benimde bu konuda bir fikrimin olmaması ve bu konudaki profesyonel yazarlarımızdan tavsiye beklentimdir.
devamını gör...
alçalmamak, güçlü görünmek, hakimiyet hissi vermek önemli. zayıflık ve tereddüt hissederse başka birisine yönelir. sende muhtaçlık hissederse yüzüne bile bakmaz. ne kadar önemsiyor görünüyorsan o kadar önemsizleşirsin. vakit ayırıp soğuk kanlı olabildiğin sürece manipule edemeyeceğin kız yoktur.
devamını gör...
role gerek yok. ilişki başlarsa gerçek yüzünü 1 haftaya görecek. olmadığın biri gibi davranıp oyunlara, stratejilere gerek yok. çok artistlik yapmayın. ret yersen de ağlama denizde başka balıklar var. çok da kafa yormayın kardeşlerim yks çalışın.
devamını gör...
açılmamak en iyisi. ben o hatayı yapmıştım. bir daha yapmam.
devamını gör...
elinden geldiğince kendin gibi ama bir o kadar da özgüvenli ol. açılırken araya karşındaki hakkında ufak detaylar katman cok etkileyici olacaktır. ondan bir cevap almak için değil de hislerini dile getirmek için açıldığını belli et. şimdilik bu kadar. umarım şansın yaver gider arkadaşım
devamını gör...
çık karşısına aslanlar gibi çatır çatır hislerini söyle gitsin. hayat cesurları sever. muhtemelen karşılık alamayacaksın ama bu tecrübe seni daha da güçlendirecek.
devamını gör...
#1159402
alın bu tavsiyeyi çerçeveletip duvarınıza asın.
devamını gör...
tut belinden çek kendine yapış dudaklarına................. sonra ye tokadı otur aşağı.
devamını gör...
ilk defa perşembe günü durakta gördüm onu. o kadar güzel o kadar narin ve tatlı duruyordu ki gözümü alamadım. saate baktım hemen 8.54 dedim bundan sonra bu durağın müdavimiyim.

cuma günü gene aynı durağa geçtim başladım beklemeye. uzaktan gelişini izledim, tam durağa girdiğinde göz göze geldik ve gülümseyerek selam verdim. hiç karşılık vermedi. ya görmedi dedim herhalde ya da yeterince içten davranamadığımı düşündüm. bir diğer senaryoya göre de beğenmedi.

işçi mi memur mu bilemediğimden cumartesi yine gittim durağa ama gelmedi. sanırım memurdu ama yine de işçi olma ihtimalini gözardı etmedim.

pazartesi uzaktan gelişini izledim ama telefonla konuşuyordu hiç yüzüme bile bakmadı.

salı beklerken yine uzaktan gelişini izledim, durağa girdiğinde yine göz göze geldik, gülümseyerek selam verdim tekrar ve bu sefer selamımı aldı. hemen hemen aynı şekilde karşılık verdi desem yalan olmaz.

çarşamba günü de aynı şekil selamlaştık ve giderek artan heyecanımı gizleyemiyordum artık. ufaktan bi yakın dursa, azıcık laf arandığını hissetsem atacam lafı da hiç öyle bir intiba da uyandırmadı bende.

perşembe günü dedim bu sefer selamın yanına bir de günaydın ekleyeyim, en azından sesimi duymuş olur, karşılık verirse ben de onunkini duyarım. her zamanki gülümseme ve kafa selamının ardına bu sefer ''günaydın'' demeyi de ihmal etmedim. sesi bıkkın ve isteksiz gibi geldi ya ben olumsuza yordum ya da yorgundu, emin olamadım.

cuma günü ise artık lafa girecek, en azından bir iki hoş beş edecektim. durağa doğru gelişini izlerken kapıcılar kralındaki gibi kafamı duraktan fazla uzatmış olmalıyım ki durağa girmedi bu sefer. oysa durakta ben ve gide gele tanışıklık ettiğimiz ekrem abi vardı sadece. canı mı istemedi yoksa benden mi kaçıyordu emin olamadım ama pazartesi tekrar denemek üzere hafif sönen heyecanımı tekrar dirilterek umutla geçirdim hafta sonunu.

pazartesi geldiğinde yine durağa girmedi. yanına kadar geldi ve orada dikilip otobüsün geliş yönüne dikti kafasını.

salı günü ben girmedim durağa, geçtim diğer kenarına ve orada beklemeye başladım. bakalım durağa girecek mi diye, yine girmedi. acaba ekrem abi mi bir şey demişti?

çarşamba günü ben yine durağın diğer kenarında beklerken bu defa durağa girdi. herhalde dedim sıkıntı bende.

perşembe günü durakta bekledim yine girmedi durağa.

cuma kenarında bekledim durağa girdi. artık anlamıştım. kaçtığı bendim ve olası bir girişimim yüzümde patlayacaktı. o günaydın dediğim sabah bir iki laf atıp ufak bi etkilemede bulunabilseydim diye geçirdim içimden.

pazartesi kenarda bekledim yine durağa girdi.

salı günü durakta bekliyordum ama böyle nasıl desem karadenizde batırmışım tüm gemilerimi, surat çarşamba pazarı gibi, omuzlar düşük. öyle kendinden geçmiş bi bekleyişti ve bir kere bile kafamı çevirmedim ona doğru. buna rağmen durağa girmedi ve kenarda bekledi.

