1.
laf anlatmak yerine yanlış anlaşılmayı kabullenmek
şu aralar en çok tercih ettiğim sistemdir. karşınızdaki insanın harcayacağınız efora, ayıracağınız zamana değmediğini düşündüğünüzde ve sizinle ilgili düşündüğü şeyin sizi zerre ırgalamadığını fark ettiğinizde bu oluyor. genelde bu şekilde yaşıyorum özellikle son 2-3 yıldır. yetişkin olmanın getirdiği rahatlık diyorum buna. kendi sınırlarınızı benimseyip, içeriye herkesi almamaya başlıyorsunuz. 20'li yaşlarında ve bu yaşlarının sonunda olan her yazar arkadaşıma şunu söyleyebilirim : hayat insanı özellikle yaş aldıkça, daha gerçekci ve daha gaddar olmaya itiyor. kafa rahatlığınızı her şeyden çok önemsiyorsunuz. ben içeriye artık eskisi kadar insan almıyorum hatta üniversite dönemimde olduğum kadar arkadaş canlısı da değilim. insanları çok keskin bir iletişimsizlikle kendimden uzak tutuyorum.
deneyim sahibi oldukça, müthiş bir insan filtreleme özelliği kazanıyorsunuz. kullanıldığınızı veya iyi niyetinizin sömürüldüğünü düşünüyorsanız, bir tık daha olgunlaşmayı bekleyin. ortamın canına okuyacak hale geliyorsunuz.
30-40'larında hatta yaş olarak daha üst segmentlerde olan yazar arkadaşlarımız üzülmesinler. bireysel farkındalık herkeste ayrı dönemlerde baskın hale geliyor. herkesin "limit aşımı" farklı. o limit aşıldığında, " kimse umurumda değil, kendime bakarım" modu açılıyor. o noktadan sonra, tüm kötü- faydasız- çıkarcı- iki yüzlü- sadakatsiz- riyakar ve aklınıza gelebilecek her kötü özellikteki insanı kendinizden uzak tutuyorsunuz. - eşiniz, sevgiliniz- aile bireyiniz olsa dahi.
ben çok iyi niyetli bir insanımdır hatta gereksiz yardımsever bir yapım vardır. bu özelliğim sebebiyle başımın ağrıdığı ergenlik ve gençlik dönemim oldu ama kendi özümde çok sivri bir karakter olduğum için, farkındalığım arttıkça; inanılmaz hızlı gard aldım. şimdi herkesin çekindiği, içten içe hayranlık beslediği bir kadın haline geldim. insanların beni kullanmaya çalışabileceğini ön gördüğüm an muhattaplığı kesiyorum. mesajlar dahi "okundu" ibaresine düşmüyor, telefonları açılmıyor.
niyeti kötü kimseye acımam. iyi olmak bir seçimdir, ben bunu seçiyorsam; herkes seçebilir. seçmiyorlarsa, hayatımda yer alamazlar.
deneyim sahibi oldukça, müthiş bir insan filtreleme özelliği kazanıyorsunuz. kullanıldığınızı veya iyi niyetinizin sömürüldüğünü düşünüyorsanız, bir tık daha olgunlaşmayı bekleyin. ortamın canına okuyacak hale geliyorsunuz.
30-40'larında hatta yaş olarak daha üst segmentlerde olan yazar arkadaşlarımız üzülmesinler. bireysel farkındalık herkeste ayrı dönemlerde baskın hale geliyor. herkesin "limit aşımı" farklı. o limit aşıldığında, " kimse umurumda değil, kendime bakarım" modu açılıyor. o noktadan sonra, tüm kötü- faydasız- çıkarcı- iki yüzlü- sadakatsiz- riyakar ve aklınıza gelebilecek her kötü özellikteki insanı kendinizden uzak tutuyorsunuz. - eşiniz, sevgiliniz- aile bireyiniz olsa dahi.
ben çok iyi niyetli bir insanımdır hatta gereksiz yardımsever bir yapım vardır. bu özelliğim sebebiyle başımın ağrıdığı ergenlik ve gençlik dönemim oldu ama kendi özümde çok sivri bir karakter olduğum için, farkındalığım arttıkça; inanılmaz hızlı gard aldım. şimdi herkesin çekindiği, içten içe hayranlık beslediği bir kadın haline geldim. insanların beni kullanmaya çalışabileceğini ön gördüğüm an muhattaplığı kesiyorum. mesajlar dahi "okundu" ibaresine düşmüyor, telefonları açılmıyor.
niyeti kötü kimseye acımam. iyi olmak bir seçimdir, ben bunu seçiyorsam; herkes seçebilir. seçmiyorlarsa, hayatımda yer alamazlar.
devamını gör...


