ligi bilen hoca

spor basınındaki en büyük klişelerden. nerde ne yenir, hangi şehrin kebabı iyidir, baklavası güzeldir bunları bilmeyen hoca da ne bileyim. al mesela jorge jesus geliyor fenere. adam nerden bilecek adana mı antep kebabı mı biri anlatmadan.

türk futbol camiasının en büyük saçmalıklarından biri bu. kulüpleri sosyal medyaya ve nemalanan spor yorumcularına göre yönetirsen bu klişelere de maruz kalırsın.

beşiktaş sergin yalçın'ı getirdi. fenerbahçe yine ismail kartal'ı düşünüyor. okan buruk başarısız olırsa fatih terim, fatih tekke de başarısız olursa şenol güneş gelecek. hikmet karaman, çağdaş atan v.b. sürekli başarısız olup da iş bulan teknik direktörlere girmiyorum bile.

istikrarın ne demek olduğunu, ülke sınırlarından çıkıp da saçma sapan takımlara elenince anlıyoruz ne yazık ki.

yani mevzu ali, dursun falan değil. kulüpleri avrupadaki örnekleri gibi şirkete çevir. başkan seçme. parası olan kulübü alsın. kendi şirketini idare eder gibi etsin. bak o zaman zarar ediyor mu? taraftar gazıyla hareket ediyor mu? bu saçmalıklara maruz kalıyor mu?

şu terimi genel olarak tüm sektörlere uygulasak çalışacak insan bulamazlar. herhangi bir yeni mezunun iş bulma imkanı sıfır olur. olm, işi öğrenme kapasitesi olan birini getirirsin. işin yoğunluğuna, zorluğuna göre bir alışma süresi verirsin ve uyum sağlamasını beklersin.

adamlar ligi bilen hoca diye vasatı çevirip duruyorlar. dünya kadar para harcayıp, karşılığında hiçbir şey alıyorlar. böyle yöneticilik yapılıyorsa, ben de yapayım lan. nasılsa zarar etme ihtimalin yok. borç, harç olursa da, devletimiz sağolsun hallediyor. tertemiz iş vallahi.