kokoreç ve midye bir türk kültürü müdür sorunsalı

bir anda aklıma takılan ve aslında haklı bir sorgulama olduğuna inandığım konudur.




nedense çok fazla gözümüzün önünde olan ve günlük hayatımız ile eşleşmiş herhangi bir şeyin " topluma özgü değer olduğunu" kaçırıyoruz sanırım. bana kalırsa, kokoreç ve midye çok eskiden beri toplumda varlığını koruyan bir kültürdür bilhassa gece yarısından sonra yeniyor olması, yanında alkol tüketiliyor olması, toplumun bu besin türüne sosyal açıdan verdiği önemi gösteriyor.

kokoreç için favori bir mekan bile var aslında. herkes en iyi kokoreç'in " şampiyon" da yendiğini söylüyor ve mekan yıllardır ününü koruyor. 63 doğumlu olan babam bile hala yemek için şampiyon'a gidiyor. baya baya kokoreç bir türk kültürü aslında ama nedense uluslararası çerçevede, pek göze batmıyor. batıyor olsa, çoktan diğer kültürler de uyarlanmış olurdu zaten. :)

bence değerlerimize sahip çıkmak önemli. bu işten gelir elde etmeye çalışan bir sürü esnaf vatandaşımız var. neden olmasın?! bir date için kokoreç yemek harika olur! samimiyet ve eğlence insanin hayatında baki olmalıdır.

kokoreç'i "alt sınıf" yiyeceği gibi gören, bu tarz esnaf lokantalarında yemek yemeyi "eziklik" olarak tanımlayan arkadaşları hiç ciddiye almıyorum. sizin hastalıklı burjuvaziniz sizi bağlar. nitelikli ve servetinin hakkını taşıyabilen insanların burnu büyük değildir. kaldırımda satış yapan amcadan dürümde alır, sokak simitçisinden simitte. ukalılığınızı törpülemeniz, kendi hayrınıza olur. :)

p.s. başlığı bu isim ile açmak istedim ve böyle açtım. kimsenin extradan ifade yetime kendi fikrini eklemesine gerek yok. herkesin tanımı kendisine.

(bkz: kokoreç ve midye bir türk kültürü müdür sorunsalı) tarzinda acilsa daha dogru olabilecek bir baslikti.

kültür müdür bilmem fevkalade bir lezettir.

orta asya steplerinde midye toplamak...

kokoreç için hadi bir nebze diyelim de, midye türke uzak duruyor.. üç tarafı denizle kaplı yurt edindi, hala balık bile bölgesel mutfak kültüründe.. gerçek bu..

lan fotoya baktım canım çekti ama spor diyetindeyim allah seni ne yapmasın...

kültür müdür bilmem ama vazgeçilmezimdir.

midyeyi bilmiyorum da koko ve bütün sakatatlar türklerin yemek kültüründe anadoluya gelmeden önce de vardı. çünkü göçebe yaşamlarında hayvan avlayarak veya yerleşik toplulukların hayvanlarını çalarak ya da onları koruma gerekçesiyle haraca bağlayarak yaşıyorlar. az bulunan kaynaktan da azami ölçüde faydalanmak gerektiği için de hayvanın yiyebildikleri her yerini yiyolar.

canım kokoreç çekti ya.

hayır değildir. çok seviyorsanız yiyin işte.
kültüründen size ne?

ne kadar temiz yıkanmış olsa da, isterse dünyanın en temizi olsa da kimse bana o kokoreçi yediremez. midye de yemem ama kokoreç kırmızı çizgimdir. ay bana bir şeyler oluyor.

türk kültürü müdür bilemem ama benim kültürüm değildir.

monosodyum glutamat, nitrit, nitrat, renklendiriciler, aroma vericiler vsyi afiyetle yiyip de tamamen organik bir madde olan kuzu bokunun muhtemel eser miktarda kalıntısı yüzünden kokoreçe burun kıvıran insan yabancılaşmış, geldiği yeri unutmuştur.

midye değil ama kokoreç evet... midye türk kültürünün ürünü değil hatta deyimi bile var: müslüman mahallesinde salyangoz satmak siz salyangöz satabilirsiniz.*
(bkz: müslüman mahallesinde salyangöz satmak)

midye evrenseldir çünkü tüm denizlerde bulunur.

her deniz ürünü gibi midye sözcüğü de yunancadır. adı yunanca olan bir şeyin bizim kültürümüze ait olması abestir
her ne kadar, bazı yazarlar, göçebe olduğumuz ve et bizim temel gıdamız olduğu için kokoreçin bize ait olduğunu söyleseler de üzgünüm, arnavut yemeğidir ve ülkeye rumlar getirmiştir. (kokoretski). barsak kullanılarak yapılan bir diğer yemek olan mumbar da farsçadır.
üzgünüm genşler. türkçe pek meyve, sebze, bitki, yemek, tatlı ismi yok. hepsi rumdan, ermeniden, persten, araptan alınma. türklerin yemek kültürü de yok.