çarşamba günü ondan sonra geldim durağa. o içindeydi ben ise girmedim, onun beklediği köşede dikildim ve göz ucuyla bile bakmadım ona doğru. reddedilmiş gururlu erkek gibi poz kestim sadece.

perşembe günü durağın dışında bekledim.

cuma günü içinde beklerken yine yenik ve mağrur bir şekilde durağa girdi bu sefer. dedim doğru yoldasın lümpen, aynen devam.

sonraki hafta da bir durağın içinde bir dışında bir geç kalarak artık benden kaçmaması gerektiği mesajını yedirdim iyice kafasına. artık kaçmıyordu en başa beni görmediği o zamanlara geri dönmüştük. o kendi yolunda ben ise o gidince kendi durağıma geçiyordum her sabah. bi nevi ara durak gibi olmuştu orası benim için sabahları 10-15 dakika oturup dinlendiğim.

pek çok gece düşünüp durdum nasıl olur, nasıl girsem lafa. acaba doğrudan ''senden hoşlanıyorum'' desem mi diye düşündüm. bir iki ayna karşısında prova yaptım ama hoşlandığımı söylerkenki halim beni bile ürküttü. sapık manyak gibi duruyordum bu cümleyi kurarken. anında çantasından biber gazını çıkarıp suratıma boca ederdi herhalde dedim kendi kendime, vazgeçtim.

izlediğim tüm romantik filmleri, dinlediğim tanışma hikayelerini düşündüm. hepsinin ortak paydası rastlantı ile başlaması ve doğal olarak gelişmesiydi. yapay bir spontane an oluşturmalıydım ama nasıl? artık beni biliyor hatta bir süre benden kaçmıştı. şimdilerde durakta yanyana oturabiliyorsak bu benim ondan tarafa hiç bakmamamla mümkün oluyor. sanki bir an kafamı çevirsem ve laf atsam bir daha asla ben varken durağa girmeyecek gibi hissediyordum. acaba cuma günü mesai çıkışını mı beklesem? evini öğrenir, hafta sonu nerelere gittiğini gözlemler ve oralara takılmaya başlardım. bi yerden sonra da tesadüf orada da karşılaşmış gibi davranabilirdim.

cuma günü iş çıkışını bekledim ama ya bindiği durakla indiği durak aynı değil ya da benden önce geldi.

öbür hafta tekrar bekledim yine yok.

cuma izin aldım bu defa tüm gün bekledim ama yine gelişini görmedim. acaba hafta sonları başka yere mi gidiyordu yoksa indiği durak burası değil miydi?

pazartesi araba kiraladım ve bindiği otobüsü takip ettim. çalıştığı yeri öğrendim ve çıkış saatine kadar bekledim iş yerinin önünde. çıkışta yine otobüse bindi ve her zaman bindiği durakta indi.

salı günü yine aynı saatlerde bindiği duraktaydı.

cuma günü ise yine gelmemişti. arada hafta sonları gittiği yeri merak ettim ve cuma günü iş çıkışında da takip ettim yine.

to be contunie...
devamını gör...
sakın sevgilin, flörtün vs. falan var mı diye sorulmaması gereken durum.
zira, eğer seni beğendiyse artık sevgilisi yoktur.
devamını gör...
kravatınızı çözerek başlayın.
bak bu aklı herkes vermez. kıymetimi bilin.
devamını gör...
1 sarap alin, buna benziyosun deyin. hadi kolay gelsin. evet.
devamını gör...
valla bunu asla beceremeyen de var, bulduğuna açılmaktan yalama olan da.. bildiğimiz kadarıyla da bir kursu, eğitimi, dersi falan yok.. yaşanmadan bilinmiyor sanırım ve yaşayana göre de değişiyor.. (öne çıkıp akılda kalanlar, sadece eğlendirici olanlar olduğu için sorun gibi algılanıyor.)
devamını gör...
sen hoşlandığını doğal halinle göster, zaman bırak. açılmaya gerek olmaz o zaman.
devamını gör...
kıyıdan açılamıyorsanız, iskeleden atlamayı deneyin. mesafeyi kısaltır en azından.
devamını gör...
bu başlıktan benim anladığım daha öncesinde bir erkeğe açıldığı yönünde kişinin. o yüzden eski tecrübelerinizden faydalanın cinsiyet çok farketmiyor. *
devamını gör...
açılmak ; saftirik aşık işi yıkıklıktır. ortada bir şey varsa zaten her şey tıkırında gidiyordur. yoksa da götünle havada kuş tutsan da olmaz. ne diye açılıp saçılıp kendini ezikliyorsun. illa açılman gerekiyorsa kafa karıştırıcı manipülatif ekşınlar yap.

takipten çık, engel at, tınlamama moduna gir, mesaja cevap verme, keyfine bak , yoluna,işine bak yani açılacağına tamamen kapan.

doğrucu davutun saf duygularının deklare edilmesinin kadın nazarında hiçbir hükmünün olmadığını anlayın artık. bu saftirik dil bir boka yaramaz.
devamını gör...
bunun için çabalıyorsan zaten kaybetmişsin şayet kazanç istiyorsan bırak o sana açılıp saçılsın ;)
devamını gör...
merhaba efendim eğer sizin için bir mahzuru yoksa sizle arkadaş olmak isterim. sizden etkileniyorum. bu şansı bana lütfeder miydiniz?

kız evet veya hayır der herhalde..
bu zamana kadar kimseye açılmadım
bunu da dip not olarak eklemek isterim. yani buna rağmen, tecrübesiz olmama rağmen bakın bence güzel bir açılma konuşması bu.
belki de ben öyle zannediyorum.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"ilk defa kıza açılmaya çalışmak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim