kanal istanbul ödemelerini sizden söke söke alırlar

akp’li cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan beyin kanal istanbul ihalesine girerek kazanan şirketlere ödeme yapmayacağını beyan etmiş muhalefete, 'söke söke bu parayı uluslararası tahkim yoluyla sizden alırlar" sözleriyle yanıt vermesi esnasında kullandığı kelimedir.
cumhurbaşkanımızın “çıldırmak, söke söke ödetmek” gibi nezih tanımlar yapması ülkemizin son derece seviyeli siyaset ortamında sözlerinin oldukça yadırganmasına neden olmuştur. ilerleme yolunda koşar adım giden bir ülkede bu ve benzeri tartışmaları çıkaranların niyetleri bellidir. arkadaşlar böyle bir şey olabilir mi?
teessüf ederim yani…

buradan

buradaki "sizden" ibaresi oldukça mühimdir, umutludur, güzel günleri vaad eder.

bak şimdi devlet şöyle işler;

iktidar değişti o şantiyeye narkotik baskın yapar, sürekli denetleme gelir, mali denetleme gelir, çalışma bakanlığı gelir, şantiye yoluna olmayacak hız sinirlari gelir devlet engellemek isterse.engeller dahası o karadeniz feodalizminin temsilcisi beşli çete inim inim inler, zamanında yetiştiremez ihale iptal olsun diye yalvarir.

edit:bazı arkadaşlar sormuş yapılabilir mi diye evet yapılabilir hali hazırda ihaleleri istemedikleri biri dürüst bir fiyata alınca yapıyorlar bilin istedim.

işin hukuki boyutunu bilemem ama siyasi olarak muhalefeti oldukça cesaretlendiren bir açıklama olmuş.

aslında ben gidebilirim ama gidersem de korkmayın paranızı alacaksınız der gibi oldu biraz.

bu söke sökeci şirketlerin bir çoğunda bilal oğlanın da hissesi olduğu iddiaa edilmekte. acaba "söke söke alırız mı" denmek isteniyor?

pek kimsenin umrunda olmadı ama bu halkın ekmeğini mideden söken şirketler şehir hastanelerindeki hisselerini danimarkalı bir şirkete devrettiler bir süre önce.
şöyle bir korku olduğu kanısındayım. akp gittikten sonra uluslararası mahkemelerden bu şirketler lehine karar çıkacağı doğrudur. lakin o gün millet bunları içeride kıskıvrak sökebilirler. lakin yabancı şirket olunca yapmak zor bunu.

resmen türk islam sentezi iktidar tarafından, tarihte hiç görülmemiş oranda halk katman katman soyuluyor. yarın ne olur ne olmaz soyamayız diyerekten tedbirler bile alınıyor.

bu cümle bile o saçma kanalın türkiye'nin yararına olacak bir proje olmadığını ispatlıyor. kim bilir kimler ne kadar büyük meblağlar kazanacak o kanaldan gelen parayla. allah şu akp hükümetinden seçimlerde hayırlısıyla bir an önce kurtulduğumuz günleri gösterir inşallah. her kaldıkları dakika türkiye'ye daha pahalıya patlıyor.

sözlükteki küfür yasağı nedeniyle “söke söke” demiş kıymetli efendimiz. bir sonraki adım mabaddan kan-al istanbul olacaktır.

sen git de... o projenin hukuki olarak iptal edilmeli yolları illa bulunur. yeter ki git ama...

oha lan. hakikaten demiş bunu. öyle bir laf ki malum zattan dahi beklemezdim ama söylenmiş. milletin parasını milletten söke söke alırlarmış. beşli çetenin malum üyesi milletin bir tarafına koyacağız derken şaka yapmıyormuş.

aktrolleri arıyor gözlerim. dezenformasyon diye geziniyorlardı iki gündür. bu golü nasıl çıkaracaklar, bu lafları nasıl sindirecekler hadi onu da geçtim torunlarının geleceğini bu cahil kasaba politikacıları için nasıl feda edecekler çok merak ediyorum.

biz gidici olduklarını, vaktin tamam olduğunu biliyorduk da kendileri de anlamış belli ki. şehir hastanelerini geçenlerde danimarkalı ne idüğü belirsiz bir firmaya devrettiler. satış bedeli konusunda hiçbir açıklama yok. garantiler iptal edilirse yabancı bir devletin bayrağı altında tahkime gitmek için yapıldığı o kadar belli ki. bu, vatana ihanet bile değil, bambaşka bir şey.

ne olduğunuzu ezelden biliyorduk da iyi oldu artık tarih de yazacak. ve öyle bir kazınacak ki bu zihniyet bu topraklardan, tertemiz olacak.

doğru söylüyor söke söke alacaklar, milletin ciğerini sökecekler, milletin .mına koyacaklar ve bunlar için artık zerre kadar üzülmüyorum.

kendi de biliyor ... gideceğini son ... sını yapıyor çok sevdiği millete.

kimin tarafında olduğunu açıkça belli etmiştir.

