kısa film / korku
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

sinema tarihinin ilk korku filmi olarak gösterilen film. yılı bazı kaynaklarda 1896 , bazı kaynaklarda ise 1897 olarak gösteriliyor ama genel ifade 1896 yılı yapımı olduğu şeklinde. bu kısa film 3 dk 18 sn sürüyor ve yine sektörün öncüsü george melies imzalı.

film ingilizce olarak the house of the devil olarak geçiyor;adını 'şeytanın malikanesi' olarak çevirebiliriz. başta yazdığım gibi bu film bir korku filmi. melies bu filmde sihirbazlık yeteneğini de kullanmış ve tarihin ilk görsel efektlerini kullanmış. filmin içeriğini kısaca açıklarsam (zaten topu topu 3 dk), ilk sahnede bir yarasa görüyoruz. yarasa bir süre sonra, şeytan olarak tabir edilen adama dönüşüyor. sonraki sahnede çıkan kazanda,şeytan bazı büyüler yapıp, kazandan bir şeyler çıkartıyor. sonradan sahneye malikanenin 2 muhafızı giriyor. bu sıra şeytan gözden kayboluyor. bu sırada muhafızları korkutmak için, bir yaratık çıkıp dürtüyor ve kayboluyor; eşyaların da yerleri değiştiriliyor. muhafızlar olanlara anlam veremezken, hayaletler çıkıyor ortaya(hayalet de diyebilirz,cadı da.. görüntü malum çok net değil,ben beyaz giydikleri için hayalet dedim). muhafızlardan biri korkup balkondan atlıyor,diğer muhafız da bayılıyor. ayılınca hayaletlerle göz göze kalıyor, hayaletler kabyolunca da şeytan çıkıyor ortaya. şeytana haç tutan muhafız şeytanı kaçırıyor ve film bitiyor.

spoiler kullanmaya gerek duymadım. zaten 3 dklık bir fim,içinde gizem faktörü yok*. ama çekim teknikleri takdir edilesi. ara geçişlerini iyi yapmış, pek kopukluk hissetmiyorsunuz. ay'a yolculuk filmindeki gibi hareketli dekor bu filmde yok. tek mekanda geçiyor zaten. filmi de bırakıyorum aşağıya. izleyecek olana iyi seyirler.
devamını gör...
bu ara bir sıkıntı var ama hayır olsun diyelim. * kabuğuma zihin okuyucu falan mı yerleştirdiler ya da çip mi taktılar bilemiyorum ama işler hiç iç açıcı bir noktaya gitmiyor. sayın @karanliktakimum editör olduğundan beri ya açmayı düşündüğüm başlıkları açıyor ya da yazmayı düşündüğüm başlıklara yazıyor. dürüstçe söyleyin yazarları nasıl takip ediyorsunuz? nasıl bir teknoloji kullanıyorsunuz? benjamin nedenyahu yatırımcıyı gerçekten sözlük için mi arıyor, yoksa bu zihin okuma işleri için mi? biz denek miyiz? tüm bunları artık açıklığa kavuşturmanızın zamanı geldi. siz, bize bilgileri tüm açıklığı ile iletin biz adınızı vermeden ajansta yayınlarız. korku filmi başlığında korkmayın çağrısı yapmam da manidar oldu ama neyse... *

neyse gelelim mevzuya, evvela filmin ana karakteri mephisto. mephisto şekil değiştirebilen bir yaratık. iblisin önde gideni. kendisi diablo'da da var ama konu o değil. yalnız yönetmen daha 1896 tarihinden bize nanik yapıp, bizi ters köşeye yatırma işine girişmiş. abicim sen niye filmi yarasa ile başlatıyorsun? neden millette dracula gelecek dertler bitecek algısı oluşturuyorsun? ben bu filmi ilk izlediğimde ciddi ciddi dracula yanılsamasına kapılmıştım. üç dakikalık filmin değerlendirmesinden, incelemesinden ne olacak, otur izle işte diyerek olaya daldım ve golü yedim. yani yarasayı görünce bu sözlüğün yarasasıdır ya da dracula'dır diye düşünmeyin. zaten olaya öyle başlarsanız sonraki sahnelere ne alaka diyorsunuz. * vampir dediğin kan emer, şöyle damardan iki üç şırınga çeker. nerdeee... varsa yoksa illüzyon. ancak filmin girişinde yarasının süzülme sahnesi muazzam. insan hiç bitmesin istiyor. * sonrasında şekil değiştirip insan formuna geçtiğinde ise elini başına götürüp durması çok sevimli. ulan nasıl bir şeytanlık yapsam da ortalığı birbirine katsam havasını çok güzel vermiş. gülümsetiyor. sonra cadı kazanı tam bir sürpriz doğum günü pastası gibi. maşallahı var. bu arada hayaletler hayalet orada sıkıntı yok bence. * dürten yaratıkta cadı. ama zebani taktikleri uyguluyor.

aradan 1 asırdan fazla bir süre geçmiş ama insanların korku algısının çok da değişmediğini görüyorsunuz. sadece yansıtma biçimi ve teknoloji farklı. o yüzden dünyanın ilk korku filmini gülümseyerek izliyorsunuz. filmi o yıllarda izlemiş olsak, büyük ihtimal, aaa, uuu, vay anasını tarzı tepkiler vererek seyretmiş olacaktık. ha ben hala vay anasını diyorum. yalnız bana göre filmin en baba sahnesi hayaletlerin süpürgeli cem döndüğü sahne. haç falan onun gölgesinde kalıyor. * al işte 3 dakikalık filme yazdığımız tanıma bak. daha yığınla şey yazılır da bunlar iyice kafayı yemiş dedirtmem ben kendime. * hatta bu yazıyı okuyacağınıza siz direkt olarak filmi izleyin. tabi, bunu tanımın sonunda söylemiş olmam bayağı bir anlamlı oldu. sorumluluk savıyorum. * şu çip meselesini de açıklığa kavuşturalım artık. hadi bana eyvallah. *
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"le manoir du diable" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim