kalorifer peteği üzerinde çamaşır kuratmak

bizzat yaptığım eylemdir. rezidansta oturanların yapmadığını düşünüyorum. bu açıdan bakıldığında fakirlik belirtisi olabilir. ama onca para verdiğim doğalgazı sadece ısınmak için kullanamazdım. tabi ki de çamaşır kurutarak sineğin yağını çıkartacağım.

bazı arkadaşlarım petek üzerine mandalina kabuğu koy çok güzel oluyor diyor. düşündüm, sonra dedim ki kabuk deliklerden araya kaçar sıkışır. bir sürü poh püsür olur. çıkhh dedim koymayayım. buraya kadar bu başlığı okuduysanız temiz işsizsiniz, hayırlı olsun.

ertesi gün giyeceğim kıyafet kurumamışsa bir yerlerim tutuşa tutuşa yaptığım eylemdir. her ne kadar çamaşır yıkamayı son güne ayırmayarak çözebileceğim bir eylem olsa da asla uslanmıyorum.

sobaların yerini kombilere bırakmasıyla birlikte güncellenen kurutma biçimi yöntemi.

peteğin üzerini kapatmak verimi azaltıyor. üzerini ve önünü mümkün olduğu kadar boş bırakıyorum.

başlık 2021’de açılmış kimse de dememiş ki kuratmak nedir aga?

10 saat sonrasının editi: hala değişmemiş.

iyi oluyor. ankara gibi kuru havanın olduğu yerde evin içini nemlendirmeye de yarıyor. tabi ne kadar sağlıklı bilinmez.

paslanmaya sebep olabilir... zaman içinde kalorifer peteklerinin içindeki birikmiş tozu arttıracaktır. tavsiye etmem.

özellikle yaz aylarında. yani petekleri kullanmadığınız zamanlarda peteklerinizin ızgara kısmını alüminyum folyoyla kapatın. streç filmde olur. yazın camlar açık tutulduğu için olduğu gibi kir toz giriyor peteklerin içine.
bu vesileyle de sık sık petekleri açıp temizlemeniz gerekmez. uzun yıllar kullanırsınız..

iç ve dış mimaride, bilinen yaygın dekor ve estetik anlayışına, underground intim bir protest karşı çıkış yöntemidir. petek büyüklüğü ile orantılı içlik, don, fanila veya çoraplar, sanki gelişigüzel serpiştirilmiş izlenimi uyandırır bir doğallıkla, odanın ışık düzenine uygun biçimde konuşlandırılarak, sanki hiçbir şey yokmuşçasına izleyici ve konuklara sunulur. çamaşırların nem durumuna bağlı keskin kokunun yarattığı başdöndürücü ambians, ortamdaki izleyicilerin kesinlikle nefeslerini kesecek bir dünya yaratır.
oysa o nesnelerin her biri daha önce izleyicilerin balkon, teras vs.de sık sık uzaktan gördüğü tanıdık figürlerdir. ancak bunlarla izleyicinin bu kadar yakın ve içiçe buluşmasının sağlanması oldukça cesur bir haykırış sayılmalıdır. ortamdaki her bir radyatör, artık gerçek formunu aşmış ve sanatçının adeta vücudundan birer parçalarmış gibi algılanması sağlanarak, sanatçı izleyicileri ile intim bir diyaloga girer. klasik mimari ve dekorasyona karşı güçlü bir karşıkoyuş olarak görülmelidir. sanatçı bilgece bir üslupla kendi dışındakilere adeta "anlatmaya gerek yok, görüyorsunuz işte." demenin haklı gururunu yaşar..