kapıcısında araba var

ülkedeki araba sayısına bakıp ekonomi iyi demeye getiren ünlü ekonomist recep tayyip erdoğan tarafından bugünkü basın toplantısında sarf edilmiş bir söz. en az ananı da al git kadar sıkıntılı bir laf.

www.haberler.com/ekonomi-so...

almanya'da burger king kasiyerinin, bir aylık maaşı ile alacağı şeyi, lüks olarak gören kişinin beyanı.

bunu dediği günde, benzine 44 kuruş gibi rekor bir zam gelmiştir.

almanyada bir okulda hizmetli olarak çalışan kuzenim 2017 model audi a5 e biniyor. ben burda öğretmenim 2006 jazz a biniyorum. daha da bişey demiyorum.

tofaş marka aracının düşen tamponunu telle tutturan adamın başımıza cb olması gibi birşey.

yalanciyi?

arabamı ver tayyip benim arabam nerde o zaman tayyip? sen cumhurbaşkanısın sokakta cep telefonunu çıkar diyen boomer dan bir farkın olsun be tayyip. araba lüks değil tayyip ihtiyaç. son olarak yıllar önce de araba üzerinden ekonomi yaptın porşeye binmeyin volkswagen e fiata binin diye akıl verdin hani benim fiatım volkswagen im tayyip? al sana ekonomik gösterge. her evde araba varmış. ulan alabilen de virüs belasından 689 ay kredi çekip aldı. şu an en s.kmsonik araba bile 140 bin 2.el. gerçekten milleti kaşıyor ya.

kapıcıya yakistirmayandir. onda bileeeee var.

ülkemizde her insana iki şey hayal ettirilir. ev ve araba
bir cumhur başkanı bu iki hayalden birisine sahip bireyin bunun için nelerden vazgeçtiğini bilmeli.
her evde birden fazla araba olması arabanın ülkede bir yatırım aracı gibi işlem görmesidir aynı zamanda
talihsiz kelimeler eden cumhurbaşkanı maalesef yine bir insanı mesleğinden dolayı aşağılamış ve onun yaptığı işi değersiz olarak nitelemiştir. işte bu zihniyet hatalıdır ve bundan uzak durulmalıdır. bugünkü cumhurbaşkanı ülkemize nelerin yapılmaması gerektiğini gösterebilmemiz açısından örnekler göstermektedir.
ülke iyi örnekler gösterecek birilerini aşağılamayacak bir cumhurbaşkanı ve başabakan seçene kadar bu durumu yaşamaya devam edeceğiz. yozlaşma sonsuza kadar sürmez.

e yol yabdı. olacak tabi.

(bkz: evlerinin önü yoldur)

söze bizim evde araba olmadığı gerçeğiyle başlıyorum. evet, yok. hatta bulaşık makinesi bile yok. doğal gaz zamları sayesinde fatura korkusundan sıcak suyu bile açmadan kış günü buz gibi suyla bulaşık yıkıyoruz. şaka yapmıyorum.

yazılan yorumların hepsine katılmakla beraber ekleyeceğim bir şey var. bu ülkenin başındaki kişiden, millete telefon soran sade vatandaşına kadar herkesin sorunu bu: herkesin durumunu aynı sanmak. 5 kişinin arabası var 3 kişinin yoksa "bak milletin arabası var" diyemezsin. olmayanlarda neden olmadığına da bakman lazım; istemedikleri için mi yok, yoksa istedikleri halde alamıyorlar mı? alamıyorlarsa neden alamıyorlar?

dün de çocuğa "kafeye gidiyorsun" diyen bir moloz vardı. kafeye gitmenin lüks falan olmadığı gerçeğini geçtim. o konuşuldu zaten. sen nereden biliyorsun o insanın kafeye gidebildiğini? kafelerde oturan insanların durumu onu karşılayacak düzeyde olabilir. gidemeyen milyonlar ne olacak? birileri et alıp yiyebiliyor diye herkesin alabildiğini mi sanacağız? birileri tatile gidebiliyor diye herkesin gidebildiğini mi iddia edeceğiz? birisi bilgisayar alabildi diye herkes mi alabiliyor?

bu angutça yaklaşımlardan hepimize gına geldi artık. insani ihtiyaçların çoğunu karşılayamayan milyonlarca insan var ülkede. belirli bir kesim iyi yaşıyor diye onlara bakıp bunun üzerinden değerlendirme yapılmaz. dalga geçer gibi... ayıptır yahu!

her güne sinirleri zıplatacak laflarla başlatmayı alışkanlık haline getirdiler. hiçbir şey yapamıyorsanız susun bari. allah aşkına sadece susun! herkes kendi yaşadığını biliyor.