1.
havasından geçilmeyecek mesleklerden.
- ne işle meşgulsunuz?
-ingiliz dili ve edebiyatı bitirdim
- hanımefendi ne işle meşgulsünüz dedim alanınızı sormadım?
-ha, şey, ingilizce öğretmeniyim
:d
- ne işle meşgulsunuz?
-ingiliz dili ve edebiyatı bitirdim
- hanımefendi ne işle meşgulsünüz dedim alanınızı sormadım?
-ha, şey, ingilizce öğretmeniyim
:d
devamını gör...
2.
gut morning klas
gut morning öğretmenim.
lise döneminde dilci olup bu mesleği icra etmek istiyordum nasip olmadı. çok havalı öğretmenlerdir ingilizce öğretmenleri. okullarda üniversitelerde ilkokullarda öğrencilere ingilizce öğretmekle görevlendirilmiş kişilerdir.
gut morning öğretmenim.
lise döneminde dilci olup bu mesleği icra etmek istiyordum nasip olmadı. çok havalı öğretmenlerdir ingilizce öğretmenleri. okullarda üniversitelerde ilkokullarda öğrencilere ingilizce öğretmekle görevlendirilmiş kişilerdir.
devamını gör...
3.
okuduğum bölümdür. çok memnun olmasam da dilci olup iş bulma ihtimalinin en yüksek olduğu bölümdür.
devamını gör...
4.
bitirenlere ingilizce öğretmeni ünvanının verildiği bölüm.
şaşırdığım durum ise bu bölümü okuyan bir tane bakımsız, hoş olmayan bir hatuna denk gelmedim.
yanlış tercih yaptık geçmişte usta.
(bkz: son pişmanlık neye yara)
şaşırdığım durum ise bu bölümü okuyan bir tane bakımsız, hoş olmayan bir hatuna denk gelmedim.
yanlış tercih yaptık geçmişte usta.
(bkz: son pişmanlık neye yara)
devamını gör...
5.
yaklaşık 2 sene boyunca günde 3 saat 25-50 yaş aralığındaki kişilere gönüllü olarak yaptığım kısa dönemli öğretmenliğim.
devamını gör...
6.
mesleğim...ıngilizceyi sevip öğretmenliği sevememek.
devamını gör...
7.
bu kulaklara ''örtmeenim sizin adınız tiçır değil miydiii'' cümlesini duyuran meslektir.
devamını gör...
8.
eğer kadınsa bir kere doğum iznine ayrılmadan ingilizce öğretmeni diyemezsiniz.
devamını gör...
9.
good morning class diye sinifa girerlerdi ama onlarda biliyor ki ingilizce oyle birsey degil aslinda.
devamını gör...
10.
ülkemizde başarılı olamadıkları tartışmasız olan branş.
ama haklarını da yemeyelim hepimiz anlıyor fakat konuşamıyoruz.
-good morning class
+good morning teacher
-how are you today
+fine thanks and you
- you may sit down
bunun ötesine geçemedik.
ama haklarını da yemeyelim hepimiz anlıyor fakat konuşamıyoruz.
-good morning class
+good morning teacher
-how are you today
+fine thanks and you
- you may sit down
bunun ötesine geçemedik.
devamını gör...
11.
bu meslektaşlarımın ayrı bir aurası var bana göre fakültede öyle di meslekte de öyle
hoşuma da gitmiyor değil
hoşuma da gitmiyor değil
devamını gör...
12.
(bkz: uzun çizme)
devamını gör...
13.
genelde okulun en güzel öğretmeni olurlar.
devamını gör...
14.
eğer öğretmen olsaydım seçeceğim branş bu olurdu. diğer branşlara kıyasla gündelik hayatta -tabi kendini geliştirmişse- en işe yarar bölümdür. globalleşen dünyamızda falan filan mevzuyu biliyorsunuz.
ve sen, peltek olduğu halde canını dişine takarcasına o kelimeleri düzgün bir şekilde öğretmeye çalışan, yer yer dalga geçilmesine maruz kalan, yer yer şikayet edilen ama ne öğretmenliğinden ne de insanlığından ödün vermeyen koca yürekli öğretmen, seni hep güzel hatırlayacağız...
ve sen, peltek olduğu halde canını dişine takarcasına o kelimeleri düzgün bir şekilde öğretmeye çalışan, yer yer dalga geçilmesine maruz kalan, yer yer şikayet edilen ama ne öğretmenliğinden ne de insanlığından ödün vermeyen koca yürekli öğretmen, seni hep güzel hatırlayacağız...
devamını gör...
15.
4 yıldır yaptığım iş. öğretmenlerle dolu bir aileden geliyorum ve annem, dayım ve onun oğlu da ingilizce öğretmeni. ingiliz dili ve edebiyatı çıkışlıyım; ancak 2 öğretmenlik belgem var. ilki yıldız teknik üniversitesi'nden aldığım pedagojik formasyon, diğeri de özel bir kurumdan aldığım; ancak pek bir geçerliliği olmayan tesol belgesi. yanlış anlaşılmasın, tesol geçerli bir belgedir; yalnızca belgeyi veren kurumu pek araştırmadan başladım eğitimlere ve verdikleri belgenin dünya çapında bir geçerliliği olmadığını ortaya çıkardım biraz araştırmayla. biraz boşluğuma geldi denilebilir. yine de bir şeyler katmadı değil.
konusu açılmışken ingilizce öğretmenliği, ingiliz dili ve edebiyatı, amerikan kültürü ve edebiyatı, çevirmenlik ya da dilbilim bölümlerinden birini bitirmiş ve öğretmen olarak geçimini sağlamayı düşünen kişiler için bu belgelerle ilgili birkaç bilgi vermek isterim:
kendinize yapacağınız en iyi yatırım, university of cambridge'in verdiği celta ve sonrasında da delta sertifikalarını almak olacaktır; ancak yükselen döviz kurlarından ötürü epey tuzlu (en son baktığımda 1200 ingiliz sterliniydi). her ne kadar bu sertifika işi bana çok saçma ve haksız gelse de düzen böyle işliyor ne yazık ki ve birçok ayrıcalık kazandırıyor. 4 yıllık ingilizce öğretmenliği bölümü ya da ingilizceyle ilgili bir bölüm okuyanlar boşuna mı okumuş oluyor bu durumda? 4 hafta boyunca her gün gidip alabildiğiniz bir belge sonuçta. böyle bir belgeden ne bekleyebilirsiniz, bilmiyorum. pedagojik formasyon bile 1 yıl sürmüştü ve bana çok şey kattı; ancak 1 yılı bile yeterli görmüyorken, 4 hafta gibi bir süreyi oldukça gülünç buluyorum. öğrendiğiniz şeyleri özümsemek ve kullanmak için yeterli süreniz bile yok ve ders çalışmaktan kusacak konumda buluyorsunuz kendinizi. bir şeyler katmaz mı? kesinlikle bir şeyler katar; ancak öğretmenliği 4 haftalık bir programla öğrenemezsiniz. zaten öğretmen olmak, bilgi birikimi ya da teoriden çok, kişisel özelliklerin ne denli güçlü olduğuna bağlıdır.
bu sertifikalar, yalnızca az önce saydığım bölümleri bitiren kişilere verilseydi bu kadar karşı çıkmayabilirdim. örneğin, abd'de fizyoterapi bölümünü bitirmiş bir kişi, celta ya da tesol belgelerinden birini alıp, yurt dışında herhangi bir ülkede herhangi bir üniversiteye girip çatır çatır para kazanıyor. birkaç farklı kursta çalıştım ve böyle birçok kişiyle karşılaştım. inanın bana, bu tür öğretmenlerin çoğunun aldıkları geri dönüşler hiç iç açıcı değildi. aradan sıyrılanlar yok değildi, az önce dediğim gibi: kişisel özellikler belirler ne kadar iyi bir öğretmen olduğunuzu. ancak genel olarak durum buydu, çünkü öğretmenlik kültürüyle yetişmiş insanlar değillerdi. kendi ülkenizde sizden daha çok para kazanmaları da ayrı bir dokunuyordu ve sinir bozucuydu. ana dili ingilizce olmayan öğretmenlere de birçok ülkede native-like gözüyle bakılıyor bu belgeleri aldıklarında.
konusu açılmışken ingilizce öğretmenliği, ingiliz dili ve edebiyatı, amerikan kültürü ve edebiyatı, çevirmenlik ya da dilbilim bölümlerinden birini bitirmiş ve öğretmen olarak geçimini sağlamayı düşünen kişiler için bu belgelerle ilgili birkaç bilgi vermek isterim:
kendinize yapacağınız en iyi yatırım, university of cambridge'in verdiği celta ve sonrasında da delta sertifikalarını almak olacaktır; ancak yükselen döviz kurlarından ötürü epey tuzlu (en son baktığımda 1200 ingiliz sterliniydi). her ne kadar bu sertifika işi bana çok saçma ve haksız gelse de düzen böyle işliyor ne yazık ki ve birçok ayrıcalık kazandırıyor. 4 yıllık ingilizce öğretmenliği bölümü ya da ingilizceyle ilgili bir bölüm okuyanlar boşuna mı okumuş oluyor bu durumda? 4 hafta boyunca her gün gidip alabildiğiniz bir belge sonuçta. böyle bir belgeden ne bekleyebilirsiniz, bilmiyorum. pedagojik formasyon bile 1 yıl sürmüştü ve bana çok şey kattı; ancak 1 yılı bile yeterli görmüyorken, 4 hafta gibi bir süreyi oldukça gülünç buluyorum. öğrendiğiniz şeyleri özümsemek ve kullanmak için yeterli süreniz bile yok ve ders çalışmaktan kusacak konumda buluyorsunuz kendinizi. bir şeyler katmaz mı? kesinlikle bir şeyler katar; ancak öğretmenliği 4 haftalık bir programla öğrenemezsiniz. zaten öğretmen olmak, bilgi birikimi ya da teoriden çok, kişisel özelliklerin ne denli güçlü olduğuna bağlıdır.
bu sertifikalar, yalnızca az önce saydığım bölümleri bitiren kişilere verilseydi bu kadar karşı çıkmayabilirdim. örneğin, abd'de fizyoterapi bölümünü bitirmiş bir kişi, celta ya da tesol belgelerinden birini alıp, yurt dışında herhangi bir ülkede herhangi bir üniversiteye girip çatır çatır para kazanıyor. birkaç farklı kursta çalıştım ve böyle birçok kişiyle karşılaştım. inanın bana, bu tür öğretmenlerin çoğunun aldıkları geri dönüşler hiç iç açıcı değildi. aradan sıyrılanlar yok değildi, az önce dediğim gibi: kişisel özellikler belirler ne kadar iyi bir öğretmen olduğunuzu. ancak genel olarak durum buydu, çünkü öğretmenlik kültürüyle yetişmiş insanlar değillerdi. kendi ülkenizde sizden daha çok para kazanmaları da ayrı bir dokunuyordu ve sinir bozucuydu. ana dili ingilizce olmayan öğretmenlere de birçok ülkede native-like gözüyle bakılıyor bu belgeleri aldıklarında.
devamını gör...
16.
mevcut sistem yüzünden rahat hareket edilemeyen öğretmenlik türü. bunun neticesinde de "o kadar sene ingilizce gösteriyorlar ama hiçbir şey öğrenmiyoruz, iki lafı bir araya getirip konuşamıyoruz" diye eleştirilen öğretmenlerdir ingilizce öğretmenleri. bu başlık altında da bi kaç tane eleştiri gördüm bu yönde. peki sıkıntı ne?
1- sınavlarda (ör.lgs) ingilizcenin olması.
2-ders saatinin az olması, dersin türkçe işlenmesi.
