1.
genelde köy okulu öğretmenleri sınıf öğretmenleridir. bu milli eğitimin çilesini en çok çeken ama en düşün ücrete çalışan sınıf öğretmenleri...
yaklaşık bir buçuk yıldır köy okulu öğretmeni olarak görev yapmaktayım. benim köy erzurum'un güney ilçelerinden birinde bulunuyor. yani erzurum'un en unutulmuş, en zor coğrafi şartlarına sahip bölgesi. rakım 2500, fırtınasız ve karsız gün 90 gün. o da yaz tatilinde. yaz tatilinde havalar çok iyiyken okul yok ama çok zor şartlar altında ders yapmaya çalışıyoruz.
bu köye ilk geldiğimde lojman doluydu ve imam evine yerleştim. 1 ay sonra imam geldi ve hoca sen burdan çık dedi köylüler. kendi imamlarını getiriyorlar kürtçe konuştuğu için. neyse evsiz kaldım ortada. sonra bana bir ev buldular okula yakın. ev değil de ahır gibiydi. mutfağı yok. banyosu tuvaletle bir. bu ahır için benden 400 tl istediler. yani doğuda insanlar çok misafirperver muhabbeti çürümüştür benim için. hiçbir işe ellerini sürmezler. memur kazıklamak üzerine kurulmuş bir sistemden besleniyorlar.
okula gel soba yak, okulu temizle, tüm bunların yanında derse hazırlık yap... çocuklara bir şeyler öğretmek için çabala ama sonuç ? eve gidince kimse ilgilenmiyor. bir kelime okutun be kardeşim şu evde ! bir kelime be ! doğal olarak çocuklar okumayı çok geç ve zor söküyor. tabi evde kürtçe konuşulması gibi bir etken de var.
kendi paramızla her şeyi biz hallediyoruz. okulda soba borusu mu lazım ? öğretmen alsın. soba tenekesi mi öğretmen alsın. materyal mi ? öğretmen alır canım. bunlar öyle ucuz şeyler değil. en az 1000 tl tutuyor. sadece akıl oyunları, kartonlar, a4 kağıdı için 500 tl verdim. sadece parayla kalmıyor. okula kömür gelir, öğretmen hepsini depoya atmak zorunda. ulan tek bir insanım ben. odun gelir öğretmen atar. ulan ağır şeyler bunlar fıtık olacağım orçolar. bir yer bozulur öğretmen tamir etsin derler. her şey öğretmene yüklenerek çözülmeye çalışılıyor. halbuki benim görevim sadece ders vermek. kimse doktora soba yak, kömür taşı demiyor ama öğretmene diyor.
daha büyük sorun ise aralık ayının sonuna geldik ve hala kömür gelmedi. evet kömür gelmedi ve hava şu an -20. sabah -10 olacak. ben odun yakıyorum da odun 20 dk yanıyor sonra sönüyor. ulan günlük 1 çuval gidiyor odun. kömür gelmedi arkadaşlar evet kömür. adama diyorum kömür nerde neden gelmiyor ? kendi kömürünü yak diyo. yaktım zaten piç. torbasına 120 tl verdiğim kömürümü yaktım kendi kömürüm bitti oç. delireceğim az kaldı.
2 gündür bitmeyen kar fırtınası var. deli olacağım sinirden. muhtemelen 10 gün yollar kapalı olur. soğudum her şeyden. biz de insanız ulan. adi herifler.
yaklaşık bir buçuk yıldır köy okulu öğretmeni olarak görev yapmaktayım. benim köy erzurum'un güney ilçelerinden birinde bulunuyor. yani erzurum'un en unutulmuş, en zor coğrafi şartlarına sahip bölgesi. rakım 2500, fırtınasız ve karsız gün 90 gün. o da yaz tatilinde. yaz tatilinde havalar çok iyiyken okul yok ama çok zor şartlar altında ders yapmaya çalışıyoruz.
bu köye ilk geldiğimde lojman doluydu ve imam evine yerleştim. 1 ay sonra imam geldi ve hoca sen burdan çık dedi köylüler. kendi imamlarını getiriyorlar kürtçe konuştuğu için. neyse evsiz kaldım ortada. sonra bana bir ev buldular okula yakın. ev değil de ahır gibiydi. mutfağı yok. banyosu tuvaletle bir. bu ahır için benden 400 tl istediler. yani doğuda insanlar çok misafirperver muhabbeti çürümüştür benim için. hiçbir işe ellerini sürmezler. memur kazıklamak üzerine kurulmuş bir sistemden besleniyorlar.
