kabul edecek kişinin açılamadığın için başkasına yar olması

güzel orta gol getirir tabi ama bazen işte pas gelmeyince ne yapacaksın kendi içinde top çeviriyorsun rakip gelip tek hamlede ayağından alıp kontra atak ile deplasman golünü atıyor sen de oturup çimlere başını dizlerinin arasına alıp ağlıyorsun.
"müneccim miyim arkadaşım ben madem kabul edeceksin bi ışık yak, gözüme lazer tut falan" desen de olmuyor.
sonra işte ben lisede seni seviyordum diyorsun.
kahrolsun bağzı şeyler.

günümüzde hâlâ örneklerini gördüğümüz acayipliktir. şeriat gelsin sevdiğine açılamayan tüm insanları taşlayalım, ara ara zincirlerle dövelim, yarattıkları o yıkım nedenli kalplerinden keselim. keşkeler. öyle çok isterdik ki böyle şeyleri ben ve radikal islamcı dostlarım. ayrıca akrep burcu psikopatları. ah ah.

bakın ortam çakal dolu. bu islerin içindeyim, görüyorum. adamlar romantik komedi izleyip motive olmuş şekilde sokağa çıkıyor, çarpışıp tanışacağı kadın arıyor gözler fıldır fıldır. sokağa çıkıp biriyle çarpışmadan yürüyemiyorsun. ucuz kahve reklamlarındaki dağ taş gibi görünen abiler gibi iki fincan kahve ile gezip birini sana bakarak kaldırıyor, gidiyor sonra bahçeye. peşinden kimse gelmeyince anlıyor burası türkiye. adam çalışıp geliyor işe bir şekilde. ayna önünde fincan kaldırma pozları kesiyor. isimsiz çiçekler gönderiyor elin oğlu sevdiğiniz kadınlara. yaaa diyor, mühendis okanlar muratlar, sahaya gidiyorum gel de sana ortamı göstereyim. şirket arabaları ile hava atıyorlar. ortam dediği yere serilmiş gastalar, sıvacı ustalar, zeytin ekmek bu arada. ama olsun her tür fırsat değerlendirilir ona göre.

ve kapış kapış elde kalacak o nefiseler, sinemisler, gülbenler bunlara yüz vermiyor. o 3 haftada anca bir kez mesaj çekebilmiş kişiyi bekliyor sevdiğini söyler belki diye. sevgilim var diyor sorana, o kadar emin karşı tarafın sevdiğinden. ama çakallar bir kadına kafayı taktıysa ne kadar süre mesajlaşıyor, telefonda konuşuyor mu, aşkım bebeğim diyor mu takip eder. bakıyor kadın ne kimseyle mesajlaşıyor ne de aramalar var, haaa diyor kesin ayrılmak üzere, ben bunu kandırırım.

sonra bakıyor kadın, bir yerde ona ilgi gösteren insanlar bi de hiç ilgi göstermeyen sevdiği. sorguluyor haliyle. sevse o da ilgi gösterirdi, o da sevdiğini söylerdi demeye başlıyor ve kapanış.

o yüzden sevdiğini söylemeyi insanlar çok ertelememeli. seni seviyorum demek çok zor bir şey değil. zor değildi..

reddedilmeyi göze alacaksın. yapacak bir şey yok.

insanlar konuşa konuşa anlaşır tabi, açılmazsan napsın o da haklı.

sonrasında zaten artık açılacak kimse olmadığı için her daim gelene aynı muamele yapmaya başlarsınız.. yapmayın konuşun.. insan insanı yemez gençler en fazla neysee.. siz açılın..

bu dünyada risk almadan ilerleyebileceğini sanan ahmaklar var. yapacak bir şey yok. ancak cesaret ederek kazanabileceği şeyi cesaret etmeyerek mutlak bir şekilde kaybetmek risk almaktan daha büyük bir ahmaklıktır. risk almayarak risk almadığını sanan, mutlak bir riski aldığından haberi olmayan insan davranışı. bu hayatta cesur olmamak gibi bir seçenek yok. risk alarak kazanamadığın şeyi, cesurca kaybetmesini bil bari. ama ona da cesareti yok ki. korkudan ibaret bir korkak sadece. insanların hayatı upuzun bir korkulacak şeyler listesinden ibaret. korkusuna tapan acayip bir canlı. gördükleri korku tapınma fetişine yetmedi, şimdi de görmediği bakteri ve virüsleri icat etti korkmak için. çünkü hiçbir canlı korkusuna bu kadar tapınamaz. hiçbir hayvan en azından görmediği şeyden korkmaz. bir fare bile bunlardan daha cesur.

'kabul edecek kişi' olduğu biliniyor, kesin ve ona açılınamıyor ve sonra da başkasına yar olmasına canı sıkılan varsa, o canı da bi zahmet (bağışla ama) çıksın be arkadaşım..! (hadi kabul edip etmeyeceği belirsizliği ve reddedilme korkusunu anladık. olur mu -olmaması gerekir ama- diyelim olur. ama el insaf, 'kabul edecek kişi' olduğu hem biliniyor, hem de buna rağmen açılmayıp sonrada hayıflanana, üzülmemizi de beklemeyin artık.
sevgi paylaşıldıkça büyür. sevgi yolunda yenilgiler sevgiye yenilmektir, uğruna savaşıp yenilgiyi de göze alamayanlar, asla kazanamazlar sevgiyi.)
aşk layık olanda kalmalı.. korkaklarda değil.