3-konu içerikleri
1-ilk olarak sınavlarda ingilizce bölümü çıkarılacak. öğretmenin üzerinden o baskı alınacak. ingilizce öğretmenleri öğrencileri sınava hazırlama telaşı yüzünden (haklı olarak) speaking ve listening e önem veremiyor. tek yapılan test çözmek. amaç öğrenciye lgs'de yüksek yaptırmak ve böylece veliden, müdürden, meb'den laf yememek. 2.sınıf öğrencileri bile denemede ingilizce yapmaya çalışıyor. düşük yaptığı zaman da öğretmenine laf ediliyor.
2-ders saati haftada en az 10saate çıkarılmalı ve bunun 5 saati sadece speaking üzerine olmalı. öğretmenin speaking dersinde türkçe konuşması yasaklanmalı. akıcı bir şekilde ingilizce konuşamayan öğretmene bir yaptırım olmalı.
3-müfredat konusunda uzun uzun yazmayacağım. girin internete bi bakın ne demek istediğimi anlarsınız.
elbette bunun dışında farklı sebepler de ekleyebiliriz. şimdilik burda kalsın gerekirse editlerim..
1- sınavlarda (ör.lgs) ingilizcenin olması.
2-ders saatinin az olması, dersin türkçe işlenmesi.
3-konu içerikleri
1-ilk olarak sınavlarda ingilizce bölümü çıkarılacak. öğretmenin üzerinden o baskı alınacak. ingilizce öğretmenleri öğrencileri sınava hazırlama telaşı yüzünden (haklı olarak) speaking ve listening e önem veremiyor. tek yapılan test çözmek. amaç öğrenciye lgs'de yüksek yaptırmak ve böylece veliden, müdürden, meb'den laf yememek. 2.sınıf öğrencileri bile denemede ingilizce yapmaya çalışıyor. düşük yaptığı zaman da öğretmenine laf ediliyor.
2-ders saati haftada en az 10saate çıkarılmalı ve bunun 5 saati sadece speaking üzerine olmalı. öğretmenin speaking dersinde türkçe konuşması yasaklanmalı. akıcı bir şekilde ingilizce konuşamayan öğretmene bir yaptırım olmalı.
3-müfredat konusunda uzun uzun yazmayacağım. girin internete bi bakın ne demek istediğimi anlarsınız.
elbette bunun dışında farklı sebepler de ekleyebiliriz. şimdilik burda kalsın gerekirse editlerim..
devamını gör...
17.
eğer görece iyi bir üniversitede okumuyorsanız işsizliğe yatay geçiştir.
devamını gör...
18.
ingilizce öğretememenliği anlamına gelmektedir.
devamını gör...
19.
bu öğretmen grubu öğretmen liselerinin gözbebekleriydi zamanında hem mezunları ek puanla ingilizce öğretmeni oluyordu hem de hazırlıklıkta her gün her saat ve sonrasında hazırlık kalktıktan da yine en çok ingilizce dersini veren her öğretmen liselinin üzerinde emeği bulunan bu okullara da bütün hocalar gibi ayrı bir sınava girerek ve kazanarak giren güzide öğretmenlerdir.öğretim şekilleri çok değişikti bu hocalarımızın kelime defteri yaptırıp kelimeleri cümlelerle ezberletirlerdi her hafta 20 kelime ve cümle ezberlerdik sonrasında da sözlüler devam ederdi dönem sonu geldiğinde bir bakardık ki bu cümlelerden bildiğin konuşma paragrafları çıkartmaya başlardık bir de anlamsızca phrasal verb çılgınlıkları hat safhadaydı nerde o eski ingilizce öğretmenleri şimdi bakıyorum da kalmamış öyle öğretmenler de liseleri de hepsi uçup gitmiş.
devamını gör...
20.
bu sistemde ingilizce öğretilemiyor diyip isyan edip bıraktığım meslek.
gerçi hiç uzun çizme giymedim diye öğretmenliğim de beni bırakmış olabilir, şuan tam emin olamadım.
gerçi hiç uzun çizme giymedim diye öğretmenliğim de beni bırakmış olabilir, şuan tam emin olamadım.
devamını gör...