kaç gündür nickaltı girilmeyen yazar

üzülüyordur. ne nickler var, her saat giriliyor.
bizimki, anca doğumgünlerinde.*

ilgi vakti gelmiş yazardır.

ver bana ilgi diye dolaşır ortalıkta.

bunu not alıp takip etmek de ne bileyim yani.

evet ver bana ilgi dediğim başlıkdır. bu garibana *iki nickaltı giriliyor mutlu oluyor valla.

yıllardır birçok sözlükte yazdım. nickaltına bu kadar düşkün sözlük yazarları ilk defa görüyorum. sadece nickaltı yazılmasına da değil bu arada.

neyse kimlere ne anlatıyorum.

bana şu ana kadar hiç nickaltı girilmedi, zaten nickaltı diye bir şey olduğunu da bana mesaj atan bir yazar sayesinde öğrendim.

birkaç gün daha girmezseniz alışacak olan yazar.

zaten hep aynı kişiler, benzer şeyleri yazıyor. her gün girilse ne olacak? millet engellemeye başlayacak başlığı usanıp ve bir süre sonra birçok kişide engelli olacağından gerçekten kimse yazmamaya başlayacak. o yüzden iyidir sürekli yazmamak.

tam 12 gün olmuş. tanrı kahretsin.

ben kendime nick altı giriyorum allah'tan yoksa benim nick atı çöl kalır
.

kaç gündür girilmeyen ? ona göre yorum yapayım ben. *

dinlene dinlene birbirinize nick altı girmenize gerek yok arkadaşlar sakin olun, gündeme odaklanın, relax.

nickaltı lazımsa, var ha!

hiç gündür nickaltı girilmeyenleri üzen başlık *gerçi benim nickaltım lanetli de olabilir. bir kişinin tanımı var, o da bikaç gün sonra uçuruldu. kendimi sözlüğün karadulu ilan ediciim..

gün mü !?!? * benim bazen yıl oluyor ki!

neden böyle oluyor diye düşündü. oysa nick altına özenle bakıyor, onu koruyup kolluyor, nick altına destanlar yazılması için gerekli diplomatik görüşmeleri yapıyordu. eksik olan neydi? neden sonra bir sigara yaktı, efkarlanmıştı. seri beğenilerimin karşılığı bu mu olacaktı? diye sordu kendisine. o kadar çok emek vermişti ki, herkesin nick altına özene benzene yazmış, tüm tanımları okumasa da seri bir şekilde beğenmiş/favorilemiş, açılabilecek tüm çıkıntı başlıkları açmış ama gerekli geri dönüşü bir türlü alamamıştı. ya da o öyle sanıyordu. yetmiyordu. bildirim sayısı onun aç zihnini ve ruhunu bir türlü doyurmuyordu. daha fazla bildirim almak, daha fazla güzel şey okumak istiyordu kendisi hakkında.

''ayna ayna söyle bana, benden daha güzel bir nick altını hak eden biri var mı bu dünyada?'' diye sordu. yoktu, ayna henüz pamuk prenses ile tanışmamıştı.

bir şey yapmalı ama ne? farklı kullanıcı adı almak geldi aklına. * evet bu yapılmalıydı. o kendisine tespih taneleri gibi övgüler dizmeli, diğerleri de peşinden gelmeliydi. o an, bu dahiyane fikri onu inanılmaz derece de mutlu etmişti. biraz önce sinirinden yediği sigarasının yerine yenisini yaktı. keyfi yerindeydi. işe koyuldu. az yazdı, uz yazdı, dere tepe düz yazdı. oluyor muydu? sanki olmak üzereydi. ama o da ne? biri musallat olmuştu sözlüğe, gereksiz bir yeni yazar. ne yapsa ne etse üzerine geliyorlar, mavi gök yüzünü ona dar ediyorlardı. onun aldığı etkileşimi alamıyordu bir türlü. herkesler onu beğeniyordu. pamuk prenses ile böylece tanışmış oldu. ayna sorularını yanıtlamıyor ve ona yüz çeviriyordu. bundan sonradır sevgili yazarın diğer yazarları yedi cüce olarak görmesi ve hepsinin üzerinden tankla tüfekle geçmek istemesi. ilgi budalalığı krallığının, krallarının ve kraliçelerinin yaşadığı elim sonu anlatır genelde bu masal. bin bir nick altı masallarının en güzelidir.

ve başlık aklıma bu masalı getirdi...

onlar eremedi muradına bizim kerevet işi bu noktada muamma *

bunu dert eden her kim varsa masal kahramanı olmayı hak ediyordur ve biz masal kahramanlarını çok severiz *

işte buna içilir.
(bkz: vah vah).

#1756534
masallarda yaşıyor bazı premsesler. *

buna gerçekten üzülen var mıdır lark?
keşke benim nickaltım örümcek bağlasa.
sinirlerim hobluyor anlatmm.s
ahah.

(bkz: bir daha bana nickaltı falan girme)
(bkz: bir daha tanımlarımı falan beğenme)

ben çok seviniyorum bu olay yaşandığında. siz mi çok yaşlısınız yoksa ben mi çok gencim? günde bin kere girip bana yazılanları okuyup mutlu oluyorum. mutluluk fakiriyim galiba...