rus mu bulgar mı adamın biri istanbul'a gelmiş 1800'lerde...türkçe bilmiyo bi kahveye oturmuş, bi türk kahvesi söylemiş, garsonluk yapan delikanlı davranınca, oradakiler "sen yabancısın ne anlarsın sen türk kahvesinden?!" diye dalga geçmişler. garson kahveyi gene de getirmiş, adam içmiş çok beğenmiş, adamdan para da almamışlar...

yıllar geçmiş ruslarla 94 savaşı çıkmış, bulgarlar rusların yanında yer almışlar, bizim genç delikanlı büyümüş askere gitmiş, bulgarların canice meşhur "türkleri esir almayın, öldürün!" politikası uygulanmaya başlamış...bizim delikanlı ve arkadaşları esir düşmüş, o tümenin komutanı yıllar önce istanbul'da kahve içen adammış. bizimkini ve kendi seçtiği birisini, iki kişiyi serbest bıraktırmış, diğerlerini kurşuna dizmişler...

bu iki türk, türk birliklerine teslim olunca, bu sefer de onlar, sizi niye öldürmediler diye bizimkilere rus ajanı muamelesi yapmışlar...ifadeleri hep aynı ve tutarlı olduğu için, inanır gibi olmuşlar.

bir kahvenin 40 yıl hatırı vardır, sözünün hikayesi buymuş...yıllar önce içilen bir fincan kahve yıllar sonra adamların hayatını kurtarmış !!

bu hikâye dogru mudur, bilmem, ama teee evvelizaman da ben bunu böyle duymuştum.

devamını gör...

(5) (2)