1.
uzun süredir kitap okumuyordum nedense, uzaklaşmışım.* her neyse geri döndüm ben kitap okumaya da acayip zevkli bir şey ya ,farklı bir dünyaya dalmak falan çok iyi. bundan sonra arada bir kitap incelemeleri girerim.
devamını gör...
2.
üstteki tanıma cevâben:
lisede zorla okutulan kitapların saçma sapan olduğunu düşünmüyorum. edebi açıdan zayıf ve konu bakımından belki biraz tek düze ve dolu dolu olmasalar dâhi, edebiyatımızın ilk örneklerini okumak çok keyifli. bence aksine o tarz kitapların ortaokulda bitirtilmesi, lisede dünya edebiyatı okutulması gerekiyor.
lise, edebiyata başlamak için geç bile kalınmış bir yaş. içerik olarak da boş geliyor insanlara. hâlbuki onların "ilk" olduğunu unutmamalıyız. eylül romanı bile bu bağlamda çok değerli bir eser bana kalırsa. ben de tüm "ilk" romanları 9. sınıftayken okumuştum, kendi isteğimle.
bence zorla okutulması sizi soğutan tek etken. zirâ kitap okumaya oldum olası bayılan bir insanken ben de ödev verilen kitapları isteksiz isteksiz bitirirdim. zorla okutulan kitaplara saçma sapan demek uygunsuz geldi yalnızca.
her neyse, başlığa cevap olarak ise; hayat koşturmacası, dersler vs derken meşguliyet ve zamansızlıktan kitap okumayı azaltınca çok kötü hissediyorum. günde yirmi sayfa yirmi sayfa bir yere varamıyorum gibi hissettiriyor. tekrar rahatlayıp eski düzene geçince sırtımı yaslayarak bir oh çekmek harika geliyor. yüzlerce sayfa okuyor, kitaba boğuluyorum.
bu duygu eşsiz oluyor.
her zaman yanında olan bir arkadaşın olsa da uzun bir sürenin ardından anca oturup derin derin, doya doya muhabbet etmişsin gibi..
lisede zorla okutulan kitapların saçma sapan olduğunu düşünmüyorum. edebi açıdan zayıf ve konu bakımından belki biraz tek düze ve dolu dolu olmasalar dâhi, edebiyatımızın ilk örneklerini okumak çok keyifli. bence aksine o tarz kitapların ortaokulda bitirtilmesi, lisede dünya edebiyatı okutulması gerekiyor.
lise, edebiyata başlamak için geç bile kalınmış bir yaş. içerik olarak da boş geliyor insanlara. hâlbuki onların "ilk" olduğunu unutmamalıyız. eylül romanı bile bu bağlamda çok değerli bir eser bana kalırsa. ben de tüm "ilk" romanları 9. sınıftayken okumuştum, kendi isteğimle.
bence zorla okutulması sizi soğutan tek etken. zirâ kitap okumaya oldum olası bayılan bir insanken ben de ödev verilen kitapları isteksiz isteksiz bitirirdim. zorla okutulan kitaplara saçma sapan demek uygunsuz geldi yalnızca.
her neyse, başlığa cevap olarak ise; hayat koşturmacası, dersler vs derken meşguliyet ve zamansızlıktan kitap okumayı azaltınca çok kötü hissediyorum. günde yirmi sayfa yirmi sayfa bir yere varamıyorum gibi hissettiriyor. tekrar rahatlayıp eski düzene geçince sırtımı yaslayarak bir oh çekmek harika geliyor. yüzlerce sayfa okuyor, kitaba boğuluyorum.
bu duygu eşsiz oluyor.
her zaman yanında olan bir arkadaşın olsa da uzun bir sürenin ardından anca oturup derin derin, doya doya muhabbet etmişsin gibi..
devamını gör...
3.
birkaç gündür kitap okumuyorum.
arkadaşım bana kitap hediye etti bugün. bir heveslendim yine.
oğuz atay'ın da dediği gibi...
ben iç dünyama dönüyorum. orada hayal kırıklığına yer yok.
arkadaşım bana kitap hediye etti bugün. bir heveslendim yine.
oğuz atay'ın da dediği gibi...
ben iç dünyama dönüyorum. orada hayal kırıklığına yer yok.
devamını gör...
4.
sürekli araştırma içinde olduğumdan kitaplığımdaki takriben 600 e yakın fiziki kitabı ve pdf formatındaki binlerce kitabı sürekli okuyorum. zira bu kitapların çoğu kaynak kitap. haliyle çevir çevir tekrar geri dönüyorum. genel tarih, dinler tarihi, kutsal metinler, eski yazılar, el yazmaları, mitoloji, tefsir-meal, kur'an kavram, psikoloji, felsefe, yakın türk tarihi, osmanlı tarihi, islam tarihi ve islam öncesi arap tarihi, hıristiyanlık ve yahudilik külliyatı, makaleler vs.
bir ara tüm kaynakları detaylı yazayım. ilgili arkadaşlara faydası olur belki.
bir ara tüm kaynakları detaylı yazayım. ilgili arkadaşlara faydası olur belki.
devamını gör...
5.
biraz ısınıyoruz kendileri ile hoop önemli ve günümü yiyen bir iş çıkıyor yine uzaklsşıyoruz. bir tatilim olsa da doya doya okusam.
devamını gör...