ilahiyatçı cemil kılıç'ın saldırıya uğraması

bunu neden yaparlar ki? inanın aslında hiçbirimizin can güvenliği yok.

seçim startının verildiğini gösterir gelişme. malum parti ve avaneleri halkı korkutarak oy alma denemesinde bulunuyorlar, süreç boyunca da bulunurlar*. tüm muhalif partilerin kutuplaştırıcı bir dil kullanmaması gerekir buna karşı. hocaya da geçmiş olsun, 1993 yılındaki olaylara benziyor durum.

cemil kılıç "kızılbaş müslümanlık" adında bir de kitabı vardır. cemil kılıç kitabında kızılbaş müslümanlar 'ı şöyle tanımlar:
"kızılbaş müslümanlar allah'a inanırlar. ama onların allah'ı bildiğiniz allah'a benzemez... onların peygamberi hz. muhammed'dir fakat muhammed ayin-i cem eyleyip semah dönen bir muhammed'dir; beş vakit namaz kılan değil...
onlar hz. ali'yi çok severler ama sevdikleri ali 7. yüzyılda yaşayıp giden ebu talip'in oğlu ali değildir. onlar'ın ali'si hem ali bin ebi talip'tir hem de 'kün' deyince on sekiz bin alemi yaratan, yarattıklarının rızklarını veren, arslan kılığında muhammed'in yolunu kesen, kılıcı yetmiş arşın uzayan, hayber kalesi'nin kapısını şahadet parmağıyla asumana atan, hasılı bin bir donda görünen, tanrı'nın zatına yapışıp o olan.. bir ali'dir.
arızalı bir tip ama yapılan hareket çok yanlış. bırakın her insan gibi oda bildiği gibi yaşasın.
buradan
edit. çok alevi gördüm ama hz. aliye tapınanı görmemiştim. alafortanfoni yeniden hidayete ermiş gibisin hocanla sana mutlulular dilerim bir yastık da kocayın.
''konudasöz hakkı yok'' yazmışsın elin mi titriyor. çok ayıp imla hatası da yapmışsın, sen ki nesimi'ye şerh yazan adam hiç yakıştıramadım.
''gastedeki habere'' değil yavru kuş ''gazete'' yazacaksın amele.
kıvırmak ne çok yakışıyor sana* kızılay'ın etleri lokantada çıktı, yazdığın zaman daha iyi kıvırıyordun. şimdi kıvranmışsın olmadı.
edit. hangi akademisyen* amelenin biri daha kafayı yedi. (bkz: akedemisyen).

öncelikle, cemil kılıç hocamıza çok geçmiş olsun. akp denilen kuduz yobaz it tayfası, seçimi kaybettiklerini anladığı için kendine muhalif olanlara saldırıyorlar ama eninde sonunda kaybedecekler ve yıllardır yaptıklarının hesabını tarafsız mahkemelerde herkesin gözü önünde verecekler....

#2483521
bu olay da, memleketimizde uğur mumcu, bahriye, üçok, turan dursun'u katleden kuduz anlayışın eniği olan ve ileri demokrasi (!) palavraları görüntüsü altında su yürüten soft şeriat militanlarının yeni bir had bildirme alçaklığıdır.
ama normal sözlük yazarlarından bazılarının kanserli bakış açıları, bu iklimin kederini anlatır nitelikte. öncelikle saldırıya uğrayan ilahiyatçının alevilik hakkında yazdıklarını paylaşıp, bu inancın ehli sünnet anlayışı dışında bir mülhidlik ve zındıklık olduğu imasında bulunan;
sonrasında ise olaya "arızalı bir tip ama yapılan yanlış, bırakın o da ('oda' yazmış, ne odasıysa artık) bildiği gibi yaşasın" diyerek muhaliflere de yaşama hakkı bahşediyor havasındaki kişilerin görmek istemediği şey, bu samimiyetsiz hesapçı sözler bu tür eylemleri meşru gösterir ve vahşi, karanlık bedevi düzenine yarar.
o nedenle, önce suret-i hak'tan görünümlü yavan sözler edip, sonrasında 'bu olay gerçek değildir' ayaklarında mağdura saydıran tanımları beğenen çok yüzlülerin, tez elden kirli maskeleri alıp bu mecralardan gitmesi gerekir.

