kuran’ın insan yapısı olduğu gerçeği
başlık "neria" tarafından 03.01.2021 01:01 tarihinde açılmıştır.
1.
her defasında and içen bir tanrı var ortada.
düşünün tanrı her defasında; and olsun ki diyor. kime yemin ediyor. neyi ispatlamaya çalışıyor.
ikinci durum ise; hep bir şiddet hep bir kasıp kavurma var.
üçüncü olay; kadın erkek ayrımı yapması...
düşünün tanrı her defasında; and olsun ki diyor. kime yemin ediyor. neyi ispatlamaya çalışıyor.
ikinci durum ise; hep bir şiddet hep bir kasıp kavurma var.
üçüncü olay; kadın erkek ayrımı yapması...
devamını gör...
2.
birçok sorgulayan bireyin farkettiği durumlardan birisidir.
devamını gör...
3.
tanım : ateist kardeşler yine büyük bir keşif yapmış dedirten iddiadır.
devamını gör...
4.
valla bana kimse yok 5 karı alabilirsin, yok onla bunla evlenebilirsin gibi safsata ayetleri olan kitabı gökten indi demesin, inanlara istinaden bir kısmı indi desek bile kesinlikle incil misali belli bir kısmı insan işi dediğim gerçek.
devamını gör...
5.
neria baktın da, neresinden ne anladın.
nasıl baktın ve niye baktın?
adet olduğu üzre sorunsal da dememiş, veya ihtimal.. direkt "gerçek" olarak.. neyse
seni kırmayıp, muhammed(aleyhisselam) yazmış diyelim ve şöyle bir bakalım.
-kendisine değil, allah'a iman edilmesini bildiriyor
-kendisine değil, allah'a kulluk edilmesini bildiriyor.
- "bu kitabın bir benzerini getirin" diyor. bunu söyleyen; sanat, bilim, edebiyat gibi her alanda cahil olan biri.
- daha da iddialı konuşup "benzer on sure getirin" diyor yine yok.
- rest diyor ve "en küçük surenin benzerini getirin" diyor.. yine yok
rivayetlere göre; meydan okuduğu toplum arap ve kuran da o toplumun lisanıyla gönderilmiş. arap yarımadasının en ünlü şairleri; edebi dehaları ve belagat uzmanları.. niceleri o toplumun içinde olmasına rağmen, bir çoban(!) bu şekilde meydan okuyor.. ama maalesef ve maateessüf cevap yok.
hadi bakmaya devam edelim.
-anne karnındaki (bkz: cenin)in 3 aşamada oluştuğunu bildirmesi
- denizin derinliklerinden bilgi vermesi.
- demir'in dünya'ya indirildiğini bildirmesi(dib)
- rumların persleri 10 yıl içinde yeneceğini söylemesi (burada biyük risk almış, benden sonra tufan deyip 100 yıl demesi gerekirdi)
- zenginlik, mal mülk ve güzel kadınlar teklif edilmesine rağmen inancından dönmemesi
- toplumun önünde; hubel putunu kast ederek "şu ilahımıza elini sür* seni takip edeceğiz" teklifini red etmesi ama sonra "eğer nefsine uysaydın seni cehenneme sürüklerdik" diye ayet bildirmesi. (şizofren ve deli olmadığı, bizzat düşmanları tarafından söyleniyor)
- yine kuran'ın bir kaç yerinde kendisini azarlıyor, tabiri caiz ise fırçalıyor.
- zekatı kendisine haram ediyor.
samimi olarak bakılırsa bundan daha fazlası görülebilir.. ki o dönemde aynı bugün olduğu gibi "ne güzel şairsin, neler yazıyorsun böyle muhammed" diyenler de vardi tabii ki.
kuran "iman eden delille iman etsin, inkar eden de delille inkar etsin" diyor.
ben de öyleydim bir zamanlar, ama delille iman edip böyle oldum.. elhamdulillah.
bak elhamdulillah dedim.. elhamdelmuhammed demedim.
nasıl baktın ve niye baktın?
adet olduğu üzre sorunsal da dememiş, veya ihtimal.. direkt "gerçek" olarak.. neyse
seni kırmayıp, muhammed(aleyhisselam) yazmış diyelim ve şöyle bir bakalım.
-kendisine değil, allah'a iman edilmesini bildiriyor
-kendisine değil, allah'a kulluk edilmesini bildiriyor.
- "bu kitabın bir benzerini getirin" diyor. bunu söyleyen; sanat, bilim, edebiyat gibi her alanda cahil olan biri.
- daha da iddialı konuşup "benzer on sure getirin" diyor yine yok.
