iki yıllık üniversite

üniversite fragmanıdır.

sağlık alanı dışındaki bölümlerinin pek işe yaradığını düşünmüyorum.

(bkz: önlisans)

üniversite ile üni arasındaki farktır.

misler gibi bir fakülteden 2 senelik bir meslek yüksekokuluna yatay geçiş yaptım diyeceğim odur ki gerçekten kalitede gözle görünür bir düşme oluyor.

iki yıllık bir bölüm okumadığımdan atıp tutmak istemem. ama kaldığım yurtta çok vardı. hem öğrenciler derslere, hem öğretmenler öğrencilere pek özen göstermiyor gördüğüm kadarıyla.

okuyup tıp okumuş da boşta kalmış tribine giren insan kitlesinin okuduğu unidir.

6 sene tıp 1 sene hazırlık okuyup üniversite yıllarının hızlı geçtini düşünüyorum. 2 yıllık üniveriste olsa herhalde hiçbir şey sığmazmış içine.

"seninki iki yıllık mı, dört yıllık mı?"
iki yıllıksa bir halta yaramaz diyor bu soruyu soran komşu amca veya bakkal veya akbaba akraba veya herhangi bir şahıs.

korona yüzünden neredeyse ayağı kampüs yüzü görmeden bitirilecek üniversite şekli

ileri lisedir. üniversite deyince 4 yıllıklara ayıp edildiğini düşünüyorum.

üniversite değildir yüksek okuldur. uzaktan eğitim programları konusunda cömertlerdir. bazı bölümler hakkıyla örgün okunursa alacağınız diploma işinize yarayabilir. dgs ile 4 seneye tamamlama fırsatı olarak görülür fakat kendi üniversitenizden başka bir üniversiteye geçiş yaparsanız derslerinizin büyük bölümünü saymazlar (kendi üniversitenizde bile saymayabilirler). dgs ile gelen öğrenciye kötü gözle bakılır. hele bir de yaşınız geçkinse yks sınavı ile gelmiş kişiler hakkınızda pek iyi düşünmezler. başkasının hakkını yediğinizi düşünürler. unutmadan söyleyeyim ben 2 sene okudum ne güzel 3’ten devam ederim hayalleri kuruyorsanız boşuna heveslenmeyin 1’den başlatabiliyorlar. artı olarak kpss ile devlette rahat bir işiniz olabilir. aslında 2 senelik yoğun bir programla epeyce şey öğretilebilir ama bunu yapmıyorlar. 2 senelik bölümlerin listesine bakarsanız çok enteresan bölümlerle karşılaşabilirsiniz.

(bkz: dikey geçiş sınavı)

(bkz: ön lisans)
iş sektöründe bir çalışan alırken tepeden bakılan bir öğrenim durumu. özel güvenlik işine başvururken bunu rahatlıkla gözlemleyebilirsiniz.

okuduğunuz bölümün 4 yıllığında gerçekten gelecek varsa ve mezun olduğunuzda size bir ekmek kapısı sağlıyorsa kontenjan sıkıntısına rağmen dikey geçiş sınavına hazırlanılabilir. şöyle en şaşalı bir devlet üniversitesi en az 5 en fazla 100 öğrenci alabiliyorken özel üniversiteler ise en az 1 en fazla 5 öğrenci alınmaktadır. kontenjan sınırı o kadar düşük ki bu sınava hazırlanmak yerine yükseköğretim kurumları sınavına [yks] hazırlanırsanız daha rahat bir üniversiteye yerleşebilir, o seneki derslerde iyi ortalama alırsanız yatay geçiş sınavıyla yaşadığınız ya da memleketiniz olan ile kaydınızı alabilirsiniz. dikey geçiş sınavında ayrıca bölümünüz uygunsa bazı üniversitelerin açık öğretim fakültesi [aöf] için açtığı 1.000 üstü kontenjanda işletme, iktisat, siyasal bilimler gibi bölümler seçilebilir. ancak bu çalışanlara hitap ettiği için [yamulmuyorsam] yıllık ücret ödenmesi ve uzaktan eğitimle derslerin takip edilmesi, sınav döneminde ise ilgili üniversitenin belirttiği sınav yerinde sınava girilmesi gerekmektedir.

sonradan iki yıllık üniversite de okudum açıktan, sırf içimde kalmasın diye.

ben hem 2 yıllık hem de 4 yıllık üniversite okuyan bir öğrenciyim. (şuan 4ncü sınıfım)

iki yıllık üniversite lise 5 lise 6'dır. hocalarınız size önem göstermez. mesleğinizle alakalı bilimsel makaleler, dergiler okumadıkları için bu tarz şeylerle alakalı değillerdir. gerçekten 2 yıllıkların kapatılması veya belli başlı programların kalıp teknik elemanların çok iyi yetiştirilmesi gerekir. (bkz: hindistan)

gelelim 4 yıllığa. ilk sene çok zorlanmıştım. çünkü fakülte olduğu için çok fazla mesleki terim ve 2 yıllıktaki hocalara göre kat ve kat donanımlı olduğunu hissediyorsunuz. ilk seneden beri mesleğinizle alakalı sunumlar, makaleler hazırlıyorsunuz. son sene de lisans bitirme projesi (tez değil)hazırladığınız için mezun oluyorsunuz.

iki yıllık ile dört yıllığın farkı kalitedir. işsiz kalıp kalmamanız size bağlı.

bir ön lisans bölümden mezun oldum, şu anda da 5 yıllık bir lisans bölümünde okuyorum. herkesin bahsettiği gibi gelen insan kitlesi, öğretmenlerin ilgi alakası çok değişiyor. benim yaşadığım tecrübede, iki yıllık olan bölümde bize öğretilmek istenen tek şey mesleğimizi nasıl daha iyi yapabileceğimizdi, hatta mesleki eğitim dışında hiçbir şey almadım burada. ama şu an okuduğum lisans bölümümde, uluslararası ilişkilerden, tıp alanına kadar bir çok konudan bahsediyoruz. her derste ayrı bir kültür öğreniyorum. derslerime giren hocalarımın bize gerçekten sadece bölümle alakalı değil, bölüm dışı hayata da hazırladığını hissediyorum. lisans okumak insanı bir çok anlamda değiştirebilir okuduğunuz bölüme göre. bütün lisans bölümleri ön lisanstan iyidir diyemiyorum.
sonuçta ben hala okurken ön lisans arkadaşlarımın hepsi atandı, çatır çatır geziyorlar şu an..

"diplomada iki yıllık olduğu yazmıyor ki" düşüncesiyle verdiği huzursuzluğun önüne geçmek istenir.

pandemi döneminde 1 yıla düşmüştür.

insanların heveslerini kırmayın, işverenlerin konuştuğu dilden konuşuyoruz artık o kadar dibe sokmuşlar ki bizi. 2 senelik okul o da ne? 4 senelik işletme mi? artık herkeste işletme mezunu. ingilizcen yok mu? aaa bu zamanda... bakın hepsi yerme, aşağılama cümlesi bu insanlara inanmayın sadece kendinize inanın. okuyorsunuz ve şanslısınız.