yazar: buket uzuner
yayım yılı: 1997
kuzguncuk'ta ailesi ile yaşayan tuna'nın yaşadığı yere ada adında bir kız taşınır ve ada'ya aşık olur fakat bu aşk karşılıklı değildir. bir süre sonra ikisi de farklı insanlarla olur fakat tuna hala ada'yı unutamamıştır. bir gün tuna iç savaş çıktığını ve askere çağırıldığını öğrenir.
yayım yılı: 1997
kuzguncuk'ta ailesi ile yaşayan tuna'nın yaşadığı yere ada adında bir kız taşınır ve ada'ya aşık olur fakat bu aşk karşılıklı değildir. bir süre sonra ikisi de farklı insanlarla olur fakat tuna hala ada'yı unutamamıştır. bir gün tuna iç savaş çıktığını ve askere çağırıldığını öğrenir.
- istanbul üniversitesi iletişim fakültesi ödülü
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "minervanın baykuşu" tarafından 21.12.2020 16:46 tarihinde açılmıştır.
1.
mevlana'nın bir sözüyle başlayan buket uzuner eseridir :
"akıl, aşk ve can!
bu üçü üçgendir.
her derde çare, her yaraya merhemdir. "
kitaplığımda özellikle görünen bir yerde tuttuğum kitaplardan birisidir. kitapta "aşk" ve "iç savaş" stop motion havasıyla anlatılmaktadır sanki. karakterlerin duygularını da gerçekten hissedebiliyorsunuz okurken, sizi de dahil ediyor karakterlerin çocukluk, gençlik ve yetişkinlik yıllarına...
....
kaybettiğiniz birinin ardından söylenebilecek pek bir şey olmasa da paylaşılan şu söz acıtır:
"sevgili kardeşim, ne zaman bir sal yapacağız kendimize ve yelken açacağız gökyüzünden aşağıya?"
"akıl, aşk ve can!
bu üçü üçgendir.
her derde çare, her yaraya merhemdir. "
kitaplığımda özellikle görünen bir yerde tuttuğum kitaplardan birisidir. kitapta "aşk" ve "iç savaş" stop motion havasıyla anlatılmaktadır sanki. karakterlerin duygularını da gerçekten hissedebiliyorsunuz okurken, sizi de dahil ediyor karakterlerin çocukluk, gençlik ve yetişkinlik yıllarına...
....
kaybettiğiniz birinin ardından söylenebilecek pek bir şey olmasa da paylaşılan şu söz acıtır:
"sevgili kardeşim, ne zaman bir sal yapacağız kendimize ve yelken açacağız gökyüzünden aşağıya?"
devamını gör...
2.
buket uzunerin daha çok ve belki ilk kez çok daha yakından tanınmasına vesile olan eseri. karşılıksız bir aşkın işlendiği buruk bir hikaye. mükemmel ve akıcı bir üslup.
devamını gör...
3.
canım aras, hiç tanımadan sevmiştim. nazara geldi çocuk. ada'yı kıskanmış, tuna'ya kızmıştım.
buket uzuner'in en güzel kitaplarından ikincisidir bana göre. ilki iki yeşil susamuru elbette.
tuna'yı merkez alan kitap çocukluğundan yetişkinliğine kadar olan süreçte bazen geçmişi bazen de bugünü anlatır.
bu kitabı okurken bu şarkı yoktu sanırım ama şimdi kitabı düşünürken zihnimde şu şarkı çalmaya başladı.
eskidendi
buket uzuner'in en güzel kitaplarından ikincisidir bana göre. ilki iki yeşil susamuru elbette.
tuna'yı merkez alan kitap çocukluğundan yetişkinliğine kadar olan süreçte bazen geçmişi bazen de bugünü anlatır.
bu kitabı okurken bu şarkı yoktu sanırım ama şimdi kitabı düşünürken zihnimde şu şarkı çalmaya başladı.
eskidendi
devamını gör...
4.
ada ile tuna'nın sürekli çocukluğuna gidip gelmesi tuna'nın askerler tarafından alınışını kabullenmeyip ya da kabullenemeyip bilinçaltının oynadığı bir oyun bir rüya sanması bana kitabı okurken virginia woolf'un bilinç akışı tekniğini hatırlatmıştı.iç savaşın ise adının bir türlü söylenmemesi yani kimin kimle karşı karşıya geldiğinin belli olmaması seferberliğin ne adına olduğunun belirsizliği bana biraz anlamsız gelmişti tuna sorabilirdi kimle çarpışmaya gidiyoruz diye ama tuna'nın savaşı kabullenmemesi gözünü açtığında tüm bunların bir düş olarak yok olacağını düşünmesi savaş kavramına olağan koşullar dışında savaşın anlamsızlığına harika bir göndermeydi.
devamını gör...
5.
şu sıralar okumakta olduğum kitap. güzel bir kitap, akıcı, özellikle çocukluk sahnelerinde merak uyandırarak okutturuyor kendini. ancak tuna'nın iç savaşta yaşadığı olaylar beni sinir hastası etti. 200. sayfadayım, adamın ısrarla söylediği tek şey "şuan bir kabustayım, bilinçaltım bana oyun oynuyor, şuan rüyadayım, karabasan çöktü üzerime" bıdı bıdı. bir kabullen artık be adam!
devamını gör...
