğru bir iş yapmış.