kent lokantası

ibb'nin geliri düşük olanlar da dışarıda yemek yiyebilsin diye açtığı, sadece kadınların istihdam edildiği lokantalar. 3 çeşit yemek 40 lira.

trabzon ortahisar belediye başkanı icraatı...gözlerim doldu...

chp'nin son 100 yılda yaptığı en iyi icraat olabilir. her yere şu lokantalardan açsalar da kazıkçı esnafın batışını izlesek.

benim akbil ucretim, emlak vergim gibi seylerle benden daha fazla maaş alanların ucuza yemek yediği yer.
bir sosyal medya röpünde denk gelmistim ve part time calisip benden fazla maas alan, benden az ulasim ucreti odeyen bir ogretmen kent lokantasini övuyordu!
bunun bir benzerini istanbul'un akp'de oldugu donemlerde uskudarda sabahları evsizler icin dagitilan ucretsiz corba istasyonunda gormustum; evsizler, garibanlar kenarda izlerken aç köpekler uzunca kuyruk olusturmuş corba alıyor ve evsizlerin gozunun icine bakıyordu karaktersizler.

iste kent lokantası bu yukarida anlatılan olayın burjuva halidir.
40 lirası olmayan evsiz bok mu yesin?
ebesinin nikahi kadar maas alan ogretmen, en az 2 asgari alan beyaz yakalı pezevenk sabah beles corba alip oglen starbucks'tan kahve iciyor onca insanın rizkini yiyerek.

özellikle artık insan yerine bile konmayan emeklilerin düzgün yemek yiyebildiği nadir yerlerden.
bu fikri uygulamaya her zıkkımın bir bileni olduğunu iddia eden bazı daryalaklar ve onların destekledikleri imza atacak olsa neler olacaktı sanki bilmiyoruz.
verdiği verginin garibanın kursağından geçen iki lokmasının bile hesabını sorduğu kisvesiyle kime "hizmet" ettiği anlaşılan kuzeylilerin ve onları uzak akrabalarının, aynı performansı mesela haksız yere yıllardır bekletilen öğretmenlerin savunmasında da görmek isteriz.
okuma yazması olmayan onun bunun adamlarını -kendi ifadeleridir- kütüphaneye amir yapanların olduğu yerde bir belediye insanlara iki kap sıcak yemeği 40 liraya sattı diye rahatsız olan varsa tek ihtimal vardır:
ne halt olduklarını artik gizlemeye mecali kalmamış korkaklar sürüsünün ferdidir.
o kadar delikanlı isen işte halep işte arşın koç yımırtası: git sor bakalım desticinin kızı nasıl buldu ve girdi o işe.
buna net cevap ver sonra kızılay'dan sorarız. madenlerden sorarız, polislerin durumundan girer atanamayan öğretmenlerde çıkarız, bizde soru bitmez emeklilere yapmış gibi yapılan zamdan girer, sanki kendi cebinden veriyormuş gibi yapılan asgari ücretten yürür merkezin bastığı paraları sos yapar, bir ihaleye dört taşeron nasıl oluyor diyerek soslandırır rezerv alan yasasında zirveye oynarız.
yer mi?
yemez.
sadece hakaret.
adın üzerinde yauşak.

ya lokantaya giden var mi ya sabahin 8'inde derdinizi seveyim.

ben gecekondudan cikamiyorum elalem kent lokantasi konusuyor. ulan acliktan yumurtayi pisirmeyip kiran adamim 1 umut icinden civciv cikar da buyur tavuk olur keser yeriz diye, elalemin dertlerine bak

istanbul'un birçok yerinde varken anadolu yakasının en merkezi ilçesinde (kadıköy) hala olmayandır.

anadolu yakasının en merkezi ilçesi olan ve gün içinde çok sayıda istanbullunun uğradığı kadıköy'de hala olmayandır. *

geniş kitlelerin derin yoksulluk ve sefalet içinde yaşadığı, açlık çektiği dönemlerde kendi insanlarına, en temel ihtiyaçlardan olan beslenme konusunda destek çıkan yönetimler, idareciler tarihte çoktur. ama fazla geriye gitmeyelim.

aşağıdaki iki fotoğraf 1931 yılında abd'nin en büyük kentlerinden chicago'da çekildi.




bu mekandan bir tane var chicago'da ve sahibi resmi olarak bilinmiyor görünse de aslında ünlü mafya babası al capone.

abd başta olmak üzere dünya büyük buhranı yaşarken açmış burasını. görselde ve linkteki yazıda da belirtildiği gibi tamamen ücretsiz çorba, kahve ve çöreği işsizlere her gün üç öğün sunuyorlar. bunu yaparken de resmi bir belge istemiyorlar, sıraya girenlerin sözlü olarak da bir şeyler kanıtlaması istenmiyor. standart sunulan bir öğünü bitiren ikincisini istediğinde hayır demiyorlar. günde iki binden fazla insana üç öğün yemek hizmeti veriyor al capone'un şikago kent lokantası... bir süreliğine de olsa "hobo"ların midesi sıcak çorba görüyor.

ben böyle bir girişimi sedat peker'den de bekliyorum ilerleyen yıllarda. kendisinde öyle bir potansiyel var.

***

böyle hizmetler gelecekte gelişmiş ülkelerde ücretsiz verilecek muhtemelen. teknolojik gelişmelerin sonucunda işsiz ve evsiz kalanlara basit seviyede barınma da sağlanacaktır. gelecekteki "hobo"lar, 19. ve 20. yy.'dakilerden daha şanslı olacak. *

" siz , yoksulları nasıl doyuracağınızı düşünüyorsunuz, biz ise yoksulluğu nasıl ortadan kaldıracağımızı, bu yüzden anlaşamıyoruz"

yoksulları doyurmak için koşan yardımseverlere , yoksulluğun nasıl biteceğini anlat, hepsi sana düşman olur.

çünkü.

yoksulları doyurmada " kazancın birazı paylaşılır"

yoksulluğu bitirmede " kazanç yolları paylaşılır"