imece

kırsal topluluklarda, birçok kişinin elbirliğiyle bir işi yapması demektir. kısaca yadımlaşmak da denilebilir.

yardımlaşarak, ortaklaşa iş yapmak.

küçükken kimden nasıl öğrendiysem bu kelimeyi karınca ile eşleşmiş beynimde. "imece" denince aklımda canlanan ilk görsel karıncalar oluyor. karınca gibi yardımlaşarak, imece usûlü..

köylerde yada topluluk halinde yaşanan yerlerde bir takım işlerin yapılmasına yönelik toplu halde çalışma şeklidir. şimdilerde çokca rastlanılmayan imece genel olarak iki çeşittir.
birincisi gönüllü katılımla yapılan çalışma. örnek olarak birinin ürün hasadı orak biçmek, tarlanın taşının toplanması gibi yakın çevre konu komşu tarafından tez elden yapılmasıdır. gönüllülük esasına dayanır. bir diğer bir gönüllü imece işi de düğün dernek olduğunda gelen misafirlerin ağırlanması doyurulması vs. için yemek bulaşık vb. işlerin yine konu komşu tarafından ortak çalışma ile yerine getirilmesidir.
ikincisi ise yine kırsal kesimde köylerde tüm topluluğun menfaati için yapılması zaruri olan işlerdir. örnek köye su getirilmesi vb. işlerdir. bu tür işlerde bedenen çalışma esas olduğundan daha çok erkekler tarafından yapılmaktadır. yetmediği hallerde kadınlarda bu çalışmaya katılır.
çocukluğumda yaz tatillerim köyde geçtiği için muhtelif işlerde gönüllü olarak köydeki arkadaşlarımla birlikte çalışmıştım. sesi güzel olan türkü şöyler. birileri yaşanmış hikayeler anlatır. vaktin nasıl geçtiği işin nasıl bittiği anlaşılmaz akşama köy kahvesinde içilen çaylar ve oraletlerle muhabbete doyum olmaz yorgunluktan eser kalmaz.
ne güzel günler yaşamışım.

karşılıksız yapılan yardım ve dayanışma olarak bilinir.

örnek/ imece usulü.