- rest diyor ve "en küçük surenin benzerini getirin" diyor.. yine yok
rivayetlere göre; meydan okuduğu toplum arap ve kuran da o toplumun lisanıyla gönderilmiş. arap yarımadasının en ünlü şairleri; edebi dehaları ve belagat uzmanları.. niceleri o toplumun içinde olmasına rağmen, bir çoban(!) bu şekilde meydan okuyor.. ama maalesef ve maateessüf cevap yok.
hadi bakmaya devam edelim.
-anne karnındaki (bkz: cenin)in 3 aşamada oluştuğunu bildirmesi
- denizin derinliklerinden bilgi vermesi.
- demir'in dünya'ya indirildiğini bildirmesi(dib)
- rumların persleri 10 yıl içinde yeneceğini söylemesi (burada biyük risk almış, benden sonra tufan deyip 100 yıl demesi gerekirdi)
- zenginlik, mal mülk ve güzel kadınlar teklif edilmesine rağmen inancından dönmemesi
- toplumun önünde; hubel putunu kast ederek "şu ilahımıza elini sür* seni takip edeceğiz" teklifini red etmesi ama sonra "eğer nefsine uysaydın seni cehenneme sürüklerdik" diye ayet bildirmesi. (şizofren ve deli olmadığı, bizzat düşmanları tarafından söyleniyor)
- yine kuran'ın bir kaç yerinde kendisini azarlıyor, tabiri caiz ise fırçalıyor.
- zekatı kendisine haram ediyor.
samimi olarak bakılırsa bundan daha fazlası görülebilir.. ki o dönemde aynı bugün olduğu gibi "ne güzel şairsin, neler yazıyorsun böyle muhammed" diyenler de vardi tabii ki.
kuran "iman eden delille iman etsin, inkar eden de delille inkar etsin" diyor.
ben de öyleydim bir zamanlar, ama delille iman edip böyle oldum.. elhamdulillah.
bak elhamdulillah dedim.. elhamdelmuhammed demedim.
devamını gör...
6.
diğer kutsal kitaplarla anlattıkları bağlamında tutarlılığını görünce önce etkilendiğim, sonra sümer’lere kadar giden bir hikayenin unutulmuş, eksik kötü bir kopyasının olduğunu yıkılarak gördüğüm gerçektir. üzerindeki en büyük doğru oku’dur (bak dediğini yaptık konu nerelere geldi)
devamını gör...
7.
bilimsel gerçeklikten uzak bir iddia.
bana göre şöyle, ona göre şöyle deyip; içi boş bir tezi savunmak da ne bileyim...
bana göre şöyle, ona göre şöyle deyip; içi boş bir tezi savunmak da ne bileyim...
devamını gör...
8.
herkes neye inanıp neye inanmayacağı konusunda özgürdür. bir başkasının düşüncesine de saygım sonsuzdur ta ki bir din için değerli olan bir şeyle dalga geçilinceye kadar. okumak yetmiyor, anlamak da gerekiyor, hissetmek de gerekiyor.
devamını gör...
9.
sayın yazarımız çok büyük tespitler yapmışlar. belli ki çok büyük resim kursuna gitmiş. helal hemen ateist oldum ben. sakın okumayın siz de ateist olursunuz.
devamını gör...
10.
ben buraya tanım yazarım ama moderatörler yine silecek.
devamını gör...
11.
bugün islam dünyasında çakal şeyhler, üçkağıtçı hocalar var, dünyada da birçok peygamberim diye çıkan insanlar var. git bak bakalım nasıl lüks içinde yaşıyorlar. daha bir kaç ay önce güney afrika'da "prophet bushiri" kendine inananlardan milyonlar toplayıp, son model arabalar, en güzel evleri aldı.
eğer peygamberimizin hayatını okursan zengin bir eşi olan çocuklu bir adam olduğunu, ticaret yaptığını, aile kabile bakımından saygı duyulan bir konumda olduğunu görürsün.
ama islam hakkında konuşmaya başladıktan sonra peygamberimiz ve inananları ilk başlarda dalga geçilmiş sonra hakaret, küfür, saldırı, işkence, hapis ve ölüme kadar gitmiş. yani bugünkü fetöcüler yada başka pastayı paylaşanlar gibi refaha, bolluğa gelmemiş tam tersine ellerindeki bolluğu kaybetmiş hem peygamberimiz hem inananlar.
medineye geldikten islam devletini kurduktan sonra da değişen birşey yok. bir devlet başkanı düşün, sana saray yapalım diyen halka yok istemem deyip, vefat edene kadar caminin bir odasında yaşıyor ve oraya gömülüyor, başkaları gibi koskoca türbeler istemiyor.
