kulaklık arızası

yolculuğa çıkarsın her şey yolundadır, keyfin gıcırdır. dersin ki bu keyfi taçlandırayım, güzel bir müzik bulursun, kulaklığınla yarım saat cebelleşir kablo karışıklığını düzeltirsin. sonra kulaklığı telefona takıp kulaklık silikonlarını kulağına yerleştirirsin.
müziği açarsın, dinlemeye başlarsın, gözlerini kapatıp hayaller eşliğinde müziği ruhunda hissetmek istersin, tam o anda kulaklık bozulur ve tek kulaklığın çalışır. her şey yolunda giderken kulaklığın böyle olmasına sinir olursun ve kablosunu oynayarak düzeltmeye çalışırsın. düzeltemediğin gibi sağlam olanı da bozarsın.
hayatta böyle işte, her şey mükemmel giderken bir sorun çıkar, aslında ufak bir şeydir ama senin için devasadır. sorunu halletmeye çalışırsın, her şey daha da kötü olur.

(bkz: utanmadan hala kablolu kulaklık kullanan insan)