1.
torino kefeni olarakta bilinir, ısa’ya ait oldugu düsünülen/inanılan kefendir, isa çarmıha gerildikten sonra bedeni yahudilerin saygın buldugu yusuf adında bir adam tarafından alınmıs ve kefenlenip bir mezara konulmustu, isa üçüncü gün dirildiginde kefen bezi mezarda duruyordu sonrasında kefene ne oldugu bilinmiyor, bir gün italya’nın torino kentinde ortaya çıkana kadar, kefen 1978 yılında 40 amerikalı bilim adamı tarafından çağımızın en gelişmiş cihazları ile incelendi; üzerinde çeşitli testler yapıldı. çekilen son derece hassas fotoğraflar en gelişmiş bilgisayarlarda, elektromikroskoplarda incelendi. bu kitap kefenin gerçek bir kefen olduğunu ortaya çıkartan araştırmaların sonuçlarını belirtiyor. ayrıca çağımızda hiçbir kutsal emanetin bilim adamlarınca bu kadar derinlemesine incelenmediğini vurgulamak isterim
kefendeki adamın elleri bilekten çivilenmiş, ikonalarda gösterildiği gibi avuç içinden değil; öyle çakılmış olsaydı vücut ağırlığı nedeniyle el kasları yırtılırdı. çivi ancak «destot bölgesi» denilen noktadan çakılırsa bilek kemiklerine zarar vermez. bu noktanın varlığı anatomistler tarafından 19. yüzyılda bulundu. buraya giren çivi başparmağı hareket ettiren medyan sinirini zedeler, bu nedenle de başparmak iç tarafa doğru bükülür. kefendeki şekilde başparmaklar görünmemektedir. ancak son zamanlarda yapılan analizlerin bilgisayarlarda incelenmesinden başparmakların yerinde oldukları saptanmıştır.
kefenin üzerinde yapılan arastırma sonucunda, kefendeki adamın boyu 1.78 m dir.
adam sakallıdır, uzun saçları arkadan toplanmıştır.
adamın vücudunda 90 ila 120 kırbaç yarası vardır; adam iki kişi tarafından kırbaçlanmış, kırbaçlayanlardan biri daha uzun boylu ve daha sadistmiş.
sakalının bir bölümü yolunmuştur.
bacakları kırılmamıştır.
sakalı ikiye ayrılmış gibi, bu da çenesini kapatmak için bir çenebağı kullanıldığını gösteriyor.
kefen üzerinde 50 çeşit çiçek tozu (polen) bulunmuş; bunlardan bazıları sadece türkiye'de bulunuyor.
keten dokusunun arasında pamuğa rastlanmış; avrupa'da pamuk yetişmez.
karnı şişmiştir, bu da adamın haç üzerinde boğularak öldüğünü gösteriyor.
ayaklarından da çivilenmiş olduğu görünmektedir.
başına dikenden bir şey geçirildiği başındaki yara izlerinden belli olmaktadır.
böğrünün sağ tarafında 5. ile 6. kaburga kemikleri arasında 4.5 cm'ye 1.5 cm'lik oval biçimde mızrak yarasını andıran bir yara görülüyor.
dizleri yara bere içindedir.
omzunda zedelenme vardır.
(b: cesedin kefenden nasıl çıkarıldığını bilim adamları açıklayamamaktadırlar. başkalarının gelip kefeni cesedin üzerinden sıyırmış olması imkânsızdır. çünkü o zaman kan pıhtıları parçalanır, bozulurdu. oysa böyle bir şey görülmemektedir. kefen adama sarıldığında otomatik olarak yara yerlerine temas etmiş olmalı. kefeni cesetten ayırmak için mutlaka kan pıhtılarını zedelemek gerekir. bu olmadığına göre, cesedin kefenden başka bir yolla ayrılmış olacağı geliyor insanın aklına. bilim adamları kefendeki şeklin ancak hafif yanma ve ısı dalgasıyla oluşmuş olacağı iddiasındadırlar. bütün öteki varsayımlar çürütülmüş durumda. varılan sonuca göre kefen gerçek bir kefendir; ayrıca bu kefen işkence görmüş, haça gerilerek öldürülmüş bir adama aittir. bu adamın başına gelenlerle incil'de isa hakkında anlatılanlar arasında büyük benzerlikler vardır. amerikalı bilim adamlarının sözcüsü stevenson'a göre kefendeki adamın isa'dan başka biri olma olasılığı 82.944.000'de 1'dir.
devamını gör...
2.
isa'nın yaşadığına ilişkin arkeolojik bir kanıt yoktur. papalık makamı hristiyan dünyasını yıllarca torino kefeni ile avutmuştur. ta ki 1988 yılına kadar.
1988 yılında ise torino kefeninin bir kısmına karbon testi yapılmış ve torino kefeni 1260-1390 yıllarına tarihlenmiştir.
böylece kilise en önemli arkeolojik bulgusunu da kaybetmiş, kefen gözden düşmüştür.
isa'nın yaşadığına ilişkin kilisenin ileri sürdüğü tüm kanıtlar zaman içerisinde delil özelliğini yitirmiştir.
isa yaşadı mı? yoksa havarilerinin hayali bir peygamberi miydi?
isa'nın yaşadığı iddiası hem hristiyan, hem müslüman hem de bahai dininin temel direğidir.
kilise isanın yaşadığını ispata bunun için uğraşıp duruyor ama ortaya rasyonel bir delil koyamadılar.
isa yaşamadıysa ardılı dinler de insan yapımıdır.
arkeofili.com/kan-lekelerin...
1988 yılında ise torino kefeninin bir kısmına karbon testi yapılmış ve torino kefeni 1260-1390 yıllarına tarihlenmiştir.
böylece kilise en önemli arkeolojik bulgusunu da kaybetmiş, kefen gözden düşmüştür.
isa'nın yaşadığına ilişkin kilisenin ileri sürdüğü tüm kanıtlar zaman içerisinde delil özelliğini yitirmiştir.
isa yaşadı mı? yoksa havarilerinin hayali bir peygamberi miydi?
isa'nın yaşadığı iddiası hem hristiyan, hem müslüman hem de bahai dininin temel direğidir.
kilise isanın yaşadığını ispata bunun için uğraşıp duruyor ama ortaya rasyonel bir delil koyamadılar.
isa yaşamadıysa ardılı dinler de insan yapımıdır.
arkeofili.com/kan-lekelerin...
devamını gör...
3.
sen de bunu yedin... denilesi kefendir. konu uzun, merak eden, kendisi google amcaya sorsun, işin aslını öğrensin. bu arada bunun ve bu türden kefenlerin babası istanbul kefenidir...
devamını gör...
4.
istanbul kefeni isa'nın kefenin babasıysa annesi kim?*
devamını gör...
5.
bir süre önce çok tantana kopartılan, isa’ya ait olduğu söylenilen kefendir. ancak yapılan testler sonucunda kefenin 13-14 yy ait olduğu kanıtlandı.
vatikan bunu beğenmedi.
isa’nın yaşadığına dair maddi deliller yoktur, incil dışında. kaldı ki bu sorun hristiyan aleminde de tam olarak yanıt bulamamıştır.
isa gerçekten yaşadı mı? bir efsane mi?
vatikan bunu beğenmedi.
isa’nın yaşadığına dair maddi deliller yoktur, incil dışında. kaldı ki bu sorun hristiyan aleminde de tam olarak yanıt bulamamıştır.
isa gerçekten yaşadı mı? bir efsane mi?
devamını gör...