lohusa (film)

izledim, keyifliydi. bazı bölümlerde uyuyacak gibi oldum mu? evet, çünkü son seanstı ve çok yorgundum.. fakat espriler yerindeydi. film gerçek hayatı da yansıtıyor. bu süreçlerden geçenler empati kurabilir. bence de tüm erkekler bir izlemeli. sonuç olarak gupseciğime hayranlığım bir kat arttı diyebiliriz. he en büyük eleştirim şu; anladık, sponsorluk aldınız. ama ürün yerleştirmenin “suyunu” çıkarmışlar.

film berbat.
genelde bu tarz film yorumlarında dikkat ederim. sonuçta kişiden kişiye değişir. ben etkilenmem bir başkası etkilenir. ama bu sefer net duygularımla yazacağım. çünkü ilk defa gitme fikri olanlara dur yapma diyesim geldi. 2 saatime yazık ettim. bu kadar basit bir anlatıma sinema filmi denmesi çok saçma geliyor. gerçekten şunun adına film mi dediniz? bir de herkes beklentiyi yüksek tutuyor. yok efendim yorumlar iyi. yapmayın gözünüzü seveyim. o parayı çöpe atmayın. ben de yanıldım. çok güzel reklamı yapıldı ketenpereye geldim. eltilerin savaşına dalgasıyla girip iyi çıktığına nasıl şaşırdıysam buna da hangi kafayla girdiğimi bilmeyeyip bu kadar kötü nasıl olabilir diye şaşırdım. paranıza yazık etmeyin bakın tekrar hatırlatıyorum. bundan sonra adı lohusa, kına gecesi, sıra gecesi olan filmlere girme hemi vişne.

çoğu yeri abartı ve saçma.daha gerçekçi olabilirmiş.oyunculuklar iyi de senaryo maalesef türk standartlarında.daha çok kadınlara göre bir film.

bir kıvanç baruönü filmidir.

filmin senaryosunu gupse özay yazmıştır. filmin başrollerinde senarist gupse özay ve onur gürçay oynamıştır. filmde bu ikiliye esra ruşan, hazal türesan, su sanad, elif nur kerkük ve birsen dürülü eşlik etmiştir.

bir sinema sever, iyi kötü ayırt etmeden çoğu filmi izleyen dengesiz bir izleyici olarak türk filmlerini destekleme taraftarıyım. vasat ve vasatın altında filmlerde bir şekilde sinemanın gelişmesine katkı sağlar bence. bu film de vasat filmlerden biri idi.

gupse özay görümce, gelin, elti, bacı gardaş filmlerinden sonra bir de lohusa için film çekmeye karar vermiş. muhtemelen de böyle devam edecek.

filmde yeni doğum yapan bir annenin bebeği ile kendi başına ilgilenme inadı yüzünden lohusa sendromu yaşaması anlatıyor. filmde insanı güldüren sahneler olsa da diğer filmlerine oranla çok yüksek düzeyde didaktik bir film olmuş bu film.

kadınların birbirlerine destek olmaları için bir çaba gösterilmiş filmde ama bu işler kör göze parmak şeklinde yapılmayınca daha güzel oluıor sanki.

vasat ama yer yer eğlenceli bir filmdi.

eşlerine hiçbir konuda yardımcı olmayan erkeklere, oğlunu paşalar gibi yetiştirip elini sıcak sudan soğuk suya sokmamış annelere, "ben her şeyi hallederim" diyerek her durumda güçlü görünmeye çalışan kadınlara özel çekilmiş bir film.

hele sonlara doğru iyice kamu spotuna bağlıyor.

gülümsettiği yerler yine de oldu evet ama genel olarak zaman kaybı olduğunu düşünüyorum.

böyle sanat filmi izlemiş gibi bir yorumu hak etmeyen bir film elbette. ama bence keyifli. "ben türk filmlerini sevmiorm abi yeaa" kafasında değilimdir ama yine de komedinin bokunu çıkardığımızı, fazla abartılı, gerçek dışı senaryo ve repliklerle güldürmeye çalıştığımızı kabul ediyorum. bu filmde de gerçek dışı abartılar yok değil ama yine de bence doğal ve eğlenceli. mesaj kaygısı var doğru ama verdiği mesajlar yanlış değil ve çok herkesin hayatından.

gupse özay'ın deliha faciasından sonra komediyi beceremediği yönündeki algılarımı kırdı, doğal oynadığında ne güzel de başarıyormuş.

filmin başları daha günlük hayattan komik anlar üzerine kurgulandığı için daha eğlenceliydi ama bir yerde o cıvıklığa yine geçilmiş. buna rağmen bence izlenmesi çok da vakit kaybı olmayacak bir film.