bir durum.

sanki onlar da size cok meraklı.
beni sec, beni sec diye bekliyorlar:(
bazen hayatımdaki hicbir seyin gercek olmaması cok fena canımı sıkıyor.
devamını gör...
çok farklı görüşlerin olduğu husus.
ikincisini seçin, ilki olsaydı ikincisi olmazdi diyen var.
iki kişi arasında kaliyorsan ikisi de eksiktir, üçüncüsünü seç diyen var.
vay zampara ruhlu, gözün doysun diyen var.

biraz deneyim ve yaş sahibiyseniz hayatın utopik ilişkilerle ilerlemedigini bilirsiniz. hele ki uzun soluklu ilişkilerde iki taraf için de dönem dönem dikkat dağıtıcı unsurlar olur.
benim görüşüm şöyle:
yeni her zaman pariltilidir. caziptir. çekicidir. yeniye rağmen ilkinden vazgecemiyorsaniz siz gerçek aşkı bulmuşsunuzdur. ilkini seçin! mutlu olasicilar..
devamını gör...
kararsızsanız ikisi de seçilmeyi henüz haketmiyor demektir. seçilmeye değer olan bir şey, asla ötekilerin varlığı halinde sizi kararsızlığa itmeyendir. bence: yola devam..
devamını gör...
halı saha kadrosu kurarken ben de yaşıyorum bunu.
sonra hangi mevkide eksiğim varsa onu daha iyi oynayanını seçiyorum.
zordur iki erkek arasında kararsız kalmak*
devamını gör...
ne güzel dertleriniz var
devamını gör...
bir kulağının arkasını değil her iki kulağının da arkasını kapamayı gerektirir
devamını gör...
ikisine de teklif et bence kabul ederlerse çift kaşarlı tost lezzeti verir.
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
yaktın hector'un başını sinsi güzel helen.
devamını gör...
zor bir durumdur. düşünsene biri seni halı sahaya çağırırken, diğeri batak oynamaya çağırıyor. birinde spor, mavra, takım ruhu var; diğerinde, sıcak bir ortam, beyin jimnastiği ve geyik muhabbeti var. gerçekten, çok zor bir seçim.
devamını gör...
feriştah yenge yine dükkanı açmış.

t: bir tercih.
devamını gör...
yeşilçam'da bu durumlarda seyircinin önüne koyulmuş iki karakter olur. bunlardan fakir, onurlu ve kamyon şöförü olanı, filmin başlarında gencecik süt gibi sevgilisini, yaşlı, onursuz ve zengin adama kaptırmış gibi dursa da, hikayenin sonunda hep kamyon şöförleri derneği üyeleri kazanır. çünkü sinemaya gelen halkımız, fabrikatör nejdet bey'i asla anlamaz. zenginlere empati yapamaz halkımız. lakin şöför cemal'i anlarlar. halkımız hemen kendisini cemal'in yerine koyar.

bilet parasını denkleştirip ailece sinemaya gelen seyirciye, "nejdet bey gibilerin gerçek hayatta size bastığı yetmiyor, sinemada 2 saatlik dünyadan kopuş hayalinizde de sizi sitecek, yengeyi cilalayacak" denmez zaten. bu yapılırsa, o zaman o sinemaya kimse gelmez. bu nedenle o dönemde filmler, genellikle mutlu son ile biter, aşıklar kavuşur. buraya kadar çok mantıklı. mantıksız olan şu:

filmin sonunda kız oğlana, "nejdet bana asla dokunmadı sevgilim. evlendi köşede bekletti beni. kardeşi gibi gördü, elini bile sürmedi" minvalinde bir konuşma yapar. çünkü nejdet sadece kötüdür. salt bir kötülük içinde olduğundan, vuramıyordur kimseye. kötülük düşünmekten seks düşünmeye bile zamanı yoktur. anlamsız bir zenginliği ve kötülüğü vardır karakterin. sinema salonunu dolduran halkımızı mutlu etmek için, yeşilçam'ın zengin erkeklerine iktidarsızlık itemi eklenmiştir. fabrikatör olan herkes, ilik gibi yengelerle kötülük olsun diye evlenir. sonra da odalarına bile girmeden sezonu tamamlar gerizekalılar.

işte ben sadece bunu anlamıyom. hülya avşar'ın gençliği gibi kız bulup iç-dış yıkamak için, illa kamyon şöförü mü olmak gerek? türk sinemasında neden zenginlerde mutlaka üreme sistemi ile ilgili bir sorun oluyor? bir insan zengin ve yaşlıysa, neden ya kısır oluyor, ya kalkmıyor küçük eniştesi? yengenin çoraplara bile dil uzatamayacak kadar, şöyle yalandan bi nefes sütyen koklayamayacak kadar kadınlardan soğuyan zenginler, yine de o kadınla evlenip kötülük yapmak istiyor. adamın yüzüne "kısırsınnnn sennnn" diyen kadın bile gördüm. iktidarsızlık tonlamasında diyor bunu kadın. türk sinemasında, kısır olunca dahi çakamıyor kimse. balon sönüyor, bülbül ötmüyor hemen. sanırım, "hazır kısır olmuşken vuramasam daha mantıklı olur" diye düşünüyor fabrikatör nejdet beyler.

