issei sagawa

japon bir yazar, katil, tecavüzcü ve yamyamdır.

zengin bebesi olan issei sagawa birinci sınıftan itibaren insan etine karşı bir iştah duyduğunu fark etmiştir. ilkokul sıralarında küçücük bir çocukken böyle bir istek duymak ve bu isteği anlamlandırabilmek korkutucu bir zihin yapısına sahip olmak demektir kanımca. zira o yaşlarda bir insanın canavar olduğunu anlaması ve bununla yaşamaya devam etmesi tüyler ürpertici.

yirmili yaşlarının başında bir kadını evine kadar takip eden ve evine giren issei sagawa kadını yeme emeline ulaşamamış ve yakalanmıştır ancak yamyamlıkla değil tecavüze teşebbüsle suçlanmıştır.

pariste yaşadığı yıllarda ise defalarca denemiştir insan eti yemeyi ancak bu emeline 1981 yılında sınıf arkadaşı renee hartevelt'i yiyerek ulaşmıştır. ders çalışma bahanesi ile evine davet ettiği arkadaşını bayılttıktan sonra ona tecavüz etmiş ve daha sonra da kasap bıçağı ile parçalayıp bir bölümünü yemiştir. kadının bedeninden kurtulmaya çalışırken de yakalanmıştır.

buraya kadar olan bölüm insan ırkından tiksinmek için yeterli ama asıl saçmalık bundan sonra başlıyor. fransa'da akıl sağlığı yerinde olmadığı için bir süre tutulup japonya'ya yollanır ve dosya kapanır. japonya'da da bir süre akıl hastanesinde tutulup serbest bırakılır.

bunlar da mide bulandırıcı elbette. ama daha beteri var. bundan sonra kitaplar yazmaya başlar issei sagawa. cinayet kitapları yazan issei sagawa bir dönem çok ilgi çeker, konuşmacı olarak programlara katılır ve hakkında belgeseller çekilir. kendi köpeğine tecavüz ettiğini açıklar, iğrençlik konusunda herhangi bir sınırı yoktur ve sonra popüler kültürün gözünden düşer ve muhtemelen çok sıcak bir yere doğru sonsuz bir yolculuğa çıkar.

kendisine duyduğu nefreti başka insanlara ve canlılara işkence ederek bastırmaya çalışan bu bir buçuk metrelik canavar insanların ilgisini çekip para kazanmayı başarır.

kötü ruhlu insanlara duyulan bu anlamsız hayranlığa akıl sır erdiremiyorum hala. seri katillere, seri tecavüzcülere, işkencecilere duyulan bu hayranlık artık stockholm sınırlarını aşmış olmalı. bu kadar safkan bir kötülük nefret ve bulantıdan başka duygu uyandırmamalı.

evet, cehennem başkalarıdır.

gerçek bir yamyam, gerçek bir cani...

ıssei sagawa, erken doğmuş ve bu yüzden de çeşitli sağlık sorunlarıyla mücadele etmek zorunda kalmıştır. kısa boylu olarak kalması da bunlardan biridir.

oldukça zengin ve varlıklı bir aileden dünyaya gelen ıssei, ortaokul zamanlarında sınıftan bir çocuğun 'kalçasını' görür, ve içinde var olan o canavarca hissi keşfeder...

kendi çirkinliğini bastırmak için bir kadının etini yemesi gerektiğini düşünür. elbette bu kadın sıradan bir kadın olmamalıdır. uzun boylu, güzel, avrupalı bir kadın olmalıdır. çünkü bu adamın kriterleri budur.

üniversite için fransa'ya giden ıssei, orada hollandalı renée hartevelt ile tanışır. renée, ıssei'nin istediği kadın profiline tam da uyuyordur.

renée hartevelt, çok tatlı ve sevimli birisidir. cana yakın, güzel ve arkadaş canlısıdır. ıssei ondan dil öğretmesi için yardım ister, o da bunu kabul eder. birkaç gün ıssei'nin evine giderek ders çalışırlar. en sonunda ıssei kadına açılır, ancak renée bunu kabul etmez. aralarındaki ilişkinin arkadaşlıkla sınırlı kalmasının daha iyi olacağını söyler.

ıssei tabii ki buna çok üzülür. ertesi gün son kez ders çalışmak için ıssei'nin evinde toplanırlar. renée, sandalyede oturmuş önündeki metni okurken, ıssei arkasından yaklaşır ve elindeki tüfekle kadının ensesine ateş eder. renée öne doğru düşer, ardından sandalyeyle birlikte yere düşer...

ıssei hemen kadına tecavüz eder, ve onu parçalarına ayırarak en çok istediği yerlerini yer. göğüsleri, kalçası ve burnu...

ardından kadının dilini koparır, ve aynanın karşısına geçerek kadının dilini kendi ağzına koyup kendine bakar. yaptığı şeyden inanılmaz bir zevk alan bu hasta ruhlu cani, kadının bazı parçalarını buzdolabına kaldırır ve geri kalanları bir bavula koyup bir gölete bırakır. kısa süre içinde yakalanan ıssei sagawa, zengin babası sayesinde ceza almaktan kurutulur.

japonya'da ise bir kitap çıkartan ve yerel bir gazetede çalışan bu adam, kadın resimleri çizerek hayatına devam ediyor. bırakın cezayı, adamı padişah ilan etmedikleri kalmış...

(kaynak: merve albayrak youtube kanalı.)

(aslında renée hartevelt'in cesedinin de fotoğrafları var, ancak bayağı hassas içerik olduğu için koyamazdım. kendinize ve midenize çok güveniyorsanız bakabilirsiniz internetten.)