eğer zaten islamı sevmiyor da kendine bahane arıyorsan zaten ne denilirse denilsin sen iman etmezsin, ama birşeyleri belkide duymamış olduğun için şüphe duyuyorsan, peygamberimizin hayatını oku, sonra kendin karar ver bu adam üçkağıtçı bir yalancımı, değilmi. ondan sonra ister iman et, ister inkar et, sen bilirsin.
eğer peygamberimizin hayatını okursan zengin bir eşi olan çocuklu bir adam olduğunu, ticaret yaptığını, aile kabile bakımından saygı duyulan bir konumda olduğunu görürsün.
ama islam hakkında konuşmaya başladıktan sonra peygamberimiz ve inananları ilk başlarda dalga geçilmiş sonra hakaret, küfür, saldırı, işkence, hapis ve ölüme kadar gitmiş. yani bugünkü fetöcüler yada başka pastayı paylaşanlar gibi refaha, bolluğa gelmemiş tam tersine ellerindeki bolluğu kaybetmiş hem peygamberimiz hem inananlar.
medineye geldikten islam devletini kurduktan sonra da değişen birşey yok. bir devlet başkanı düşün, sana saray yapalım diyen halka yok istemem deyip, vefat edene kadar caminin bir odasında yaşıyor ve oraya gömülüyor, başkaları gibi koskoca türbeler istemiyor.
eğer zaten islamı sevmiyor da kendine bahane arıyorsan zaten ne denilirse denilsin sen iman etmezsin, ama birşeyleri belkide duymamış olduğun için şüphe duyuyorsan, peygamberimizin hayatını oku, sonra kendin karar ver bu adam üçkağıtçı bir yalancımı, değilmi. ondan sonra ister iman et, ister inkar et, sen bilirsin.
devamını gör...
12.
meryem suresinde isa'nın annesi bakire meryem'den uzun uzun bahsederken 28. ayette birden bire "ey harun'un kız kardeşi" şeklinde bir giriş yapar. halbuki harun ve musa'nın kardeşi olan meryem ile isa'nın annesi olan meryem farklı kişilerdir. hatta aralarında 1500 yıl falan var. burada açıkça muhammed'in tarihi bir olaydan bahsederken kişileri karıştırdığı görülüyor.
garanik hadisesi olarak geçen olayda muhammed peygamber, o sıralar halen putperest olan kureyş kabilesinin desteğini almak için kabe'deki 3 büyük putu öven ayetler (necm 19-20-21) okumuş ve bunun üzerine müşrikler de secde etmiş fakat bir grup mümin putlara tapılmasını kabul etmeyince ortalık karışmış bunun üzerine ayetlere tekzip getirilmiş ve muhammed'in şeytan tarafından yanıltıldığı için bu ayetleri okuduğu ifade edilmiştir.
kuran'daki miras ayetleri matematiksel olarak hatalıdır. mirasçıların paylarını topladığınızda çoğu zaman 1'den büyük bazen de 1'den küçük çıkar, nadiren 1'e eşit çıkar. bu hata daha ilk zamanlar farkedilmiş ama kimse ağzını açıp da bu hatalıdır diyememiş fakat sorun öylesine içinden çıkılmaz bir hal almış ki çok geçmeden daha hz. ömer'in halifeliği sırasında (muhammed'in ölümünden bir kaç yıl sonrası) avliye yöntemi denen bir yöntemle sorun giderilmeye çalışılmış. fakat bu yöntemin sorunu kuran'da vadedilen oranları değiştirmesidir. yani aslında kuran'ın apaçık emrine karşı gelmektedir. öte yandan matematiğin de şakası yoktur.
hz muhammed'in pek çok eşi var. sayıları tam bilinmiyor fakat cariyeleri hariç en az 9 evlilik yaptığı düşünülüyor. 16 diyen de var. bütün eşlerin bir sırası var, her geceyi farklı biriyle geçiriyor. eşleri içinde en çok bildiğimiz ve bence çok ilginç bir karakter olan ayşe biraz inatçı, sözünü asla sakınmıyor. muhammed ile daha fazla gece geçirmek için ayrıcalık istediğinde bir anda ahzab 51 suresi iniyor: "(ey muhammed) onlardan (yani karılarından) diledigini geriye bırakır, diledigini öne alabilirsin..." yani kişiye özgü ve cimayla ilgili bir ayet iniyor?!?!
peygambere helal kılınan kadınlar muhteviyatlı ahzab 50 inince ise hz. ayşe dayanamıyor ve "görüyorum ki rabbin senin keyfine koşturuyor" diyor. ahzab 50 o günün standartlarına göre bile skandal bir ayet: "ey peygamber! mehirlerini verdigin eşlerini , allah'ın sana ganimet olarak verdiği cariyeleri, seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını ve peygamber nikâhlamayı diledigi takdirde -müminlerden ayrı, sırf sana mahsus olmak üzere- kendisinin mehrini peygambere hibe eden mü'min kadını almanı helâl kılmışızdır..”