tamam yani halkımız mutlu olsun olmasına da, keşke halkımızı bu kadar da mutlu etmeselerdi. halkımız çok şımardı bu prototip yüzünden. ihsan ve ahlak dolu halkımız, yolda nerede güzel bir kadının yanında ortayaş bir daddy görse, "kesin vuramıyordur bu adam" dedi. bunu derken ellerinde simit oldu halkımızın. "lan bu daddy kızla nusr-et'ten çıkmış, benim kilom kadar t-bone gömdü bu adam demin. kesin benden iyi vurur yengeye" demedi hiç necip halkımız. çünkü yeşilçam işte. kamyoncuların ürediği, kamyon fabrikası olanların ise osbire bile soğuk baktığı kaotik bir sanattır yeşilçam.

sabahları tarhana çorbamı içerken hep bunları düşünürüm. yaşlı olmama rağmen, içimde içten yanmalı v12 ferrari motoru gibi bir çiftleşme coşkusunun olmasının nedenini irdelerim kendi kendime. bu seks manyaklığımı, nejdet bey gibi fabrikatör olmamama bağlıyorum . bilerek zenginleşmedim ben. pipimi hep çok sevdim. hayatımda kimse olmasa da, ona kızmadım. kremini bakımını hiç ihmal etmedim. para benim için hep ikinci planda oldu. param olursa nejdet bey gibi olacağım sandım. mahallenin çocukları "kısır amcaaa kısır amcaaa" diye bağırarak arkamdan koşacak, alay edecek sandım. sevdiğim kadınlar esnafın gözbebeği olacak sandım. "istanbul ne tarafta" diye soran eşim, kahvede okey oynayan herkesi mutlu edecek sandım. bu korkular beni fakirliğe itti. 30 senedir boş oturuyorum. sağdan soldan ekmek atıyorlar martıya atar gibi.

buna karşın, hediye gelen alman malı ayran mikseri gibi çırparım tüm dişilerimizi evelallah. gemi gibiyim şükür. açlığın verdiği çorap yırtma isteğimi anlatamam. kot pantolon bile yırtarım, tiftif tiftik ederim. bir kadını söküp takarım yeniden.

beni bir çarkıfeleğe bağlasınlar şu an. çevreme de daire şeklinde 100 tane kadın dizsinler. organik krank milim ile kendi dönüş enerjimi yaratıp öyle bir dönerim ki, rüzgarımdan kadınlar 10 metre öteye uçar. helikopter pervanesi gibi dönerim. işte tüm bunları, şu an elimde kemirdiğim tam buğdaylı halk ekmek ve karper üçgen peynire borçluyum. yoksulluk insana inanılmaz bir çük-power sağlıyor. "neniz var kuzum allasen, çok keyifsizsiniz" demem ben. tutarım elimde fakir ve onurlu kamyonumu, "al bu var kuzum" derim. ekmek kemirmekten açlık başına vuruyor insanın. para iktidarsızlaştırır (lolipop emojisi).
devamını gör...
2015-2016 szeonundaki oğuzhan özyakup'tur. pas atma konusunda mario gomez ve ricardo quaresma arasında kararsız kalmıştır. bunu uydurmuyoruz elbette, kapı gibi röportaj var, kapı...

buradan
devamını gör...
o halde şart koyun. ikinizi de seviyorum. birinizden vazgeçmeye mecbur bırakmayın beni deyin... hangisi kabul ederse o sizi daha çok seviyor olabilir. ikisi de kabul ederse artık dadından yinmez sizin için. bak yine çözüldü bir mesele daha. ahahaha.
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
yamulmuyorsam 26-29 yas arasiydi.
ıki sevgilim vardi o donem.
tekiyle kusuyor kavga ediyor ayriliyor, digeriyle basliyordum, digeriyle kusuyor ilkiyle basliyordum.
biri ayril baris 2 yil, digeri ayril baris 3 yil surdu o donem.
ıkisi de dehset degerlidir gozumde ve hic alakalari yok karakter olarak.

o donem boyle yasandi.
devamını gör...
o eskidendi. şimdi kadın birini seviyor ama ulaşamıyor, diğer salağı da en azından ilgi gösterip iyi hissettirin diye envanterinde tutuyor.
sevdiği adamdan sinyal alınca ona koşacak.

tek tük kalmış olan düzgün seven kadınların kıymetini bilelim
devamını gör...
bir de hayvanlara vahşi derler.
devamını gör...
gülmek için yaratılmış başlıkları
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"iki erkek arasında kararsız kalmak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim