1.
tevfik fikret şiiri.
ilel 'ebed... bu tahayyül verirdi neş'e bana;
ilel'ebed onu sevmek, ilel'ebed, millim
fakat hayatfeza
bir ibtila ile sevmekti en güzel emelim.
tasavvur-i ebediyyet hayat ü sevdada,
bu bir hayal idi, lakin hayal-i dilberdi;
evet, bu rü'yada
cinanı görmeğe benzerdi, rühperverdi!
yazık! şu neş'emi tesmim ederdi hiss-i firak,
düşerdi ruhuma her ayrılışta bir ahker;
evet, bu his, bu merak
verirdi aşkıma bir hadşe-i melalaver.
güler görür de o çeşm-i siyahı ağlardım,
cihanda bir bu iken rühumun temennası;
evet, ben anlardım:
o tatlı giryelerin ayrılıktı manası.
geçip tehaşi-i firkatle hep leyal-i visal
sabah olurdu sükfin bulmadan tahassürler;
evet, geçerdi leyal,
büyürdü beslenip ümmid ile teessürler.
ilel' ebed... iki ruh-i muaşıkın bu ümid,
bu va'd-ı muğfil-i sevda penah-ı kalbiydi;
fakat ne fikr-i ba'id:
hayat-ı zail içinde muhabbet-i ebedi!
ölünceyedek
ölünceye... bu tahayyül verirdi neşe bana;
ölünceye onu sevmek, ölünceye, üzücü
fakat hayat veren
bir iptila ile sevmekti en güzel emelim.
hayatta, sevgide sonsuzluğun düşüntüsü; bu
bu bir kuruntu, fakat pek güzel kuruntuydu;
evet, bu düşlerde
tutun ki cenneti görmekti, ruhu beslerdi.
yazık! sevinci zehirferdi ayrılık duyusu,
düşerdi ruhuma bir kor her ayrılık vakti;
evet, bu his, bu merak
verirdi aşkıma bir keskin ağrı, gam getiren.
güler görüp o siyah gözleri ben ağlardım,
cihanda salt bu iken ruhumun tek istediği;
evet, ben anlardım:
o tatlı gözyaşının ayrılıktı anlamı hep.
geçerdi gitmesinin korkusuyla hep geceler,
sabah olurdu durulmaksızın bu özlemler;
evet, geçer geceler,
büyürdü ağrımalar beslenip umutlarla.
ölünceye... iki sevdalı ruh için bu umut,
bu aldatan sözü aşkın ki kalbe sığ'naktı;
fakat ne boş düşünüş:
ölümlü bir yaşamın ortasında ölmeyen aşk!
ilel 'ebed... bu tahayyül verirdi neş'e bana;
ilel'ebed onu sevmek, ilel'ebed, millim
fakat hayatfeza
bir ibtila ile sevmekti en güzel emelim.
tasavvur-i ebediyyet hayat ü sevdada,
bu bir hayal idi, lakin hayal-i dilberdi;
evet, bu rü'yada
cinanı görmeğe benzerdi, rühperverdi!
yazık! şu neş'emi tesmim ederdi hiss-i firak,
düşerdi ruhuma her ayrılışta bir ahker;
evet, bu his, bu merak
verirdi aşkıma bir hadşe-i melalaver.
güler görür de o çeşm-i siyahı ağlardım,
cihanda bir bu iken rühumun temennası;
evet, ben anlardım:
o tatlı giryelerin ayrılıktı manası.
geçip tehaşi-i firkatle hep leyal-i visal
sabah olurdu sükfin bulmadan tahassürler;
evet, geçerdi leyal,
büyürdü beslenip ümmid ile teessürler.
ilel' ebed... iki ruh-i muaşıkın bu ümid,
bu va'd-ı muğfil-i sevda penah-ı kalbiydi;
fakat ne fikr-i ba'id:
hayat-ı zail içinde muhabbet-i ebedi!
ölünceyedek
ölünceye... bu tahayyül verirdi neşe bana;
ölünceye onu sevmek, ölünceye, üzücü
fakat hayat veren
bir iptila ile sevmekti en güzel emelim.
hayatta, sevgide sonsuzluğun düşüntüsü; bu
bu bir kuruntu, fakat pek güzel kuruntuydu;
evet, bu düşlerde
tutun ki cenneti görmekti, ruhu beslerdi.
yazık! sevinci zehirferdi ayrılık duyusu,
düşerdi ruhuma bir kor her ayrılık vakti;
evet, bu his, bu merak
verirdi aşkıma bir keskin ağrı, gam getiren.
güler görüp o siyah gözleri ben ağlardım,
cihanda salt bu iken ruhumun tek istediği;
evet, ben anlardım:
o tatlı gözyaşının ayrılıktı anlamı hep.
geçerdi gitmesinin korkusuyla hep geceler,
sabah olurdu durulmaksızın bu özlemler;
evet, geçer geceler,
büyürdü ağrımalar beslenip umutlarla.
ölünceye... iki sevdalı ruh için bu umut,
bu aldatan sözü aşkın ki kalbe sığ'naktı;
fakat ne boş düşünüş:
ölümlü bir yaşamın ortasında ölmeyen aşk!
devamını gör...