peygamber, cariyesi mariya ile cima halindeyken eşlerinden biri ve aynı zamanda hz. ömer'in de kızı olan hafsa tarafından basılır. olay hafsa'nın evinde ve hatta hafsa'nın yatağında gerçekleştiği için hafsa hakarete uğramış hisseder ve bu olaydan sonra deyim yerindeyse çarşı karışır. hz muhammed bir daha mariya ile yatmayacağına dair hafsa'ya yemin eder, olayı da kimseye anlatma der ama hafsa gidip ayşe'ye anlatır. hz muhammed eşlerini terkeder. onları boşadığı dedikodusu yayılır. bunun üzerine bir anda tahrim suresi'nin ilk beş ayeti iner. kaynak: taberi, camiu’l-beyân, 28/102
peygamber evlat edindiği zeyd'in karısını beğenir. zeyd bunu anlayınca durumu kendine yediremez ve karısını boşar. normalde o günün arap toplumu için bile yuh denebilecek bir girişim olan kendi evladının hanımıyla evlenme olayının önünü açmak için ahzab 37 iner.
pek çok ayette "allah'a andolsun ki" diyerek allah kendine and içer: meryem 68, mearic 40, nahl 56, nahl 63. bu ayetlerin apaçık bir insan tarafından söylendiği ortadadır.
hicr 72'de allah peygambere and içmektedir: “resulüm! ömrüne yemin olsun ki gerçekten onlar, sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlardı”
kuran'da kimin konuştuğu belli değil. bazı yerlerde allah konuşuyor. bazı yerlerde "o" diyor. bazı yerlerde muhammed konuşurken bazı yerlerde biz diyor?!?!
kaf 1 "şanı yüce kur’an’a yemin olsun!" diye başlar. fakat ortada henüz bir kuran yoktur. ayetlerin toplanıp ciltlenmesi ve kuran adının verilmesi çok sonraları olduğundan bu ayet ciltleme sırasında eklenmiş olabilir.
pek çok ayette gündüze, geceye, güneşe, aya, göğe, şafağa yemin etmektedir. allah niçin bunlara yemin etmektedir ki?
kuran sayısız yerde yemin ediyor, bazen yeminler yetmiyor olacak ki pekiştirme ihtiyacı hissediyor: "nasıl, bunlarda bir akıl sahibi için yemin var değil mi?" (fecr 5)
tevbe 30: "yahudiler üzeyir allah’ın oğludur dediler, hıristiyanlar da "mesih (isa) allah’ın oğludur" dediler. bunlar, daha önceki inkârcıların söylediklerine benzer biçimde ağızlarından çıkan sözlerdir. allah onları kahretsin! (gerçeklerden) nasıl da yüz çeviriyorlar!" bu ayette allah, "allah onları kahretsin" diyor?!?
kalem ve müdessir surelerinde velid için pek çok kereler sövüyor. soysuz diyor, aşağılık diyor, piç diyor, kaba saba diyor, saldırgan diyor. peki kim bu velid? acaba o mu? evet ta kendisi: halid bin velid. müminlerin yenilmez komutanı. aslında babasından bahsediyor ama ayette oğlundan da bahis var. kendisi olmasa bu kadar yayılamayacak olan, mükemmel bir askeri kariyeri olan, islami perspektiften bakınca çok değerli ve mübarek bir şahıs olması gereken halid bin velid'in islam sancağını zaferlere taşıyacağını önceden göremiyor allah ve babasına küfrediyor!
ay, güneş, dünya ve bunların hareketlerine dair son derece kafa karıştırıcı bilgiler vermektedir. bırakın sıradan bir insanı, eğitimli bir insanın dahi bu ayetleri okuyup bütünlüklü bir sonuca ulaşması imkansızdır. zaten ayetlerin tefsiri konusunda her kafadan ayrı bir ses çıkmaktadır. muhammed'in astronomi bilgisinin kulaktan dolma olduğu barizdir.
sperm ve yumurta hücrelerinin kaynağını yanlış vermektedir. (tarık 5-7)
göğü tıpkı antik filozoflar ve pagan dinlerindeki gibi tasvir etmektedir. yani dik duran ve düşmeyen bir kubbe gibi. hacc 65 "görmüyor musun ki, allah yeryüzündekileri ve o’nun emriyle denizde akıp giden gemileri sizin hizmetinize verdi! kendi izni olmadıkça yerkürenin üzerine düşmemesi için göğü tutan da o’dur."
bakara 62'de yahudilere ve hristiyanlara korkmasınlar, onlar da doğru yolda derken diğer pek çok ayette bu dedikleriyle çelişiyor. örneğin ali imran 85, tevbe 30, maide 64
nahl 101'de açıkça ayetlerin değişebileceğinden bahsediyor. bu da haliyle pek çok ayetin değiştirilmiş olabileceğine işarettir.
pek çok ayette göğü ve yeri 6 günde yarattığından bahsediyor. burada klasik savunma orada zaman algısı farklıdır şeklinde. peki bir de şu ayetlere bakalım:
mearic 4: “melekler ve ruh, miktarı ellibin yıl süren bir gün içinde ona çıkar”
hacc 47: “..muhakkak ki, rabbinin nezdinde bir gün sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir.”
secde 5: “allah, gökten yere kadar her işi düzenleyip yönetir. sonra (bütün bu işler) sizin sayageldiklerinize göre bin yıl tutan bir günde o'nun nezdine çıkar.”
fussilet 9-10'da sabit dağlar yerleştirdiğinden bahsediyor fakat dağlar sabit değildir, jeolojik oluşumlardır.
anlayın diye arapça indirdik diyor. zaten araplara inen bir kitap için neden bunu söylüyor? evrensel bir dinse o zaman neden arapça indiriyor?
kamer suresi ayın yarılmasından bahseder. ne var ki islam alimleri 1400 yıldır bu işin içinden çıkamamıştır. ayeti herkes farklı yorumlamakta ve bir sonuca varılamamaktadır. kuran'da bunun gibi yüzlerce ihtilaflı ayet vardır. mezhepler de zaten böyle doğmuştur. birinin ak dediğine diğeri kara demektedir. oysa ki kuran bizzat kendi ifadesiyle apaçıktır. hiçbir yardımcıya da ihtiyacı yoktur. pratikte ise bir satırlık ayetler paragraflarca süren tefsirlerle açıklanmaktadır. üstelik her mezhep ve mezheplerin de her kolu kendi bildiğince açıklamaktadır.
ahzab 53'te zırt pırt peygamberin evine gelip de çok oturmayın der. peygamber kendisi söylemekten çekindiği için allah'a söyletiyor.
kuran'da 29 ayet sadece harflerden oluşmaktadır. evet bildiğiniz harfler. yani kelime, cümle falan yok. elif lam mim (e-l-m) ya da ya sin (y-s) gibi. bunların ne olduğuna dair bugüne kadar doyurucu bir açıklama yapılmış değil. kimileri bunları allah ile elçisi arasında şifreli bir mesajlaşma olarak kabul ediyor. kimilerine göreyse bunlar hz muhammed'in sara krizlerine girdiği sırada ağzından çıkan anlamsız sözler. bu konuda bir kanıt yok fakat her konuda soru sormaktan çekinmeyen, gusül nasıl alınır bize göstersene diye hz ayşe'nin kapısına bile giden müminlerin bu harflerin anlamlarını bir kere bile sormaması ilginç.
kuran'da en sık geçen ve tekrardan ibaret olan ayetlerin sayısı yaklaşık 2 bin. toplam 6 bin küsür ayet olduğunu düşünürsek çok fazla boşluk doldurma var diyebiliriz. "her şey kuran'da anlatılamazdı, bu bir biyoloji ya da astronomi kitabı değil" diyenler için üzerinde düşünülmesini gerektirecek kadar büyük bir sayı.
bunların haricinde kuran'da pek çok gramer hatası var, arapça bilmediğim için o konulara girmek istemedim.
garanik hadisesi olarak geçen olayda muhammed peygamber, o sıralar halen putperest olan kureyş kabilesinin desteğini almak için kabe'deki 3 büyük putu öven ayetler (necm 19-20-21) okumuş ve bunun üzerine müşrikler de secde etmiş fakat bir grup mümin putlara tapılmasını kabul etmeyince ortalık karışmış bunun üzerine ayetlere tekzip getirilmiş ve muhammed'in şeytan tarafından yanıltıldığı için bu ayetleri okuduğu ifade edilmiştir.
kuran'daki miras ayetleri matematiksel olarak hatalıdır. mirasçıların paylarını topladığınızda çoğu zaman 1'den büyük bazen de 1'den küçük çıkar, nadiren 1'e eşit çıkar. bu hata daha ilk zamanlar farkedilmiş ama kimse ağzını açıp da bu hatalıdır diyememiş fakat sorun öylesine içinden çıkılmaz bir hal almış ki çok geçmeden daha hz. ömer'in halifeliği sırasında (muhammed'in ölümünden bir kaç yıl sonrası) avliye yöntemi denen bir yöntemle sorun giderilmeye çalışılmış. fakat bu yöntemin sorunu kuran'da vadedilen oranları değiştirmesidir. yani aslında kuran'ın apaçık emrine karşı gelmektedir. öte yandan matematiğin de şakası yoktur.
hz muhammed'in pek çok eşi var. sayıları tam bilinmiyor fakat cariyeleri hariç en az 9 evlilik yaptığı düşünülüyor. 16 diyen de var. bütün eşlerin bir sırası var, her geceyi farklı biriyle geçiriyor. eşleri içinde en çok bildiğimiz ve bence çok ilginç bir karakter olan ayşe biraz inatçı, sözünü asla sakınmıyor. muhammed ile daha fazla gece geçirmek için ayrıcalık istediğinde bir anda ahzab 51 suresi iniyor: "(ey muhammed) onlardan (yani karılarından) diledigini geriye bırakır, diledigini öne alabilirsin..." yani kişiye özgü ve cimayla ilgili bir ayet iniyor?!?!
peygambere helal kılınan kadınlar muhteviyatlı ahzab 50 inince ise hz. ayşe dayanamıyor ve "görüyorum ki rabbin senin keyfine koşturuyor" diyor. ahzab 50 o günün standartlarına göre bile skandal bir ayet: "ey peygamber! mehirlerini verdigin eşlerini , allah'ın sana ganimet olarak verdiği cariyeleri, seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını ve peygamber nikâhlamayı diledigi takdirde -müminlerden ayrı, sırf sana mahsus olmak üzere- kendisinin mehrini peygambere hibe eden mü'min kadını almanı helâl kılmışızdır..”
peygamber, cariyesi mariya ile cima halindeyken eşlerinden biri ve aynı zamanda hz. ömer'in de kızı olan hafsa tarafından basılır. olay hafsa'nın evinde ve hatta hafsa'nın yatağında gerçekleştiği için hafsa hakarete uğramış hisseder ve bu olaydan sonra deyim yerindeyse çarşı karışır. hz muhammed bir daha mariya ile yatmayacağına dair hafsa'ya yemin eder, olayı da kimseye anlatma der ama hafsa gidip ayşe'ye anlatır. hz muhammed eşlerini terkeder. onları boşadığı dedikodusu yayılır. bunun üzerine bir anda tahrim suresi'nin ilk beş ayeti iner. kaynak: taberi, camiu’l-beyân, 28/102
peygamber evlat edindiği zeyd'in karısını beğenir. zeyd bunu anlayınca durumu kendine yediremez ve karısını boşar. normalde o günün arap toplumu için bile yuh denebilecek bir girişim olan kendi evladının hanımıyla evlenme olayının önünü açmak için ahzab 37 iner.
pek çok ayette "allah'a andolsun ki" diyerek allah kendine and içer: meryem 68, mearic 40, nahl 56, nahl 63. bu ayetlerin apaçık bir insan tarafından söylendiği ortadadır.
hicr 72'de allah peygambere and içmektedir: “resulüm! ömrüne yemin olsun ki gerçekten onlar, sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlardı”
kuran'da kimin konuştuğu belli değil. bazı yerlerde allah konuşuyor. bazı yerlerde "o" diyor. bazı yerlerde muhammed konuşurken bazı yerlerde biz diyor?!?!
kaf 1 "şanı yüce kur’an’a yemin olsun!" diye başlar. fakat ortada henüz bir kuran yoktur. ayetlerin toplanıp ciltlenmesi ve kuran adının verilmesi çok sonraları olduğundan bu ayet ciltleme sırasında eklenmiş olabilir.
pek çok ayette gündüze, geceye, güneşe, aya, göğe, şafağa yemin etmektedir. allah niçin bunlara yemin etmektedir ki?
kuran sayısız yerde yemin ediyor, bazen yeminler yetmiyor olacak ki pekiştirme ihtiyacı hissediyor: "nasıl, bunlarda bir akıl sahibi için yemin var değil mi?" (fecr 5)
tevbe 30: "yahudiler üzeyir allah’ın oğludur dediler, hıristiyanlar da "mesih (isa) allah’ın oğludur" dediler. bunlar, daha önceki inkârcıların söylediklerine benzer biçimde ağızlarından çıkan sözlerdir. allah onları kahretsin! (gerçeklerden) nasıl da yüz çeviriyorlar!" bu ayette allah, "allah onları kahretsin" diyor?!?
