1.
mükemmel bir yorum bu...
kaynak: torbacı...
buyruk'ta anlatılana göre: muhammed bineği burak ile mirac'a çıktığı gün allah ile doksan bin kelam konuşur. bunun otuz bini hakikatli sır olarak ali'de kalır. muhammed'e mirac'da bal, elma ve süt verilir. bal aşkı, sevgiyi, elma ise dostluğu temsil eder. muhammed'in önüne bir aslan çıkar.
muhammed gaipten bir ses duyar: "parmağındaki yüzüğü aslanın ağzına atması" istenir. böylece muhammed aslanı atlatır ve allah ile görüşür. şehre dönerken yolda bir dergaha rastlar.
kapıyı çalar içeriden: "kimsiniz*" diye sorarlar.
muhammed:
"ben peygamberim içeriye girmek istiyorum" der. içeriden: "peygamberliğini git ümmetine yap. bizim aramıza peygamber sığmaz"
diye cevap gelir.
muhammed ayrılırken yine gaipten bir ses ayrılmamasını kapıyı tekrar çalıp yeniden farklı bir şekilde yanıtlamasını söyler.
bu sefer muhammed:
"ben de sizden biriyim. bir insanım. sizi görmek istedim" der. bu sefer kapı açılır. "hoş geldin sefa getirdin, uğur getirdin" diye karşılanır.
içeride 17'si kadın 22'si erkek tam 39 kişi vardır. muhammed'e yer gösterilir. o da gösterilen yere oturur. ali de meclistedir. muhammed tesadüfen ali'nin yanına oturur. muhammed sorar.
"size kimler denir?" der.
"bize kırklar denir" diye yanıt alır.
"ama burada 39 kişi saydım" der.
"selman-ı pak can parstadır"denir.
"peki sizin ulunuz, büyüğünüz, küçüğünüz kim" diye sorar muhammed. gelen yanıt şöyle olur: "bizim küçüğümüz, büyüğümüz yoktur. küçüğümüz de uludur, büyüğümüz de uludur. birimiz kırkımız, kırkımız birimizdir" denir. bunun üstüne muhammed meclisten bunu kendilerine kanıtlamalarını söyler.
o sırada ali kolunu uzatır ve gömleğini sıyırır. içlerinden biri "destur" diyerek bıçağın ucu ile kolunu hafif kanatır. kolundan bir damla kan akar. onu, her can'ın kolundan birer damla kanın gelmesi izler. 40. canın bir damla kanı da pencereden içeri gelir. bu ise selman-ı pak'ın kanıdır. sonra ali kolunu bağlar, hepsinin kanaması durur.[kaynak belirtilmeli]
büyük bir coşku ile vecd halinde semah dönülürken muhammed'in başından sarığı (imamesi) düşer. kırk parçaya bölünür. kırklar parçaları bellerine bağlarlar, kemerbest olurlar. muhammet, kırklar meclisi'ne pirlerini sorar. "pirimiz ali'dir" derler.[
kaynak: torbacı...
buyruk'ta anlatılana göre: muhammed bineği burak ile mirac'a çıktığı gün allah ile doksan bin kelam konuşur. bunun otuz bini hakikatli sır olarak ali'de kalır. muhammed'e mirac'da bal, elma ve süt verilir. bal aşkı, sevgiyi, elma ise dostluğu temsil eder. muhammed'in önüne bir aslan çıkar.
muhammed gaipten bir ses duyar: "parmağındaki yüzüğü aslanın ağzına atması" istenir. böylece muhammed aslanı atlatır ve allah ile görüşür. şehre dönerken yolda bir dergaha rastlar.
kapıyı çalar içeriden: "kimsiniz*" diye sorarlar.
muhammed:
"ben peygamberim içeriye girmek istiyorum" der. içeriden: "peygamberliğini git ümmetine yap. bizim aramıza peygamber sığmaz"
diye cevap gelir.
muhammed ayrılırken yine gaipten bir ses ayrılmamasını kapıyı tekrar çalıp yeniden farklı bir şekilde yanıtlamasını söyler.
bu sefer muhammed:
"ben de sizden biriyim. bir insanım. sizi görmek istedim" der. bu sefer kapı açılır. "hoş geldin sefa getirdin, uğur getirdin" diye karşılanır.
içeride 17'si kadın 22'si erkek tam 39 kişi vardır. muhammed'e yer gösterilir. o da gösterilen yere oturur. ali de meclistedir. muhammed tesadüfen ali'nin yanına oturur. muhammed sorar.
