iğrenç itiraflarınızı okudukça midem bulanıyor

bu tür itirafların çoğunun, "bakın ben bunları yaşadım, sanal dünyanızda bir hata yaparsam affedin" zihniyeti ile yazıldığını hayal ederim bazen.

bir sosyopatlık var ortada. itirafı yazan kişi, kendisindeki değişimleri, ne bok olduğunu okuyanlardan çok daha iyi biliyor. bir gün sonra, o itirafı yazan kişiye karşı oluşan beklentileri karşılayamayacak kadar farklı bir karakter olacağının farkında. en azından, sanal yansımasının böyle olmasını uygun görmüş. tam olarak entryi girdiği o dakikalarda.

ilerde yapacağı olası hataları yüzünden, kalabalık tarafından linç edilme sürecini geciktirmek için, küçükken dayısının onu istismar ettiğini yazıyor.

eski sevgilisi de kürtaj parası vermemiş. babası da kemerle dövmüş. yengesi karaköy kerhanesinde. kuzeni, kopan kolunu parasızlıktan uhu ile yapıştırmış. günde 2-3 kez düşüyor ama tekrar cila çekiyor üzerine.

acıtasyon sanmadığım tek hüzünbaz işler, "annenin ölmesi", "babanın ölmesi" gibi başlıklardan çıkıyor genelde.

"yağmurlu bir gündü" diye başlayıp kadıköy sokakları ile biten itiraflarınızı g.tünüze sokun bence de.

bir meriç tarafından kullanılıp kullanılıp atıldıktan sonra isyan eden bir gold diggerın yakınması gibi duran başlık.

(bkz: ne diyo bu)