edit1: iki sözcüğün arasına boşluk konulması imla hatası değil, gözden kaçan bir klavye dikkatsizliğidir. keşke kimilerinde de bir harf kadar bile karakter olsaydı. imlâ kuralları, türkçenin ses, sözcük, dilbilgisi ve yazım kurallarına uygun yazmayı gerektirir. haybeye yaşayıp 40 yılda daha, -de, -da, -ki bağlaçlarını ayrı yazmayı öğrenemeyen eğitilmezler bu konuda en son söz söyleyecek güruhtur.
edit2: -da bağlacı ayrı yazılır dedik ya şahsın biri de "bir yastık da kocayın" demiş. yastık da kocamasın be
edit3: tarafsız okurlar için söylemek gerekirse, aydın zihinlerin herhangi bir dini inanca, mürşide, hacıya-hocaya gereksinimi yoktur. onlar yalnızca azgın şeriatçı kesimin görüşlerini paylaşmıyor diye muhalif bir insanın dövülmesine, öldürülmesine karşıdırlar. insan hakkı ihlaline karşı çıkmak, mağduriyete uğrayan muhatabın düşüncelerini benimsiyor olmak değildir. laik ve demokrat aydınların bu konudaki apaçık fikirlerini bildikleri halde, onları ısrarla beyinlerindeki pisliğe bulaştırmaya çalışan kişilerle insanlık anlayışında uzlaşmak çabası da nafile.

inandırıcı gelmedi. böyle bir saldırı olsa kayıt yok, ev önünde kalabalık bekleyenler var deniyor gene bir şey yok. biliyoruz ki böyle bir durum doğru ise önce delil toplanırdı. güvenlik güçlerine şikayet yok. ne hikmetse canan kaftancıoğlu olay anında oraya nasıl yetişmişse ilk yardımını yapmış beyefendinin.

cemil kılıç söylüyorsa doğru olan saldırıdır.
az yukarıda alafortanfoni gayet net olarak açıklamış.
bu hadisedeki tehlikeyi görebilmek için, hani sizin çok sevdiğiniz tabirle eski türkiye'de yaşamış olmak gerekmiyor.
bir akademisyene ancak fiziksel saldırı ile mi müdahale edebiliyorsun?
madem takva sahibisin o zaman kitabi bilginle alt et, tutan mı var?
bir olay, olgu veya kavram hakkında bilgin yoksa onu yok saymak cehaletin bir alt kademesidir ve aralarındaki mesafe milimlerle bile ölçülmez.
mesela bence tokyo diye bir yer yok, çünkü ben görmedim diyebilir miyiz?
diyebiliriz tabii ama cehaletimizin sonuçlarına katlanırsak.
zamanında yaşar nuri öztürk gibi bir adama dinsiz diyenler şimdi de cemil kılıç'a saldırıyor.
isimler farklı zihniyet aynı.
edit: bak sizin gastedeki habere.
tarihi dondurmacıdan öğrenenlerin yürüteceği akıl da anca bu kadar.
not: şşt sen, evet evet anlamaz gözlerle bakan...
o cümlede "oda bildiği gibi yaşasın" denmez, oda canlı bir varlık değildir. "o da" diyeceksin.
neymiş?
editus iki: gaste ne demek araştır da yaz çekirge. senin gibi kaç tane geçti bu tezgahtan.*
sende bu kapasite(!?!) bende bu sabır oldukça daha çok zıplatırım ben seni.

kusura bakmayın ama islam'ı aklamaya çalışanlar hüsrana uğradı ve boşa uğraştı hep.

islam, bahriye üçok'tan beri kendini en yalın haliyle gösteriyor ama biz görmek istemiyoruz.

umarım bir gün görürüz...