kalem ve müdessir surelerinde velid için pek çok kereler sövüyor. soysuz diyor, aşağılık diyor, piç diyor, kaba saba diyor, saldırgan diyor. peki kim bu velid? acaba o mu? evet ta kendisi: halid bin velid. müminlerin yenilmez komutanı. aslında babasından bahsediyor ama ayette oğlundan da bahis var. kendisi olmasa bu kadar yayılamayacak olan, mükemmel bir askeri kariyeri olan, islami perspektiften bakınca çok değerli ve mübarek bir şahıs olması gereken halid bin velid'in islam sancağını zaferlere taşıyacağını önceden göremiyor allah ve babasına küfrediyor!
ay, güneş, dünya ve bunların hareketlerine dair son derece kafa karıştırıcı bilgiler vermektedir. bırakın sıradan bir insanı, eğitimli bir insanın dahi bu ayetleri okuyup bütünlüklü bir sonuca ulaşması imkansızdır. zaten ayetlerin tefsiri konusunda her kafadan ayrı bir ses çıkmaktadır. muhammed'in astronomi bilgisinin kulaktan dolma olduğu barizdir.
sperm ve yumurta hücrelerinin kaynağını yanlış vermektedir. (tarık 5-7)
göğü tıpkı antik filozoflar ve pagan dinlerindeki gibi tasvir etmektedir. yani dik duran ve düşmeyen bir kubbe gibi. hacc 65 "görmüyor musun ki, allah yeryüzündekileri ve o’nun emriyle denizde akıp giden gemileri sizin hizmetinize verdi! kendi izni olmadıkça yerkürenin üzerine düşmemesi için göğü tutan da o’dur."
bakara 62'de yahudilere ve hristiyanlara korkmasınlar, onlar da doğru yolda derken diğer pek çok ayette bu dedikleriyle çelişiyor. örneğin ali imran 85, tevbe 30, maide 64
nahl 101'de açıkça ayetlerin değişebileceğinden bahsediyor. bu da haliyle pek çok ayetin değiştirilmiş olabileceğine işarettir.
pek çok ayette göğü ve yeri 6 günde yarattığından bahsediyor. burada klasik savunma orada zaman algısı farklıdır şeklinde. peki bir de şu ayetlere bakalım:
mearic 4: “melekler ve ruh, miktarı ellibin yıl süren bir gün içinde ona çıkar”
hacc 47: “..muhakkak ki, rabbinin nezdinde bir gün sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir.”
secde 5: “allah, gökten yere kadar her işi düzenleyip yönetir. sonra (bütün bu işler) sizin sayageldiklerinize göre bin yıl tutan bir günde o'nun nezdine çıkar.”
fussilet 9-10'da sabit dağlar yerleştirdiğinden bahsediyor fakat dağlar sabit değildir, jeolojik oluşumlardır.
anlayın diye arapça indirdik diyor. zaten araplara inen bir kitap için neden bunu söylüyor? evrensel bir dinse o zaman neden arapça indiriyor?
kamer suresi ayın yarılmasından bahseder. ne var ki islam alimleri 1400 yıldır bu işin içinden çıkamamıştır. ayeti herkes farklı yorumlamakta ve bir sonuca varılamamaktadır. kuran'da bunun gibi yüzlerce ihtilaflı ayet vardır. mezhepler de zaten böyle doğmuştur. birinin ak dediğine diğeri kara demektedir. oysa ki kuran bizzat kendi ifadesiyle apaçıktır. hiçbir yardımcıya da ihtiyacı yoktur. pratikte ise bir satırlık ayetler paragraflarca süren tefsirlerle açıklanmaktadır. üstelik her mezhep ve mezheplerin de her kolu kendi bildiğince açıklamaktadır.
ahzab 53'te zırt pırt peygamberin evine gelip de çok oturmayın der. peygamber kendisi söylemekten çekindiği için allah'a söyletiyor.
kuran'da 29 ayet sadece harflerden oluşmaktadır. evet bildiğiniz harfler. yani kelime, cümle falan yok. elif lam mim (e-l-m) ya da ya sin (y-s) gibi. bunların ne olduğuna dair bugüne kadar doyurucu bir açıklama yapılmış değil. kimileri bunları allah ile elçisi arasında şifreli bir mesajlaşma olarak kabul ediyor. kimilerine göreyse bunlar hz muhammed'in sara krizlerine girdiği sırada ağzından çıkan anlamsız sözler. bu konuda bir kanıt yok fakat her konuda soru sormaktan çekinmeyen, gusül nasıl alınır bize göstersene diye hz ayşe'nin kapısına bile giden müminlerin bu harflerin anlamlarını bir kere bile sormaması ilginç.
kuran'da en sık geçen ve tekrardan ibaret olan ayetlerin sayısı yaklaşık 2 bin. toplam 6 bin küsür ayet olduğunu düşünürsek çok fazla boşluk doldurma var diyebiliriz. "her şey kuran'da anlatılamazdı, bu bir biyoloji ya da astronomi kitabı değil" diyenler için üzerinde düşünülmesini gerektirecek kadar büyük bir sayı.
bunların haricinde kuran'da pek çok gramer hatası var, arapça bilmediğim için o konulara girmek istemedim.
devamını gör...