okula gel soba yak, okulu temizle, tüm bunların yanında derse hazırlık yap... çocuklara bir şeyler öğretmek için çabala ama sonuç ? eve gidince kimse ilgilenmiyor. bir kelime okutun be kardeşim şu evde ! bir kelime be ! doğal olarak çocuklar okumayı çok geç ve zor söküyor. tabi evde kürtçe konuşulması gibi bir etken de var.
kendi paramızla her şeyi biz hallediyoruz. okulda soba borusu mu lazım ? öğretmen alsın. soba tenekesi mi öğretmen alsın. materyal mi ? öğretmen alır canım. bunlar öyle ucuz şeyler değil. en az 1000 tl tutuyor. sadece akıl oyunları, kartonlar, a4 kağıdı için 500 tl verdim. sadece parayla kalmıyor. okula kömür gelir, öğretmen hepsini depoya atmak zorunda. ulan tek bir insanım ben. odun gelir öğretmen atar. ulan ağır şeyler bunlar fıtık olacağım orçolar. bir yer bozulur öğretmen tamir etsin derler. her şey öğretmene yüklenerek çözülmeye çalışılıyor. halbuki benim görevim sadece ders vermek. kimse doktora soba yak, kömür taşı demiyor ama öğretmene diyor.
daha büyük sorun ise aralık ayının sonuna geldik ve hala kömür gelmedi. evet kömür gelmedi ve hava şu an -20. sabah -10 olacak. ben odun yakıyorum da odun 20 dk yanıyor sonra sönüyor. ulan günlük 1 çuval gidiyor odun. kömür gelmedi arkadaşlar evet kömür. adama diyorum kömür nerde neden gelmiyor ? kendi kömürünü yak diyo. yaktım zaten piç. torbasına 120 tl verdiğim kömürümü yaktım kendi kömürüm bitti oç. delireceğim az kaldı.
2 gündür bitmeyen kar fırtınası var. deli olacağım sinirden. muhtemelen 10 gün yollar kapalı olur. soğudum her şeyden. biz de insanız ulan. adi herifler.
devamını gör...
2.
köyde yaşayan insanların hangisi hangisine küs bunu bilmesi gerekiyor köy okulu öğretmeninin. yoksa sıkıntı çıkabiliyor. o kadar karışık ki... eve birini çağırdığımda onun küs olduğu kişiyi çağırmamam lazım. yoksa seni de suçlayıp düşmanlık besleyebilirler.
devamını gör...
3.
istanbul'da görev yapan öğretmenlerin çok fazla arzuladığı şeydir. güzeldir. zordur, meşakkatlidir ama gördüğün kıymet hepsine değer. şımarık çocuklar, çok bilmiş veliler, üst perdeden konuşan idareciler yoktur oralarda. temizdir, saftır. belki tezek kokar belki çocukların burnu sümüklü, ayakları çıplaktır ama öğretmensindir. "ben öğretmenim" dersin. nesil yetiştirdiğini, hayatlara dokunduğunu hissedersin. dokunursun da. fazla edebiyat kastım fakat benim de işim bu. herkes bildiği işi yapmalı şu dünyada.
selâm olsun tüm köy öğretmenlerine.
selâm olsun tüm köy öğretmenlerine.
devamını gör...
4.
istanbul'daki öğretmenlerin çok arzuladığı bir şey olduğu söylenmiş. gelsinler efenim bekliyorum. hafta sonu nelerle uğraştığımı göstereyim.
***160 torba kömür ve koyacak yer yok. odunlar geçen hafta gelmişti onları yerleştirdim e yer kalmadı. zor bela şu eski tuvalete yerleştirmeye çalıştım.
*** yarın okulda soba yakmak için odun parçaladım biraz ve kovayı hazırladım.
*** tabi tuvaletleri temizlememek de olmaz.
kısacası bir insanın müdür, öğretmen, temizlikçi, hademe ve usta olması demektir köy öğretmenliği.
fotoğrafı yok ama çatıya çıkıp baca temizliği de yapıldı. az kala düşüp ölüyordum ama önemi yok.
***160 torba kömür ve koyacak yer yok. odunlar geçen hafta gelmişti onları yerleştirdim e yer kalmadı. zor bela şu eski tuvalete yerleştirmeye çalıştım.
*** yarın okulda soba yakmak için odun parçaladım biraz ve kovayı hazırladım.
*** tabi tuvaletleri temizlememek de olmaz.
kısacası bir insanın müdür, öğretmen, temizlikçi, hademe ve usta olması demektir köy öğretmenliği.
fotoğrafı yok ama çatıya çıkıp baca temizliği de yapıldı. az kala düşüp ölüyordum ama önemi yok.
devamını gör...