jeff buckley

çok genç yaşta aramızdan ayrılmış olan muazzam ses ve yeteneğe sahip müzisyen.

led zeppelin' in whole lotta love şarkısını söyleyerek mississippi nehrine girip bir daha çıkamayan sesindeki tını efsane hale gelmiş müzisyendir. öldüğünde henüz 31 yaşındaydı.
bazı şarkıları ağlatır bazılarını...
lover,you should've come over
hallelujah

burada ki linke de ölmeden önce söylediği son şarkıyı bırakıyorum.
whole lotta love
şarkının son sözü...
keep it coolin baby
(serinlemeye devam et bebeğim) ironik...

forget her şarkısı ile çok güzel viski içiliyor.

herhalde ölene kadar dinleyeceğim şarkılarını, öyle gözüküyor.

''bütün güzel insanlar, hep erken yaşta aramızdan ayrıldılar'' diye hayıflandığım müzisyenlerin başında gelir. jethro tull, pink floyd, jimi hendrix hayranı olan jeff, lise dönemindejazzgrubunda gitar çalarak müzik hayatına atıldı. liseyi bitirdikten sonra los angeles'a gitti. kendi tarzını bulana dek, birçok farklı tarzda müzik yapan gruplarda arka vokallik yaptı. kaliforniya'da doğan ve yetişen jeff, 1990 yılında new york'a yerleşti. burada sufi müziğe ilgi duymaya başladı ve sufi müziğin babası, nusret fateh ali khan ile tanıştı. kendi tarzını bulan jeff, los angeles'a döndü ve kendisine bir menajer ayarlayarak ilk albümünü çıkarttı.

albümleri;



kendisi gibi müzisyen olan babası tim buckley'de 28 yaşında aşırı doz uyuşturucudan hayatını kaybetmiştir. baba oğul, müzik dünyasının erken yaşta yitirilen iki değerli üyesidir.

bambaşka bir dramatik tenor... bu kadar genç yaşta ölmese, üreteceklerini hayal bile edemiyorum öncesindeki yaptıkları sayesinde...

#486669 yazar adayı arkadaş jeff buckley'e 27'ler kulübün en değerli üyesi demiş ama bu yaygın bilinen bir şehir efsanesidir. jeff buckley 31 yaşında öldü babası tim buckley 27 yaşında öldü.
efsaneler genellikle 27 yaşında ölebilir ama bazı efsaneler 27 yaşında ölmez.
ayrıca 27'ler kulübünün kanımca en değerli üyesi jim morrison'dur.

yavuz çetin ve kendisi müzikleriyle bir dönem en yakınım oldu.

üst üste şu iki şarkıyı dinlerim genelde.

(bkz: sahil)
(bkz: lilac wine)

cocteau twins'in solisti elizabeth fraser ile beraber söyledikleri "all flowers in time bend towards the sun" şarkısı çok güzeldir
all flowers in time bend towards the sun

forget her dinlerken tarifsiz bir depresif bunalıma düşüyor insan. bütün şarkılarını severim, soft bir sanatçı.
buradan

büyük müzisyenmiş rahmetli. hemen her parçası harika.

eğer bir şarkıcıyla tanışma şansım olsa bu kesinlikle jeff buckley olurdu.

babası tim buckley jeff doğmadan önce annesinden ayrılıyor. bir röportajında şunları diyor :
''he split before i was born. he didn't really contact with me and my mom expect one time. you know it was like he decided not to be my father. so just me and my mom. i saw him once for a week. it was to month before he died.''
başka bir röportajında ona sadece sanatçı olarak saygı duyduğunu çünkü tim'i babası olarak görmediğini söylüyor.
tim hakkında onun hoşuna gitmeyen şey ise birçok insanın yeteneğini tim'den aldığını söylemesi.

çocukluğundan itibaren müzik hep hayatında. yayınlanmış tek albümü 'grace'. ama grace dışında da birçok cover'ı var.

29 mayıs 1997de memphis'de kayboluyor. 4 haziran 1997'de mississippi nehrinde bir turist tarafından cesedi bulunuyor. intihar mı kaza mı belli değil.

birçok röportajda ve sahne arkası videolarında her zaman gülümseyen çok soft biri. beni en çok düşündüren şeylerden biri de bu. onunla tanışan birçok kişi ne kadar samimi ve hayat dolu bir insan olduğunu söylüyor. böyle birinin grace şarkısını yazacak kadar ölüme yakın olması üzücü geliyor düşündüğümde.

menajerinin yıllar sonra jeff'in ölümü hakkında söyledikleri :
“he was trying to buy a house that wasn’t for sale,” lory said. “he was trying to buy a car that wasn’t for sale. he proposed to joan [wasser, buckley’s girlfriend]. he even applied for a job to be a butterfly keeper at memphis zoo – a lot of weird stuff that was uncharacteristic for him. ı think it was a yearning to settle down. he wanted a normal life.”

hatırlanıp hatırlanmamam önemli değil, müziğim hatırlansın diyen birinin son zamanlarında müzikten dahi vazgeçmesi daha da üzücü.

kendisinin çok severek dinlediğim şarkılarından biri olan dream brother'ı yazarkenki durumuyla ilgili bir bilgi öğrendim ve kalbimi parçaladı. jeff bu şarkısını, babasının annesini henüz jeff doğmadan önce bıraktığı gibi; arkadaşı chris dowd'a, hamile kız arkadaşını bırakmamasını söylemek için yazmış. şarkı sözü de şu şekilde :

''don't be like the one who made me so old
don't be like the one who left behind his name
'cause they're waiting for you like ı waited for mine
and nobody ever came''
şarkıya gitmek için buradan