ülkenin c.b bu sözü söyleyen… siz dediğiniz kim, biz kimiz sayın memur?

söke söke alırlar “sizden” dediği de halk bu arada muhalefet değil. “ben yandaşıma ihaleyi verdim bitti gitti, ha parasını vermezseniz biz enayi halktan bu parayı söke söke” alırız diyor yani!

ancak buna dur demek gücü de “siz” dediği bu halkta var!!!

not: eline tekrar o gücü verirsek, o ihaleyi kazananlar cidden söke söke alırlar paralarını, kimse için çalışmayan türk adalet sistemi bu zengin para babalarına çalışır ve söke söke alırlar cidden…

hani rezaya geri verdiğimiz altınları bu ülkeden söke söke almıştı ya, onun gibi alır!

hani türk telekom’u dolandırıp kaçan katarlıya 3 sene daha havadan verilen parayı, bu milletten nasıl söke söke aldıysa onun gibi alır!

hani geçmediğiniz yolun, hizmetinden faydalanmadığınız hastanenin, kullanmadığınız köprünün, trenin parasını sizden (vatandaştan) söke söke nasıl alıyorlar? hah işte tam aldıkları gibi yani hep yaptıkları gibi alır!

güldüm lannn sesli hem de

recep tayyip erdoğan söylemi.

kamu zararına sebebiyet veren ve bu sebeple ilerde ilgili firmaları zor durumda bırakabilecek tüm ihalelere ingiliz bankaların garantörlüğü getirdiği için haklı olduğu söylem.

muhtemelen iki yil içinde gidecekler ama bu milletin hakkını göz göre göre otuz yıl boyunca yiyecekler.

dipnot: "sizden" kelimesini iktidara yürüyen muhalefetten diye değerlendiren arkadaşlar olmuş. vergisini veren halktan kardeşim vergisini veren halk.

doğru söylemiş tahkim söke söke alır.
türkiye de kurmak istediğimiz bir fabrika için yerel değil uluslar arası bir şirketin işletmeye hazırdır raporunu şart koştuğumuz için beyler fabrika kurmamıza bin dereden su getirdi.
ha ne oldu fabrika başka ülkeye kuruldu şimdi de fareler gibi kapı aşındırıyorlar ürün almak için,muhatap bile olmuyoruz!
devletin kırmızı bülten ile aradığı birine gidip ondan silah temini için yardım istemeleri var,resmî kurum ha. var oğlu var ne komediler dönüyor bir bilseniz...
ama reyiz haklı tahkim ile söke söke alırlar ki ben fabrikayı kursaydım başıma gelecekleri bildiğim için bende tahkimi öne sürmüştüm.

ödemeyi bizzat kendisi tahsil edecekmiş gibi* edilmiş laf. lafı ederken yüzüne iyi bakın, lanet okunmuş gibi*.

adam haklı beyler. muhalefet sizi ayakta uyutuyor. daha fazla çalmalarına, ülkeyi daha beter tefecilere borçlandırmaya mani olmak için yeri dar muhalefetin. 15 milyonluk parti, kitlesine yasal demokratik haklarını hatırlatıp önlerine düşmeyecek kadar da satılıklar. muhabbet tellalı paktı bile kurmuşlar iktidarla. daha ne anlatayım size?

bu yüzden atalet içinde iki yüzlü yalanlara sarılıyorlar. ilk seçimde gideceklermiş. nahh gidecekler. onlar gidene kadar rica ederim perpey intihar edelim yoksulluktan. yoksa animallah akp ye yarıyor.
nasıl gidecekler lannn?? tüm medyayı zaptetmişler. seçim gecesi ülkeye terörle el koymalarına karşı nasıl bir b planım var?

şimdi de tutturmuşlar borçları ödemeyeceklrtmiş. külliyen mümkün değil böyle bir şey.

ülkenin ödememe gibi bir seçeneği olsa da sonuçları itibariyle kuzey kore gibi dünyaya kapanmayı göze almış olmalıdır. bu yüzden de ülkenin yap-işlet-devret modelindeki garanti ödeme süresi, mevcut iktidara verilen olağan görev süresiyle sınırlandırılmalıdır .

bu şirketler parasını alamazsa uluslararsı mahkemelerde sözleşmeden doğan haklarını bir şekilde alır. ancak şu da var, anayasamızın 125. maddesi son fıkrası "idare, kendi işlem ve eylemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür" der. ayrıca 129. madde 5. ve 6. maddeleri "memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabilir. memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılması, kanunla belirlenen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idari merciin iznine bağlıdır" der.

bu durumda ortada bir kamu zararı varsa ve bu zararın üzerine gitme iradesini gösterecek idare, tahkim mahkemesinde kaybedilen ve daha önce ödenen paralar geriye dönük olarak öncelikle kurumlardan, kurumlar da rücu yoluyla kişilerden söke söke alır.