ilişki mi değil mi anlayamamak

ben bu olaydan da nefret ediyorum ha. ulan seviyorsanız sevgili olalım deyin, sevmiyorsanız ne oyalıyorsunuz? kelime oyunu yapmayın, insan olun.

hala kaçan kovalanır numarasına düşenlerin olduğunu öğrendiğim tanıma sahip başlık.

yemeyin bunları madames.

ya her gün bişiler dese

bu seferde her gün, her gün bi mesaj bi darlamalar, salın bi ya diyonuz

bi günde siz bişi yapın efendim, dişiniz kırılmaz.

senin en utandıgın konularda yardımcı oluyorsa yanında kalabiliyorsa en güvensiz hallerinde destekliyorsa ilişkidir. maddi manevi.

belirsizlik nedeniyle başa gelen işkence hali.

başlık sahibi yazarın anlattığına istinaden de aklıma şu tweet geldi;

umarım işi falan varmıştır beyfendinin. biz iyi düşünelim. *

ilişkiler elbet biter diye ilişkiye başlamamak,diye birşey de var.
yaşattılar çok şükür,mahrum kalmadım.

boyle dusunuyosaniz iliski degildir zaten

sevişiyorsanız ilişki sadece cay kahve iciyorsaniz değil.

(bkz: aşkım biz şimdi neyiz sorusu)

derin bir kaba bolca su koyun. partnerinizi bu kabın içerisine bırakın. dibe çöküp yatay bir şekilde duruyorsa ilişkiniz var demektir.
sivri uçları dibe değiyorsa ilişki değildir.

ne emmeye emdirir ne koymaya koydurur.

iğrenç bir münasebet hâlidir.

ben candan insanım, böyle mıy mıy ve sürümcemedeki şeyleri sevmem.

değil mi kısmı aklınıza gelmişse, geçmiş olsun dunyanız 2 dakikalığına aydınlandı.

sorabilirsiniz. insanoğlu konuşmayı sökeli oluyor bir hayli zaman..

"çıkma teklifi geri gelsin" diye bi şey okumuştum geçen aylarda. insanlar hakikaten neye yatırım yaptıklarını bilmek istiyorlar. bu konu benim tecrübe ettiğim bir şey değil; bilakis ciddi hiçbir şey aramadığım dönemlerde bile partnerlerim aramızdaki durumu büyük laflarla tanımladılar. erkek halimle bir kadından daha çok evlilik teklifi almışımdır. bende erkeklerin tutuldukları yüksek bir şey var. kafeslerine çok layık buluyorlar beni.

en kıymetli şeyimiz zaman bitanelerim. senin önemsemediğin o bikaç aylık saçmalıklar birikiyor ve ayıldığında otuzlarına gelmiş ama kimse tarafından gerçekten arzulanmamış, kimse tarafından çok da ciddiye alınmamış, kimse tarafından çok da önemsenmeyen birine dönüşmüş olarak buluyorsun kendini.

hayat şov tv'de yayınlanan sakar ve güya güzel kızın elini çarptığı milyarder adamı kendine; "ihihi" diye gülerek aşık edebildiği o cıvık romantizmi kaldırmıyor. gerçekler öyle bir sertlikle yüzünüze çarpıyor ki kırışıklıklarınız derin çukurlara dönüşüyor.

netlik kadar insanı iyileştiren hiçbir şey yok. aylarca süren muhabbetler, buluşmalar, "kankayız"lar vs sizin gücünüzü çok azaltıyor. öyle saçma tiplere yatırım yapıyorsunuz ki günün sonunda biçok şeyi ve buna yalnızlık da dahil hak etmiş oluyorsunuz.

ilişki karşılıklı rızaya dayalı bir sorumluluk alıp verme işidir. biçok şeyi paylaşırsınız. gerçek hayatın gerçek dertleridir bunlar. sabahlara kadar sizinle muhabbet eden birinin bu performansı sonsuza kadar devam edemez. flört döneminin renkli git gelleri hoştur. müthiştir hatta. eğlencelidir ama her şeyin bi sınırı var.

amacınız evlilikse bu arayışa uygun insanlarla iletişim kurun. açık açık kendini ifade etmek müthiş toplumumuzun asla beceremediği üstün özelliklerden biri. kıvırmayı, laf cambazlıklarını çok severiz. ciddi ilişki arayan bir insanı oyalamak nerden baksan ayıptır. sırf sen beğeniyorsun diye muhatabının enerjisini, senin dışındaki seçeneklerini sömürmemelisin.

bence direkt yakamıza asalım medeni durumumuzu. böylece çözülmek isteyen tiplere bir kolaylık yapmış ve onları daha fazla aşağılamadan elemiş oluruz.

düşünsene bi sene yazışıyosun, buluşuyosun düşüp kalkıyosun ve adam diyor ki; "ya ben kankiyiz sanıyordum" haha. beyaz atlı prensi buluncaya kadar motor olmuş tiplerle dolu etraf.

en doğrusunu yirmilerinin başında çok da aramadan, çok düşünmeden çok pislenmeden evlenenler yaptı bence. gündemleri bile değişti o insanların. yaşıtların ana baba olmuşken hala melisa'nın seni görmesini beklemek biraz acı değil mi? nereye kadar? hep 22, 23 kalmayacaksın ki. otuzlar gelecek. eşin dostun evlenmiş, kendi hayatını kurmuş ana baba olmuş olacak. ne flörtü ya? 17, 18 yaşında flört olur. yirmiden sonrası için artık ciddi düşünmek gerekiyor. netlik şekerim, netlik önemli. zamandan başka hiçbi şeyimiz yok ve zaman azalıyor. inan evlilik o kadar da kötü bi şey değil. hayat arkadaşınla yaşa ne yaşayacaksan. etraf aç kurt dolu. ne kadar uzak kalırsan o kadar iyi. hiçbir şey kaybetmiyorsun. düzenli hayata geçiş şart. evlilik biçok şeyi düzenler. iktisadi olarak bile seni düzlüğe çıkartabilir. tek bir kişiye odaklanırsın. çoluğun çocuğun olur. onlarla ilgilenirsin. kendine şunu sor; "nereye kadar?" bu soru öyle kritiktir ki. bugün yatırım yaptığın şeylerin, insanların, ilişkilerin geleceğini belirler. on yıl sonra da hayatında var olmayacak hiçbir kimse için zaman harcama. hep 22 23 yaşlarında kalmayacaksın. bunu unutma. bu çok önemli bir bilgi. yaş geçiyor, zaman akıyor, biçok şeyi kaybediyorsun ve kazandıkların çekici olmayabilir. erken evlilik hayat kurtarır. flört mlört geç bu işleri. senin gibi onlarcasıyla oynaşıyordur "partnerin." seni özel kılan ne? hiç. netleştir.