13.
mesela islam alimleri hz. mariye olarak hitap ederken , araştırma kitaplarında mâriye el-kıbtiyye olarak geçer.
devamını gör...
14.
malumun ilanı.
devamını gör...
15.
devamını gör...
16.
(bkz: kuran'ın insan yapısı olduğunun delilleri)
yadsınamaz acı bir gerçektir. kur'an; allah sözü değil, insan uydurması bir kitaptır. kur'an-ı kerimin birçok ayetinde arabın allah'ı, olur olmaz her şeye yemin ediyor. ekstradan çok eşlilik, şiddet, ilgili konular hakkında açıklamalar yapılırken skandal açıklamalar vb. tuhaf şeyler var.
yeryüzünde ne söylendiyse insanlar söyledi, ne yazıldıysa insan yazdı. ne mutlu bu kanlı, vahşi masalları sorgulayabilene ve dinin prangasından kurtulabiline...
yadsınamaz acı bir gerçektir. kur'an; allah sözü değil, insan uydurması bir kitaptır. kur'an-ı kerimin birçok ayetinde arabın allah'ı, olur olmaz her şeye yemin ediyor. ekstradan çok eşlilik, şiddet, ilgili konular hakkında açıklamalar yapılırken skandal açıklamalar vb. tuhaf şeyler var.
yeryüzünde ne söylendiyse insanlar söyledi, ne yazıldıysa insan yazdı. ne mutlu bu kanlı, vahşi masalları sorgulayabilene ve dinin prangasından kurtulabiline...
devamını gör...
17.
diyelim ki kuran tanrı kelamı. yine de bir sorun var. kuran peygambere indiği zaman yazılmadı. peygamberin ölümünden sonraki yıllarda ebubekir döneminde yazıldı. tıpkı incil'in isa'nın ölümünden sonra yazılmış olması gibi. neden bu kitapları kağıda aktarmak için peygamberlerin ölümü beklendi. yalanlayamasınlar diye olabilir mi.
bu kitaplardaki insan faktörü inkar edilemez.
bu kitaplardaki insan faktörü inkar edilemez.
devamını gör...
18.
mutlaktır. bana göre de yani. ayrıca peygamber öldükten sonra yazıldığı da doğrudur.
tarihsel kaynaklara göre, ayetler özel olarak seçilmiş kişilere ezberlettirilmiştir. daha sonradan yazılarak kayda geçirilmek üzere. peki neden hemen yazıya dökülmemiştir? yine tarihsel kaynaklar, amiyane tabirle, ortalığın o dönemde çok karışık olduğunu, ortalalıkta sözde bir peygamber dolaştığının duyulduğunu ve tartışıldığını, her şeye karşı bir takım stratejiler düşünüp taşınan peygamberin ekibinin gerekli zümre ve hanedanlar ile anlaşma ve savaşlar tamamlanmadan kur'an'ı yazdırmadıklarını bildirmektedirler.
ayrıca kur'an'ın orjinalitesine gelebilecek zararlardan duyulan büyük endişenin de böyle bir duruma katkı sağladığı iddia edilmektedir.
tarihsel kaynaklara göre, ayetler özel olarak seçilmiş kişilere ezberlettirilmiştir. daha sonradan yazılarak kayda geçirilmek üzere. peki neden hemen yazıya dökülmemiştir? yine tarihsel kaynaklar, amiyane tabirle, ortalığın o dönemde çok karışık olduğunu, ortalalıkta sözde bir peygamber dolaştığının duyulduğunu ve tartışıldığını, her şeye karşı bir takım stratejiler düşünüp taşınan peygamberin ekibinin gerekli zümre ve hanedanlar ile anlaşma ve savaşlar tamamlanmadan kur'an'ı yazdırmadıklarını bildirmektedirler.
ayrıca kur'an'ın orjinalitesine gelebilecek zararlardan duyulan büyük endişenin de böyle bir duruma katkı sağladığı iddia edilmektedir.
devamını gör...
19.
yakın zamanda yapay zekaya kutsal kitaplara benzer kitaplar yazdırılıp bu kitaplar birsürü insana okutulmuş. okuyanların dediklerine göre kutsal kitaplara kıyasla çok daha ikna edicilermiş. kitapların isimlerini hatırlayınca editleyeceğim.
devamını gör...
20.
cehennemi garantileyen solcu tip beyanı.
devamını gör...