"size kimler denir?" der.
"bize kırklar denir" diye yanıt alır.
"ama burada 39 kişi saydım" der.
"selman-ı pak can parstadır"denir.
"peki sizin ulunuz, büyüğünüz, küçüğünüz kim" diye sorar muhammed. gelen yanıt şöyle olur: "bizim küçüğümüz, büyüğümüz yoktur. küçüğümüz de uludur, büyüğümüz de uludur. birimiz kırkımız, kırkımız birimizdir" denir. bunun üstüne muhammed meclisten bunu kendilerine kanıtlamalarını söyler.
o sırada ali kolunu uzatır ve gömleğini sıyırır. içlerinden biri "destur" diyerek bıçağın ucu ile kolunu hafif kanatır. kolundan bir damla kan akar. onu, her can'ın kolundan birer damla kanın gelmesi izler. 40. canın bir damla kanı da pencereden içeri gelir. bu ise selman-ı pak'ın kanıdır. sonra ali kolunu bağlar, hepsinin kanaması durur.[kaynak belirtilmeli]
büyük bir coşku ile vecd halinde semah dönülürken muhammed'in başından sarığı (imamesi) düşer. kırk parçaya bölünür. kırklar parçaları bellerine bağlarlar, kemerbest olurlar. muhammet, kırklar meclisi'ne pirlerini sorar. "pirimiz ali'dir" derler.[
devamını gör...
2.
yorum gerçekten harika. sevdiğim de bir türküdür.
ama hikaye için aynı şeyi diyemeyeceğim. işin hiç inanç yönüne girmeden peygamber allah ile görüşüyor ve dönüşte içeriye almıyorlar. bir üstünlük meselesi söz konusu sanırım temelde. bir nevi ali ile muhammed arasında ki üstünlük savaşı gibi. benim anladığım peygamber olarak değşkminsan olarak gelirsen girebilirsin sözünden, ancak bizim seviyemize yükselirsen seni içeri alırız gibi. ama bir süre önce allah ile görüşen bir peygamberden bahsedince siz kimsinize dönüyor olay. tabi bu benim şahsi düşüncem hikaye hakkında. anadolu aleviliğini saf bir felsefe olarak değerlendirirsek hikayenin güzel bir yorum da çıkacaktır.
ama buraya hikayenin en iyisini bırakayım.
ama hikaye için aynı şeyi diyemeyeceğim. işin hiç inanç yönüne girmeden peygamber allah ile görüşüyor ve dönüşte içeriye almıyorlar. bir üstünlük meselesi söz konusu sanırım temelde. bir nevi ali ile muhammed arasında ki üstünlük savaşı gibi. benim anladığım peygamber olarak değşkminsan olarak gelirsen girebilirsin sözünden, ancak bizim seviyemize yükselirsen seni içeri alırız gibi. ama bir süre önce allah ile görüşen bir peygamberden bahsedince siz kimsinize dönüyor olay. tabi bu benim şahsi düşüncem hikaye hakkında. anadolu aleviliğini saf bir felsefe olarak değerlendirirsek hikayenin güzel bir yorum da çıkacaktır.
ama buraya hikayenin en iyisini bırakayım.
devamını gör...
3.
(bkz: https://www.youtube.com/wat...)
erzincan semahı (kırklar semahı)
edit. semah türkü değildir. her yerde çalınıp söylenmez. adabı, usulu, erkanı vardır.
erzincan semahı (kırklar semahı)
edit. semah türkü değildir. her yerde çalınıp söylenmez. adabı, usulu, erkanı vardır.
devamını gör...